Paylaş
İster uydudan uzay derinliklerinden fotoğraf alın; isterseniz insansız hava aracıyla hedef üzerinden canlı yayın yapın. Veya klasik fotoğraf çeken uçaklar kullanın. Her askeri operasyon keşifle başlar. Hedefler ve tehditler böyle belirlenir. Harekatın ardından yine keşif yapılır. Sonuçlar ortaya çıkar.
Türk Hava Kuvvetleri’nde, uzun yıllardır keşif görevlerinde RF-4E Phantom uçakları kullanılıyor. F-4E’lerden geliştirilen uçağın burnunda makineli top yerine özel kameralar var. Bu nedenle de adının başındaki R harfi İngilizce’de ‘reconaissance’ yani keşif, F harfiyse ‘fighter’ yani avcı uçağının kısaltması.
ABD’DEN SATIN ALINDI
RF-4E’ler, Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterine 1980’de girdi. Şu an Boeing portföyündeki McDonnell-Douglas şirketinin imalatı uçaklardan sekizi ABD’den satın alındı. İlk kullanıcı Eskişehir’deki 113’üncü Filo oldu. 1992-1994 arasında Alman Hava Kuvvetleri’nin hizmetten çıkarttığı 46 uçak daha askeri yardım kapsamında envantere girdi. Bunlardan 32’sinde yapısal yenileme yapıldı. Kalan uçaklar yedek parça olarak ayrıldı. Gelen Alman uçaklarıyla birlikte Malatya/Erhaç’taki 173’üncü Filoda RF-4E uçakları kullanmaya başladı.
TÜRKİYE’DE MODERNİZE EDİLDİ
Teknolojik ömürlerini doldurmaya başlayan uçaklar, yeni nesil sistemlere sahip olması için Aselsan tarafından modernize edilmeye başlandı. Bunun için ABD’den alınan 7, Almanya’dan gelen 11 uçak seçildi. Toplam 18 adet RF-4E’ye gündüz ve gece her türlü hava şartında, elektronik harp koruması altında hassas seyrüsefer yapabilecek sistemler takıldı. Telsizleri yenilendi. Ayrıca yerden atılan radar güdümlü füzeleri pilotlara uyaracak Aselsan’ın alt şirketi Mikes tarafından geliştirilen AN/ALQ-178 sistemleri de takıldı. 2009’da başlayan ve ‘Işık’ adı verilen proje geçen yıl tamamlandı. Tüm uçaklar Hava Kuvvetleri’ne teslim edildi. Modernizasyon sonrasında bu uçaklar ‘RF-4E/TM’ olarak tanımlandı.
Çift motorlu uçak, saatte 2 bin 310 kilometre hıza çıkabiliyor, 18 bin 100 metreye kadar yükselebiliyor. Uçakta önde pilot, arka kokpitteyse Silah Sistem Subayı (SSS) görev yapıyor. Dünyada RF-4 kullanıcıları arasında Türkiye’nin yanı sıra İran, İsrail, Yunanistan, Japonya ve Güney Kore bulunuyor.
* RF-4E’ler, KS-87B, KA-56E ve KA-91B ıslak film kameralarının yanı sıra AN/AAD-5 IR olarak adlandırılan ısı hassasiyetine sahip özel kameralarıyla fotoğraf çekiyor.
* Uçağın burnunda farklı açılarla yerleştirilmiş öne, sağa-sola ve alta bakan toplam altı kamera var. Hedefin pozisyonuna göre farklı kameralar kullanılabiliyor.
* Çekimler ‘ıslak film’ olarak adlandırılan negatif filme yapılıyor.
* Taşınan filmin uzunluğu yaklaşık 150 metre.
* Kameranın kumandası, iki kişilik uçakta arkada oturan Silah Sistem Subayı’nda.
* Uçak görev sonrasında üssüne dönüyor. Özel ekip filmi alarak banyo ve basım işlemi yapıyor.
* Uzaktan gerçekleştirilen yüksek irtifa çekimlerinde ise KS-146B LOROP (Uzun Menzilli Elektro-Optik Yansal Fotoğraf) cihazları kullanılıyor. Dışardan bakıldığında sistem gövde altında taşınan harici yakıt tankına benziyor. LOROP, yüksek irtifadan yaklaşık 100 kilometre menzile kadar fotoğraf çekebiliyor. Normalde bu sistem ABD’den alınan RF-4E’lerde kullanılıyordu. Ancak Türkiye’deki modernizasyonla bu kabiliyet Almanya’dan gelen uçaklara da kazandırıldı. Keşif podu taşıyabilen uçaklar RF-4E/TMG olarak adlandırılıyor.
NEDEN KEŞİF UÇAĞI KULLANIYOR
* Uzaydan görüntü almak için uydunun hedef üzerine gelmesi uzun zaman alıyor. Bazen hava şartları etkili oluyor.
* İnsansız hava araçlarının menzilleri, hızları hâlâ yetersiz. Yerden atılan füzelere karşı korumasız.
* Tüm bu teknolojik gelişmelere rağmen keşif uçaklarının esnekliği, istenilen yere alçaktan veya çok yüksekten gidebilmeleri büyük avantaj.
* Artık askeri uçaklar platform olarak kullanılıyor. Gövdeler eskise de modernizasyon yapılıp yeni nesil teknolojilerle güncelleniyor. Dijital sistemler, çekilen fotoğraf veya görüntüyü uydu üzerinden hemen yere iletiyor.
İSRAİL’LE İPTAL OLAN PROJE
Islak film sistemi kullanan RF-4E’lerin modernizasyonunun ikinci aşamasında uçakların dijital görüntü alabilen, çektiklerini anında yer istasyonuna aktarabilen özel sistemler alınması planlanmıştı. TARP (Türk Havan Keşif Programı) adı verilen projede 2008’te İsrailli Elbit ve Elta şirketleriyle sözleşme imzalandı. Toplam 300 milyon dolarlık proje, Mavi Marmara olayı sonrasında gerilen iki ülke ilişkileri nedeniyle İsrail tarafından geçen yıl sonunda durduruldu. Eğer proje hayata geçseydi, uçaklar Link 16 olarak adlandırılan sistem üzerinden çektiği fotoğrafları anında özel uydu kanalları kullanarak yere iletebilecekti. Projenin iptal edilmesiyle RF-4E uçakları eski nesil ‘ıslak’ olarak adlandırılan kamera ve keşif podlarıyla görevlerine devam etmek zorunda kaldı. Projede ASELSAN’ın bu podları yapımı gündemde.
Paylaş