Hayat çok ama çok boş Dünya ne kadar küçük

Yemin ettim:
Nerede, ne zaman uçtum...

Haberin Devamı

Uçak tipi neydi...

Hangi ülke bayrağını taşıyordu...

Test pilotu kimdi...

Hiçbirini yazmayacağım!

KUMANDALAR BENDE

O gün, dünyanın o bölgesinde hava açıktı./images/100/0x0/55eb39e6f018fbb8f8b391a6

Kalktık. Yaşım, başım, aklım, daracık süpersonik savaş uçağının küçücük koltuğuna yığılmıştı.

Yüzümde maskem, nefes alışlarımı paniklemeden sürdürüyordum.

Ses hızı aşıldı. Bulutlar kaçıştı. Hava fileleri yırtıldı. Yerçekiminin dayanılmaz gücü beni perişan etti.

Kanımın debisi yükseldi. Aklımın hareketi düştü. Zekam bana ait değildi.

Boş bakmıyordum ama sanırım o bakışlar da bana ait değildi.

Küçük koltukta küçüldüm. Yükseldikçe dünyaya ait her şey hafızamdan silindi.

Test pilotu "Kumandalar sende" dedi.

Haberin Devamı

Tırmanışı sürdürdüm. Bir-iki sağa-sola dönüş denedim. Burnumuz yukardaydı.

Minik hareketlerle bile deli uçak alıp başını gidiyordu. Limitler içinde kaldım.

Aman Allah’ım, 16 bin metrenin üzerindeydim. Yani 53 bin feet’in ötesindeydim.

Nedense gözlerim yanıyordu. Kanım vücuduma fazla geliyordu.

Yorgun kalbim tuhaf çarpıyordu. Bana ait ritimlerde değildi. Ellerimdeki histe sorun yoktu.

"Kumandalar sizde" dedim. Devraldı test pilotu.

Düz uçuşa geçtik. Sürati biraz düşürdü. "Aşağıya bak, bak da gör dünyayı" dedi.

Dünya portakallaşmıştı. Gri, ne olduğu belirsiz bir yay gibi olmaya başlamıştı.

Aklım o irtifa ve süratte olabilecek en akıllı yerine gelmişti.

Bir film şeridi, ses hızına yakın bir hızla geçti gözlerimin önünden.

Aşağıda nerede doğmuştum? Bir nokta bile değildi orası.

Yaşadığım yer neresiydi, benim evim neredeydi? Ya da Los Angeles, Paris ya da Tokyo’daki Disneyland görünür müydü?

Tabii ki hayır.

16 bin metrenin üzerinde yaşadığım bütün zamanları gördüm. Kendimi bir pire gibi hissettim.

O büyüklükte ben neydim; hayat ne kadar boştu...

Zaman, ses hızının ötesinde durmuştu.

Derin bir nefes aldım. Fazla gelen oksijen aklımı biraz daha açtı.

Test pilotu "Dönüyoruz" dedi.

Dalışla birlikte negatif G’nin dayanılmaz sancıları başladı. Bu gövde benim gövdem, daha önce daha dirençliydi sanki. Buruşuyormuşum gibi bir duygu ağırlaştı. İçimden alıp çöpe atmak geldi kendimi.

Dünya ne kadar küçüktü.

Haberin Devamı

Hayat oradan ne kadar boştu. Yer yaklaştı. Yüksek binalar, fabrikalar... Deniz, nehir derken otomobiller, insanlar göründü.

Ait olduğum yere dönmüştüm.

Çirkinler, pislikler, ihanetler, kader falan hepsi, yaşanan güzel günler, güneşli bir hava; kaybettiğim yön duygusu, aşağı ve yukarı kavramları, teker teker bana geri geldiler.

Keşke gelmeselerdi.

PİLOTLARA EL SALLASAM

16 bin metrede bir evim olsaydı. Gelip giden test pilotlarına el sallasaydım.

Canım yerdekinden daha çok mu sıkılırdı acaba?

Baş üstü bagaj dolapları büyüyor/images/100/0x0/55eb39e6f018fbb8f8b391a8

Havayolu sektöründe her şey küçülüyor, kısıtlanıyor. İkramlar azaltılıyor. Koltuk aralıkları daraltılıyor. Tüm hizmetler paralı hale geliyor. Uçaklarda büyüyen neredeyse tek şey baş üstü dolapları 

Haberin Devamı

Artık pek çok havayolu şirketi, yolcuların kargoya verdiği bagajlarından ekstra ücret alıyor. Fiyatlar bavul başına ABD’de 25 dolar, Avrupa’daysa son dakikaya kalırsanız 100 Euro’ya kadar çıkıyor. Yolcular bu uygulamaya isyan ediyor. Ancak yüzde 1'in altına düşen kâr oranları, fırlayan petrol fiyatları havayollarını bu yola itiyor. Bileti uygun fiyatta tutmaya çalışan havayolları, verdikleri her hizmetten para istiyor.

Bagaj ücreti vermeden yolculuk edebilmenin tek yolu kabine alınan ve kabin ölçülerine uygun çanta-bavuldan geçiyor. Yolcular kurallar gereği özel ölçülere ve ağırlığa sahip tek bir çantayı yanlarında uçağa alabiliyor.

Delta Havayolları’nın yaptığı araştırmaya göre, 2009’da başlayan ücretli bagaj uygulamasının ardından kabine alınan bavul oranında yüzde 87’lik artış yaşandı. Bunun sonrasında artık havayolları imalatçılardan daha büyük baş üstü bagaj dolaplarına sahip kabin tasarımları istiyor. Normalde opsiyon olan bu seçenek, uçak siparişlerinin standartları arasına giriyor. YENİ TASARIM

Haberin Devamı

Hem Boeing, hem de Airbus yeni tasarımlarda uçak içinde baş üstü dolaplarında taşınan kapasiteyi ciddi oranda artırdı. Örneğin United Havayolları’nın A320’lerindeki yeni baş üstü dolaplarında taşınabilen kabin bavulu sayısı 64’ten 120’ye çıkartıldı.

Boeing ise yeni yolcu uçağı 787’de her bir dolaba kabin ölçülerine sahip dokuz adet bagaj alınabiliyor. Koltuk sayısı fazla olan 777 modeline göre 787, yüzde 10 daha fazla kabin bagaj kapasitesine sahip.

Amerikalı imalatçı bu tasarımı, Sky Interior olarak adlandırılan yeni kabin dizaynına sahip 737’lere de uygulamaya başladı. Filodaki mevcut uçaklar için geliştirilen projelerde kapasite ortalama yüzde 20 artırılabiliyor. - Tolga ÖZBEK

Haberin Devamı

SENDİKALAR KARŞI ÇIKIYOR

* Artan kabin bagajına en büyük itiraz ABD’de kabin memurlarının bağlı olduğu sendikadan geliyor. Ağırlaşan ve sayıları artan çantaların baş üstü dolaplarına yerleştirilmelerine yardım eden kabin memurlarında son zamanlarda en büyük sağlık sorunu bel ağrıları.

* Sendika, dolapların eski haline getirilmesini ve kabine alınan çantaların ağırlık kontrollerinin daha ciddi yapılmasını istiyor.

* Bazı uzmanlar, kabine alınan daha fazla bagajın uçuş emniyetini tehdit ettiğine dikkat çekiyor. Ağırlığın artmasıyla pist dışına çıkma gibi herhangi acil durumlarda baş üstü dolaplarının açılması, bagajların kabinde kontrolsüz hareketleri ciddi yaralanmalara neden olabilir.

* Tahliyedeyse yolcunun psikolojik olarak çantasını almaya yönelmesi, elindeki bavuluyla acil çıkış kapılarını, koridorları tıkaması faciaya davetiye çıkartıyor. Kabine alınan bagaj adetinin artması, bu riski de yanında getiriyor.

KABİNDE EN FAZLA SEKİZ KİLOGRAM

Uluslararası kurallara göre yolcu, kabinde yanına tek bir çanta alabiliyor. Ağırlığı sekiz kilogramı geçmemesi gereken kabin bagajının ölçüleri ise 23 x 40 x 55 santimetre.

Gökyüzünde 63 yıl /images/100/0x0/55eb39e6f018fbb8f8b391aa

Dünyanın en uzun süredir çalışan steward'ı yani erkek kabin memuru Ron Akana 83’üncü yaşını kutladı. 1949’da Amerikan havayolu şirketi United’da göreve başlayan Ron Akana tam 63 yıldır aralıksız uçuyor. Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye de hazırlanan Akana, gelecek yıl emekli olmayı planlıyor. Uçuş programını kendi belirleyen 83 yaşındaki kabin amiri, yaşı ve kurallar gereği ayda dokuz kez uçuş yapabiliyor. Sürekli Denver ile Hawaii arasındaki sefere katılıyor. ABD’deki kurallara göre, kabin memurları sağlık raporu alabildikleri sürece yaşlarına bakılmaksızın uçabiliyor. Ülkedeki 110 bin kabin memurunun yüzde 40’ı 50 yaş ve üzerinde. Halen dünyanın en yaşlı kabin memuruysa Delta’da uçan Robert Reardon. 87 yaşındaki Readon kariyerine 1951’de başlamış. Ancak gökyüzünde en uzun süre çalışma rekoru Ron Akana’da. Reha ERUS / ROMA

 

 

Yazarın Tüm Yazıları