Havacılıkta devrim

Havacılıkta her şey adım adım ilerler. Merakla, ilgiyle başlar. Model uçakla, paraşüt ve planörle gelişir. Amatör havacılıkla gökyüzüne atılan adım sonrasında profesyonelleşir. Bunlar oldu mu, o ülkede havacılık sanayii de gelişir, büyür.

Bugün ABD’ye, Avrupa ülkelerinde her 10 bin kişiye bir tek motorlu uçak, hafif sınıfta hava aracı düşüyor. Ama bu sayı Türkiye’de milyonda bire çıkıyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri, mevzuatın olmamasıydı.
Resmi Gazete’de yayımlanan SHY-6C Yönetmeliği ile amatör havacılar artık özgürce kanat çırpabilecek. Bu işi ticari olarak yapmayan kişiler, 2 bin kg ağırlığın altındaki bir uçağını, hafif helikopterini şirket altına işletmeye vermek zorunda kalmadan kullanabilecek.
Üç yıl önce Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın talimatıyla çalışmalar Kadir Hattat, Aytekin Turgut, Erdoğan Menekşe ve Ferşat Kolbakır tarafından başlatıldı. Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi’nin de desteklediği yönetmelik ile önemli bir adım atıldı. Bunu, meydan konusunda kolaylıklar, yeni lisans çalışması, sportif havacılık ile vergi düzenlemesi izleyecek.

Yabancı pilotlara 3.5 milyar dolar

-Bugün Türkiye’de 2 bine yakın yabancı pilot var. Bu pilotlar için Türkiye gelecek 10 yılda 3.5 milyar dolar ödeyecek. Türk pilotları gelişecek amatör havacılıkla tecrübe kazanacak. Teknisyenler bu uçaklarda çalışmaya başlayacak. Yeni kurulacak küçük meydanlarla yerleşim birimleri birbirlerine bağlanacak. Gerektiğinde bu havaalanları ambulans amaçlı kullanılacak. Doğal afetlerde bu meydanlar hayat kurtaracak. Bu konuda İstanbul için iki meydan hayata geçirilecek. Anadolu yakasında Samandra küçük uçaklara açılacak. Etraftaki kaçak yapılaşma uçuş emniyetine uygun hale getirilecek. Avrupa tarafında ise 25 yıl önce Maslak’taki yangın söndürme uçakları için yapılan pist kullanıma açılacak.
-Vergi konusunda uçağın fiyatıyla
uyumlu bir düzenleme yapılacak.

Şanslı şirket

-Türk Hava Yolları’nda basın müşavirliği, belki de şirketin en zor görevidir. Ancak birisi beddua ederse o göreve gelinir gibi. Çünkü yapılan iş hep mayın tarlasındadır. Bir daha görmeyelim ama uçak kazalarında ya da şirket içindeki olaylarda ilişkileri yönetmek çok zordur. Popüler bir şirket, ana konusu insan olan ve insanların en ufak bir hatasına tahammül etmemeyi alışkanlık haline getirdikleri THY belki de en çok basın müşavirliği noktasından korunmaktadır.
Havacılıkta olayları anlatmak zordur. Her şeyi açarak ve defalarca tekrar ederek anlatmak zorundasınız. Sabırla anlatmak gerekir. Defalarca ve her defasında ukalalık etmeden anlatmak gerekir. Biraz zorlarsanız ya da gerilirseniz gazeteci takımı kolay kolay dost olmaz. Bir uçaktaki bomba ihbarından, pist dışına çıkma ya da iki pilot kavgasına kadar her şeyin iyi yönetilmesi gerekir. Şirketin yönetme biçiminden çok bunun basına anlatılması ve doğru aktarılması ustalık ister. Bu yüzden
bu görev çoğu zaman içimizden çıkanlar tarafından icra edildi.
Şirket orijinli Uçal Dalgıç-Emre Betin ikilisi başarılı oldu. Sonra en uzun çalışanlardan Faik Akın zaten gazeteci olarak doğmuştu. Bedii Faik Akın‘ın oğluydu ve sistemi çok iyi yönetti. Ali Genç, sabrı, sakinliği ve yayıncılık ilkelerini iyi bilmesiyle şirketi bir sürü pusudan korudu. Temel Kotil’in Ali Genç’e yazdığı veda mektubunda belirttiği Amsterdam kazasını o kadar iyi yönetti ki, pilotaj hatası-teknik sorun gibi nedenler sisteme en az zarar verilerek anlatıldı. Sadece o olay bile bir başarı hikâyesidir...
THY için Ali Genç kilit adamlardan biriydi. Kendi isteği ile ya da sistemin farklı yönetmek arzusu ile, her nedenle olursa olsun Ali doğru zamanda veda etti. Hem THY hem de Ali birbirlerine karşı görevlerini tam olarak yaptılar. Bunun yakın tanıklarından biriyim. Şimdi yeni bir basın müşaviri geldi. Yahya Üstün. Bizim dünyanın TV kanadından. Çok genç...
Oyunun kurallarını biliyordur sanırım, bilmiyorsa da kısa sürede öğrenecektir. Biraz es vermek gerekir. Keşke Skylife gibi
yayınları da yayıncılara bağlasalar. Belki iş çok artar ama sistem
çatlaklarla yönetilmemiş olur.