Paylaş
Geçen hafta bir uçağın inişe hazırlanırken motorunun alev alması, vorteks tartışmalarını beraberinde getirdi. Uçağın arkasındaki girdaplı hava yani vorteks nedeniyle
bugüne kadar 59 uçak kazasının yaşandığını biliyor muydunuz?
Türk Hava Yolları uçağının kanat ve motor vurmasının ardından yaptığı acil inişle ‘vorteks’ gündeme oturdu. Ardından da ‘vorteks’ tartışması başladı. Kuyruk rüzgârı türbülansı olarak da bilinen vorteks, gerçekten bu kadar etkili mi? Yoksa sert iniş pilotaj hatası mı? Kuşkusuz bu soruların cevabını kaza kırım ekibinin hazırlayacağı bilimsel rapor ortaya koyacak.
Uçaklar da tıpkı bir kıçtan takma sürat motorunun çok belirgin şekilde arkasında bıraktığı çırpıntılı su izi gibi hava girdapları bırakarak ilerler. Hava filelerinin kırılıp dağılmasıyla oluşan anaforlar içe doğru kıvrılarak dağılır. Sakin havada vorteks olduğu yerde uzun süre kalır. Dağılmadığı için de arkadan gelen uçağa adeta şamar gibi çarpar.
Genellikle de anafor içe doğru kıvrıldığı için sağa veya sola sert bir yatış meydana getirir. Çok ani meydana gelen bu olayda pilotların uçağı kurtarabilecek zamanları kalamayabiliyor. Pilotlar bunu hissettiği anda pas geçerek kaçınabiliyor.
Ancak ciddi vortekslerin etkisinden kurtulmak çok da kolay değil. Bunu önlemek için ağır yani vorteksi çok olan bir uçakla arkasından gelen tek koridorlu 737 veya bu olaydaki gibi A320 tipi bir uçak arasında en az dokuz kilometrelik uzaklık bırakılıyor. Veya kalkışlar beş dakika aralıkla yapılıyor.
59 kaza oldu
-Ölçümler, vorteksin saniyede 100 metre gibi inanılmaz bir hızla hareket ettiğini ortaya koyuyor.
-Önceden tahmin ve takip edilemediği için kule ‘ağır’ uçaklarla diğerleri arasındaki mesafeyi açıyor. İki kalkış arasında belirli bir süre bekletiliyor. Bu sürede vorteks dağılıyor.
-Boeing 757 ağır bir uçak değil ama vorteksi tasarımı nedeniyle ‘ölümcül.’ Arkasından gelen uçaklarla mesafe açılarak vorteksin dağılması bekleniyor.
-Bugüne kadar vorteks bağlantılı 59 uçak kazası meydana geldi.
Suçlu kule mi?
Olayın ardından Atatürk Havalimanı (AHL) kulesi suçlanmaya, emniyetsiz bir operasyon yapılıyor imajı verilmeye başlandı. Son yıllarda THY’nin büyümesi ve hava trafik sisteminin verimli operasyonu AHL’yi dünyanın en hızlı uçak indirip kaldıran havalimanları arasına soktu. AHL’de uluslararası kuralların dışına çıkılsa, limit dışı bir operasyon olsa bırakın THY’yi hiçbir yabancı şirket buraya uçak yollamaz. Sigorta şirketleri riski üzerine almaz. Yetersizlikten çok AHL’nin sorunu, DHMİ kaynaklı... Geleceği planlayamamak, yatırımı önceden yapmamak. Bir de sekiz yıldır bitmeyen hava trafik kontrol sistemi SMART var. Ve hâlâ tam aktif değil. DHMİ’nin bu yaz sayıları 90’a kadar düşen İstanbul’daki kontrolörlerin sesini duyması gerekiyor.
Skylife’taki etik sorunu anlamadılar
THY’nin Skylife dergisini ‘Çarşamba Pazarı’ haline getiren yayıncı kuruluş, etik sorununu anlamamaya devam ediyor. Derginin ‘business’ ekinde bir saat satıcısına saat sayfalarının emanet edilmesinin nasıl etik mesele doğurduğunu kavramakta güçlük çekiyorlar. Özgür Bayoğlu adındaki saat satıcısına emanet edilen sayfalar için garip bir savunma ortaya çıktı. Bir markaya ticari bağımlılığı olan satıcıya sayfaların emanet edilmesinin ardından eleştiriler gelince savunma istendi. THY’ye gönderilen savunmada, satıcı herkese eşit davrandığını iddia edip ‘saatçiler sokağına tekerlek takıp başka bir yere taşıyamayacağını’ yazarak garip bir oyun sergilemeye çalıştı. Yazar olduğunu iddia eden Bayoğlu adlı satıcı, savunmasında sunduğu dökümlerde de kendi markasını öne çıkardığını itiraf etti.
Yanlış uçak adı
Yazısında pervaneli, 1930’larda tasarlanan Junkers Ju-52 yerine askeri bombardıman uçağı B-52 yazarak bir havayolu dergisinde yapılabilecek en büyük hatayla okuyucuları yanılttı. Piyasanın ticari oyuncusu ve başka yayınlarla da ‘pazar cambazlığı’ yapan Özgür Bayoğlu adlı satıcıya yayıncının neden göz yumduğu anlaşılamadı. THY’nin ise böyle bir etik rezaletine imza atmasını anlamaya imkân yok. Sanki Türkiye’de bir markanın ticari oyuncusu olmayan saat yazarı yok. Elbette var, hem de çok. Bunlardan birine bu sayfaları hazırlatmak mümkün. Umarım THY’de Skylife dergisinin hazırlığından sorumlu kişiler garip
savunmaya kanmadan doğru yolu bulurlar.
Paylaş