Paylaş
Bavulunuzu kim hazırladı
Lütfen sorulara doğru cevap verin. Bir davranış bozukluğu ya da ters cevap verme yolculuğunuzu altüst edebilir.
Havalimanına geldiniz. Yolculuk heyecanı içindesiniz. Kontuarda biletinizi, check-in işlemlerini yapmak üzere görevliye verdiniz. Bu arada yanınıza yaklaşan bir görevli size sorular sormaya başlıyor:
'Bavulunuzu siz mi hazırladınız.? Ne amaçla gidiyorsunuz...'
Sorulara lütfen sinirlenmeden cevap verin. Görevlilere kızmayın. 'Bundan size ne...' gibi cevaplarla diklenmeyin.
Vereceğiniz her ters cevap, sizi şüpheli yolcu durumuna sokar. Sorular artmaya başlar. Daha detaylı sorularla karşılaşırsınız. Seyahat belgeleriniz bir kaç kez incelenir. Havalimanı girişinde aranmanıza rağmen üstünüz yeniden aranabilir. Görevliler şüpheli görürlerse sizi polise götürebilirler. Ters davranışlarınız yüzünden işlemleriniz uzar, uçağınıza geç kalabilirsiniz. Bütün yolculuk planlarınız altüst olabilir.
SORGUNUN NEDENİ TERÖR
Uluslararası terörün etkileri tüm dünyayı tehdit ediyor. Patlayan bombalar, kaçırılan uçaklar her geçen gün kötü haber olarak karşımıza geliyor. Terörle birlikte tırmanan uyuşturucu ve tarihi eser kaçakçılığı birçok ülkenin başını derde sokuyor.
Kan döken örgütlerin hedef noktalarından biri de havalimanları ve uçaklar. Kamuoyu bu tür konularda çok hassas. Havalimanlarına veya uçaklara yapılacak eylemler dünyada büyük yankı buluyor. Havayolları da bu durumdan rahatsız. Gelişebilecek bir olay havayolu şirketlerinin tarihlerinde onarılmaz yaralar açıyor.
İşte bu yüzden bir çok havalimanında polisin verdiği güvenlik hizmetlerinden sonra onlara yardımcı özel şirketler de görev yapıyor. Bu görevin özel şirketler tarafından yapılmasının ana nedeni yolcunun polis gördüğünde psikolojik olarak kendini rahatsız hissetmesini önlemek. Ayrıca özel şirketlerin uzun süre havalimanlarında görev yapmalarıyla birlikte belirli bir tecrübe ve uzmanlık oluşuyor. Emniyet birimlerinde rotasyon çok hızlı. Polislerin kısa süre içinde başka yerlere tayin olmaları tecrübe gerektiren bu konuda uzmanlaşmalarını önlüyor. Ayrıca bu işi yapan özel şirketler her gün hizmet verdikleri havayolu şirketinin yolcu listelerini inceliyorlar. Karşılarına çıkan isimleri gerektiğinde polise danışarak kontrol ediyorlar.
Check-in işlemi öncesi ya da bu işlem sırasında o havayolu şirketinin anlaştığı güvenlik kuruluşunun elemanı yanınıza yaklaşıp sorular sorarken aslında yüzünüz ciddi biçimde inceleniyor. Çünkü yüz bir aynadır. Endişeleriniz, heyecanlarınız, korkularınız bir biçimde mutlaka yüzünüze yansır. Dünyada çok sayıda insan üzerinde yapılan araştırmalarda, yalan söyleyenlerin hepsi yüzlerine yansıyan bir değişimi göstermişlerdir.
Uçakla yolculuğun daha güvenli olması için bu özel güvenlik şirketleri ciddi hizmetler sunuyorlar. Başta İsrail olmak üzere bir çok ülkede polis kontrolünden geçmiş, çok sayıda suçlu yolcu, check-in sırasındaki sorulara cevap verirken yakalandılar. İçlerinde çok sayıda terörist, sahte kimlikle seyahat eden kişi, uyuşturucu kaçakçısı, uluslararası kurye, dolandırıcı bu sorgulama sistemi sırasında yakayı ele verdi.
AMERİKA’NIN ŞARTI
Bazı ülkeler bu hizmeti almadan gelen havayollarının uçaklarını kendi ülkelerine kabul etmiyorlar. Uçuş izinlerini iptal ettiriyorlar. Bu ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri geliyor. Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi FAA, ülkeye sefer yapacak havayolları ve kalktıkları havalimanlarını denetleyebiliyor. Eğer güvenlik konusunda herhangi bir eksiklik görürse ya uyarı yapıyor ya da o havalimanından gerçekleşen uçuşları tümüyle yasaklayabiliyor. Örneğin Amerikan Delta Havayolları’nın İstanbul kalkışından önce yolcuları özel güvenlik kuruluşunun elemanlarının sorularını cevaplıyorlar. THY'de Amerika yönüne yaptığı uçuşlarda bu uygulamayı yapıyor. New York, Şikago ve yakın gelecekte Miami uçuşlarında Gözen Havacılığın bir kuruluşu olan güvenlik bölümünün deneyimli elemanları yolculara soru soruyor.
Havalimanında check-in yaptırırken bir görevli yanınıza yaklaşıp sorular sorabilir. Sakın şaşırmayın. Sorduğu tüm sorular sizin güvenliğiniz içindir. Özel güvenlik görevlisine itiraz etmenin ya da ters cevaplar vermenin büyük zararı var. İsterse sizin uçuşunuza engel olabilir. Çünkü bu görevliyi çalıştıran havayolu şirketi ona tam yetki vermiştir. Başta Amerika olmak üzere bir çok ülke kendi yönlerine uçan uçakların kalktıkları havalimanlarında bu uygulamanın yapılmasını şart koşuyorlar. Eğer bu soruların sorulmadığı saptanırsa o zaman o havayolu şirketinin uçuşlarını durdurabiliyorlar.
uçakları da arıyorlar
Polis dışında ikinci kademede yapılan kontroller için özel güvenlik şirketlerinin çok iyi eğitilmiş elemanları bulunması gerekiyor. Bu eğitim yurtdışından getirilen özel öğretmenlerle yapılıyor. Güvenlik elemanlarının eğitimleri çalışırken de sürüyor. Bazen uçak içine hiç akla gelmeyecek yere bomba süsü verilmiş malzemeler konuyor. Görevlilerin normal kontroller sırasında bunları bulması gerekiyor. Ayrıca bu görevliler uçak altına kontrol edilerek gelmiş bavulları bir kez daha kontrolden geçiriyorlar. Uçak altına getirilmiş seyyar X-RAY cihazından geçirilen bavullarda dikkati çeken eşyalar olursa sahibi çağırılıp araştırılıyor ya da bu bavul hiç yüklenmiyor.
ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETLERİ
Havalimanlarında güvenlik konusunda hizmet verebilmek için özel şirketler kuruluyor. Bu şirketler tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden ruhsat almak ve hazırladığı talimatlara göre çalışmak zorundalar. Türkiye'de bu ruhsata Gözen Air ve Çelebi sahip. Gözen Air 1996'dan bu yana güvenlik hizmeti veriyor. Çalıştığı havayolları arasında THY, Delta, Cathay Pacific, KLM Kargo, Olimpic, Özbekistan Havayolları var. Havayollarının yanı sıra şirket İstanbul'da konaklayan özel iş jetlerine de güvenlik hizmeti veriyor. THY'ye verilen güvenlik hizmeti ise 10 Nisan'da başladı. Şimdilik sadece ABD uçuşlarında bu hizmet yapılıyor. Yolcuya check-in sırasında çeşitli soruların sorulması özel güvenlik şirketlerinin görevlerinin küçük bir kısmı. Gelen bavulların kontrolü, uçağa yüklenmeden önce gelişmiş röntgen cihazlarından geçirilmesi bagajla ilgili işlemleri oluşturuyor. Uçak indikten sonra temizliği sırasında bu ekipler tarafından tekrar aranıyor. Uçağın her noktası tek tek gözden geçiriliyor. Yüklenecek olan kargo, ikram, duty-free malzemeleri de kontrol ediliyor. Eğer uçak park halindeyse güvenliğinden yine bu şirketler sorumlu oluyor.
DOĞRU CEVAP VERİN
1 Bagajınız ve içindeki eşyaların sahibi kim?
2 Bagajınızı kim hazırladı?
3 Başkalarından taşımak için eşya aldınız mı?
4 Çantalarınızda silah benzeri ya da silah olarak kullanılabilecek ne gibi eşyalar var?
5 Lütfen şu anda çıkış kapısına gidinceye kadar kimseden birşey kabul etmeyiniz ve el çantanızı yalnız bırakmayın.
Yolcu bu sorulara karşısındakini tatmin etmeyen cevaplar verirse görevli soru sayısını arttırıyor. Soru sayısı 28'e kadar çıkıyor.
ann murphy olayı
İrlandalı hemşire Ann Murphy olayı, 'Bagajınızı siz mi hazırladınız?' sorusunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor:
1970'li yıllarda Londra'da Suriye Büyükelçiliği’nde bir diplomat , Ann Murphy isimli İrlandalı hemşireyle duygusal ilişkiye girer. İlişkilerinin ikinci yılında genç hemşire Suriyeli diplomattan hamile kalır. Suriyeli diplomat bir gün Ann Murphy'ye; 'Sen Tel-Aviv'e git. Ben arkadan geleceğim' der. Suriyeli diplomat genç kadına business class El-Al Havayolları bileti, Hilton Oteli'nden rezervasyon bilgilerini ve hazırladığı bavulu verir. Londra Heathrow Havalimanı’na giden Ann Murphy'ye El- Al'ın özel güvenlik görevlileri check-in sırasında çeşitli sorular sormaya başlarlar. ‘Bavulunuzu siz mi hazırladınız’ sorusuna 'hayır' yanıtını veren ve şüpheli hareketlerde bulunan Bayan Murphy'in seyahat belgeleri tekrar incelenir. Kendisi bir hemşiredir ama business class'ta uçacak ve Tel-Aviv Hilton Oteli'nde kalacaktır. Bavulu aranmak üzere özel bölüme alınır. Kadının bagajının gizli bölmesinde Suriyeli ajanın yerleştirdiği özel yapım bomba bulunur. Uçakta infilak etmesi planlanan bombanın ele geçmesi faciayı önlemiştir.
Airbus’tan bininci A320
Avrupalı uçak imalatçısı Airbus Endüstri, teslim ettiği A320 ailesinin 1000 ve 1001'inci uçaklarıyla yeni bir rekora imza attı. Şirketin Alman ortağı DaimlerChrysler Aerospace'in Hamburg'daki tesislerinde 1000'inci A319 leasing şirketi ILFC aracılığı ile Air France'a teslim edildi. Aynı gün Airbus'ın ana merkezi Fransa Toulouse'ta ise 1001'nci A320, Amerikan United Havayolları tarafından teslim alındı.
Bu uçakların teslimatının şirketleri açısından çok önemli olduğunu belirten Airbus Endüstri Yönetim Kurulu Başkanı Noel Forgeard, 'İlk A320 teslimatı yapıldığından beri A320 ailesi 11 yıl içinde dünyanın en modern, en verimli ve en karlı tek koridorlu uçak ailesi olarak değerini kanıtlamıştır. Tarihin en hızlı satan uçaklarından olan A320 ailesi sadece Airbus'a değil, aynı zamanda bu uçağı kullanan 84 havayolu şirketine de büyük başarı kazandırmıştır' dedi.
Satış başarılarını daha da arttıracaklarını belirten Forgeard, üretim kapasitelerini yükselterek 2000'inci A320'yi 2004 yılında teslim etmeyi planladıklarını söyledi. A320'lerin siparişleri de bin 900'e ulaştı.
AİLEYE YENİ ÜYE
Hepsi aynı temel tasarıma dayanan ve üç modeli bulunan A320 ailesi 124 koltuklu A319, 150 koltuklu A320 ve 185 koltuklu A321 uçaklarından oluşuyor. Airbus şu sıralar ailenin en küçük üyesi olan 107 koltuklu A318 üzerinde de çalışmalarını sürdüyor. A320 ailesinin tüm uçakları benzer kokpite sahip. Böylece pilotlar tek bir eğitimle tüm seride uçabiliyorlar.
Ayrıca A320 pilotları kısa bir eğitimle uzun menzilli A330 ve A340'lara da geçiş yapabiliyor. A320 ailesinin benzer motor ve gövde yapıları da bakımda kolaylık sağlıyor. Ailenin A319 ve A321 uçakları Hamburg'da, A320 ve diğer modeller ise Toulouse'ta imal ediliyor.
Airbus Endüstri 30 yıl içinde ürettiği 107 ile 380 yolcu kapasiteli üç ayrı uçak ailesi (A320, A340 ve A310 ailesi) son yıllarda aldığı yüklü siparişlerle Amerikalı uçak imalatçısı Boeing'i zorlamaya başladı. Şirket 1999 yılı içinde 220'si A320 ailesi olmak üzere 290 uçak teslim etmeyi planlıyor.
Kokpitekamera konuyor
Uçak kazalarını kaydeden iki karakutuya bir yenisi eklenecek.
Kokpitteki sesleri kaydeden CVR (Cockpit Voice Recorder ) ile uçağın teknik verilerini saklayan FDR'dan (Flight Data Recorder ) sonra şimdi de kokpitten sürekli görüntüleri alacak bir kamera sistemi kaza nedenlerinin belirlenmesine yardımcı olacak.
Biri pilotların arkasında, diğeri de önlerinde yer alacak geniş açılı kameralar uçağın motor çalıştırması ile devreye girecek. Başlangıçta 45 dakika süre ile çekim yapacak kameralar, bu sürenin dolmasının ardından görüntüyü silip aynı anda yeniden kayda girecekler. Böylece bir kaza sırasında ya da sonrasında belirli süre kokpitteki son anların görüntüleri olacak. Pilotların ne yaptıkları, ne tedbirler aldıkları, tepkileri izlenebilecek.
KABİNE DE KONACAK
Kokpit video kayıt sistemi daha sonraki aşamada kabine de uygulanacak. Kabindeki bir kaç noktadan çekim yapacak kameralar hiç bir karanlık nokta kalmadan uçağın içini sürekli çekerek kaydedilmesini sağlayacaklar. Bu sistem sayesinde bir kaza sonrası yolcuların durumları, kabin memurlarının yolcuları tehlike şartlarına hazırlayışları izlenebilecek.
Sistem ileri aşamalarda geliştirilerek uçaktan yayın imkanı da verecek. Örneğin bir uçak kaçırılması sonrası sistem dışa yayın yaparak, kabininde olup bitenler aşağıdan izlenebilecek. Uçak kaçıran kişinin tanınması, davranışları bu kameralar sayesinde görülebilecek. Pilotlara ve kabin memurlarına kaçırılma olaylarında sistem sayesinde aşağıdan destek sunulabilecek. Tüm kamera sistemi uçağın kokpitinden ya da aşağıda zoom yaparak ya da yön değiştirerek detaylar da verebilecek.
Kameralar görünmeyecek şekilde özel yerlere konulacak. Belli standartlardaki koruma camları arkasından çekim yapacaklar. Kameralardan birinin terörist tarafından yerinin bulunup, çıkarılması halinde diğer kameralar çekim yapmayı sürdürecekler. Pahalı bir yatırım olmasına karşın çok sayıda havayolu şirketinin sistemi uçaklarına taktıracağı sanılıyor.
Dolby sistem uçaklarda
Singapur Havayolları, 1 Mayıs'tan itibaren uçaklarının tüm koltuklarında yeni 'Dolby Headphone' ses sistemine geçiyor. Bu sistem sayesinde standart streo kulaklıklar kullanılarak yolculara sinema ses sistemi kalitesi sunulacak.
Merkezi Avustralya'da bulunan Lake DSP şirketi tarafından geliştirilen yeni teknoloji, kısa zamanda elektronik aletler, kişisel bilgisayarlar ve internette kullanılmaya başlanacak. Havayolları arasında bu sistemi ilk kullanan ise Singapur Havayolları (SIA) oldu.
Paylaş