Paylaş
Karanlıkta kalan kaza
Geçtiğimiz haftalarda Amerika'da ilginç bir uçak kazası yaşandı. Aralarında Amerikalı ünlü golf oyuncusu Payne Stewart'ın da bulunduğu 5 kişiyi taşıyan Learjet 35 tipi uçak saatlerce hiç bir telsiz bağlantısına cevap vermeden kontrolsüz uçtu. Daha sonra yakıtı biten uçak Kanada sınırından içeri girerek Mina bölgesinin güneyinde çakıldı.
Kaza başta Amerika olmak üzere tüm havacılık çevrelerinde yoğun bir tartışma başlattı. Ve bir dizi soruyu gündeme getirdi:
l-Acaba kabinde ne olmuştu?
2-Kabin basıncı mı kaybedilmişti?
3-Yoksa oksijen sisteminde mi bir arıza meydana geldi?
4-Neden pilotlar acil durum (emergency) deklare edip alçalmamıştı?
5-Bu kaza normal yolcu uçaklarından daha yüksekte uçan iş jetleri için bir tehlike oluşturacak mıydı?
Bu tür sorular uzayıp gidiyor. Amerikan Ulusal Ulaştırma Emniyet Dairesi (NTSB-National Trasportation Safety Board) uçak üzerindeki araştırmalarını sürdürüyor. Enkazdan kokpit ses kayıt cihazı (CVR) çıkartıldı. Ancak bu kayıtlardan bir şey elde edilemedi. Learjet 35'de uçuş verilerini kayıt eden Flight Data Recorder (Uçuş Veri Kayıt Cihazı-FDR) bulunmuyordu. NTSB sözcüsü Jim Hall, kazanın çok ilginç olduğunu açıkladı.
Learjet şirketi dünyanın ilk işjeti üreten şirketlerinden biri. Şu an Kanadalı imalatçı Bombardier portföyünde. 1960'lı yıllarda başladığı imalatını değişik modellerle sürdürüyor. Düşen uçak Learjet'in 35 modeli. Çağrı kodu N47BA. 1976 yılında imal edilen 60 seri numaralı uçak, Sun Jet Havacılık şirketine aitti. Toplam 10 bin saat uçuşu olan uçağın 7 bin 500 iniş kalkışı bulunuyordu.
KAZA NASIL OLDU
Learjet 35, Orlando Florida'dan 25 Ekim sabahı saat 09.19'da, rotası Dallas Love Field Havalimanı olmak üzere havalandı. Uçak 2 saat içinde Dallas'a inecekti. Toplam 4 saat 45 dakika uçacak kadar yakıtı bulunuyordu. Kalkıştan sonra Learjet 09.44'de 37 bin feet yani 11 bin 200 metreye tırmandı. Hava Trafik Kontrolü (Air Traffic Control-ATC) ile konuşan pilotlar 39 bin feet'e (11 bin 800 metre) çıkmak için izin istediler. Uçakla ATC arasındaki son telsiz konuşması bu oldu. Pilotlar 11 bin 800 metreye çıkarken uçuş yönünü yani başı da değiştireceklerdi. Ancak herhangi bir değişiklik yapılmadan uçak kuzey batıya doğru uçuşuna devam etti. Saat 10.00 civarından telsizle cevap alamayan ATC operatörleri bölgeye yakın olan Tyndall Hava Üssü'nü arayarak acil durum eskortu istediler. Üste her an kalkmaya hazır bekletilen (scramble) F-16'lar havalandı. Saat 11.09'da F-16'lar yavaş yavaş yükselen Learjet'i 44 bin feet (13 bin 300 metre) irtifada yakaladılar. Learjet'in camlarının buzla kaplı olduğu görüldü. Belirli bir süre uçtuktan sonra yakıtları biten askeri jetler görevi Oklahama'dan kalkan F-16'lara bıraktı. Uçuş yüksekliği 48 bin feet (14 bin 500 metre) olan esrarengiz iş uçağı Kanada sınırını geçti. Burada Learjet'in takibi Kanada Hava Kuvvetleri'nin CF-18'leri tarafından devam ettirildi. Saat 13.14'de yakıtı biten Learjet düşmeye başladı. İki dakika sonra da kalın bulut tabakasının içine girdi. En son 13.20'de görülen uçak Mina bölgesinin güneyinde yere 3.5 metrelik bir çukur açarak çakıldı.
Askeri uçakların eskortları sırasında pilotlar çeşitli fotoğraf ve video çekimleri yaparak NTSB'ye teslim ettiler. Ancak NTSB, kaliteleri düşük olan bu görüntülerden herhangi bir sonuç alamadıklarını açıkladılar.
MUHTEMEL SENARYOLAR
NTSB'nin yaptığı araştırmalara göre uçağın motorundan basınç sistemine giden valfler iki gün önce değiştirilmişti. Burada bir arıza olup olmayacağı araştırılıyor. Uzmanların üzerinde en çok durduğu nedenlerin başında kabin basınç kaybı geliyor. Camların buzla kaplı olması kabin basıncının kaybedildiğinin bir göstergesi. Bu sistemin kaybedilmesiyle uçak yüksek irtifalarda çok kısa sürede soğuyabiliyor. Ancak uzmanlar Learjet 35'in kabin basıncı açısından kendini kanıtlamış bir sisteme sahip olduğunu belirtiyorlar. Bu uçak tipiyle binlerce uçuş saatine sahip olan pilotlar, kabin basıncı kaybedilse bile otomatik sistemin hemen ayarlama yapabileceğini söylüyorlar.
Eğer kabin basıncı kaybedilse pilotların harekete geçebilmeleri için 15-20 saniye vakitleri bulunuyor. Bu süre içinde neden oksijen maskelerini kullanmadıkları bilinmiyor. Kabin basıncının kaybedilmesinde pilotların maskelerini indirip hemen alçalmaya başlamaları gerekiyor. Uzmanlar büyük oranla pilotların maskelerini takmadıklarını tahmin ettiklerini söylüyorlar. Ancak Learjet'lerin ilk üretildiği yıllarda kabin basınç kayıplarıyla karşılaştığı fabrikanının daha sonra aldığı önlemlerle bu sorunun giderildiği biliniyor.
1976 yılı yapımı Learjet 35'te ünlü golf oyuncusu Payne Steward'da hayatını kaybetti. Toplam 10 bin saat uçuşu olan Learjet 35 imalat bandından çıkan 60 numaralı uçak. Bugüne kadar ciddi bir arıza çıkarmamıştı. Ama inanılmaz bir kazanın yaşanmasına yol açtı.
Kabin basıncı
Normal nefes alarak 3 bin 300 metreye kadar sorunsuzca çıkarsınız. Bu yükseklikten sonra oksijen ve basınç azalmaya başlar. Kalabileceğiniz süre azalır. Devamlı bu yükseklik üzerinden uçacak uçakların kabin basınç sistemine sahip olması gerekir. Bu sistem sayesinde kabindeki basınç ve oksijen insan vücudunun dayanabileceği değerlerde ayarlanır.
Havayolu uçakları yaklaşık 10 bin metrenin üzerinden uçarlar. Kabin basıncı sayesinde bu irtifa yolculara 2 bin 600 metre olarak hissettirilir. Kabin basıncındaki kayıp uçaklar için çok tehlikeli olabilir. Dışardaki hava ve kabin içindeki farklılık nedeniyle gövde bomba gibi patlayabilir. Uçaklarda kabin basınç kaybı olduğunda otomatik olarak maskeler aşağı iner. Pilotlar bu gibi durumlarda uçağı kabin basıncının gerekmediği 3 bin 300 metre ve aşağısına indirir. Acil iniş planlarlar.
Yükseklik arttıkça oksijensiz dayanma süreleri azalıyor. Örneğin 6 bin metrede 20-30 dakika dayanılabilirken 15 bin metrede ise sadece 9-12 saniye dayanılabiliyor.
Berjer koltukta süper yolculuk
Havayolları arasında First class'ının yenileyenler kervanına Swissair de katıldı. Şirket Monrtö'de düzenlediği toplantı ile yeni first class'ını tanıttı. Uzun menzilli uçaklara uygulanmaya başlanan hizmet, 'Swissair Care Programme' adını taşıyor. Swissair'ın koltuklarına dışardan baktığınızda dış görünümü ile bir berjer koltuk ve onun önünde mükemmel bir puf görüyorsunuz. Size evinizin konforunu sunuyor.
Swissair'in koltuk oturumu bazı havayollarının first class'ları gibi tekli. Renk olarak lacivert seçilmiş. Ünlü tasarımcı Tilla Theus tarafından dizayn edilen koltuğa oturduğunuzda büyük bir rahatlık hissediyorsunuz. Koltuk eni ve boyu çok iyi ayarlanmış. Eni 60, ayak uzatma uzunluğu da 2 metre. Zaten Amerikan B/E Aerospace tarafından imal edilen bu koltuklar dünyanın en büyük uçak koltuğu olarak biliniyor. Yan tarafta bulunan panel yardımı ile koltuğu değişik oturum pozisyonlarına sokabiliyorsunuz. Birinci durum kalkış ve inişte kullanılan dik oturum. İkinci pozisyon ise yemek yenilirken veya kitap okurken alınan hafif yatık konum. Uyumak istediğinizde koltuğunuzu tamamen yatar duruma getiriyorsunuz. Koltuğun alt kısmındaki bölüm kalkarak yatağın alt kısmını oluşturuyor.
MİSAFİR GELEBİLİR
First class'ta uçarken bir misafiriniz gelirse nerede konuk edeceğim diye düşünmenize gerek yok. Koltuğun 1.5 metre ilerisine küçük bir puf konulmuş. Yatar pozisyona getirdiğinizde pufa ayaklarınızı da uzatabiliyorsunuz. Pufa oturtacağınız misafirinizle toplantıyı şu ana kadar havayolları arasında yapılmış en büyük masada yapabilirsiniz. Masanın boyu 66, eni de 76 santimetre.
Koltuğun hemen sağ kenarında ise özel okuma ışığı bulunuyor. Dışarıya ısı vermeyen bu özel lamba üç ayrı pozisyonda ayarlanabiliyor. Swissair henüz bir televizyon ekranı seçimi yapmadı. Bu konuda görüşmeler yapan havayolu muhtemelen büyük bir televizyon ekranı seçecek. Şirketin bir diğer önemli çalışması ise kabinde DVD yayını olacak. İstediğiniz filmi DVD kalitesinde seyredebileceksiniz.
Yemek konusunda ise özel seçimler yapıldı. Havayolu sektörüne yeni bir boyut getirmek amacıyla yemekler İswiçreli iki ünlü aşçı, Roland Pierroz ve Philippe Rochat tarafından hazırlandı. Toplam 8 ayrı mönüden oluşan yemekler first class'ın yanı sıra uzun menzilli hatlarda ekonomi sınıfında da yenilendi. Swissair yolcuları iki çeşit mönü ve 4 ayrı şarap arasından seçim yapabilecek.
TOLGA ÖZBEK/MONTRÖ
Toplam 200 milyon dolara mal olan yeni first ay sonuda Swissair'ın uçaklarına uygulanmaya başlanacak. İlk etapta filodaki 15 MD11 ve 12 A330-200 uçağı bu sistemlerle donatılacak. Tüm uçaklar yeni first classlarına 2000 yılı sonuna kadar kavuşacak.
THY Hong Kong’a uçacak
Türk Hava Yolları filosuna Nisan 2000'de katılacak 7'inci A340 uçağını teslim aldıktan sonra Uzakdoğu'da yeni noktalara uçmayı planlıyor.
Henüz pazar araştırması süren çalışmalar arasında Hong Kong ve Seul uçuşu gündeme geldi. Seul'e daha önce de sefer başlatan THY, Asya-Pasifik pazarında patlayan ekonomik kriz sonucu bu uçuştan vazgeçmişti. Ancak şimdi Uzakdoğu'da ekonomik krizin hızla geçmesi THY'nin de bu yöne yeni uçuşları gündeme getirmesine yol açtı.
Seul'e yapılacak seferler için girişimler sürürken Bangkok üzerinden Hong Kong'a sefer yapılması amacıyla araştırmalar başladı. Özelllikle Hong Kong'un ünlü havayolu şirketi Cathay Pacific'in koltuk değişimi yapmak istediği THY Hong Kong uçuşlarını cazip buldu. Ancak Bangkok üzerinden yapılacak seferlerin THY'nin Singapur uçuşlarını gerçekleştirdiği bu noktada yolcu kaybına uğrayabileceği endişesi var.
Seul ve Bangkok uçuşları için karar 2000 yılı ortalarında verilecek. Bu arada Amerika'da partner arayışını sürdüren Türk Hava Yolları, American Airlines ile görüşmelere başladı. Bir süredir devam eden görüşmelerde belli bir noktaya gelindi. Bu gerçekleşirse THY Amerika'da New York, Chicago ve Miami'ye yaptığı uçuşlara AA ile ülkenin her noktasına bağlantı sağlayacak.
Yönetimde değişiklik
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu'nda değişiklik yapıldı. Üyelerden Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar yardımcısı Tolga Akgün görevinden ayrıldı. Akgün'ün yerine Ulaştırma Bakanlığı'na yakın, daha önceden TAI'de de Yönetim Kurulu'nda görev yapan Alaaddin Lütfi Kuday atandı.
Paylaş