Paylaş
Masum bir protesto başlamıştı. Kazakistan’da gaz fiyatlarına yapılan zam insanları sokağa dökmüştü. Gaz zengini ülkede olup bitenler bir anda çığırından çıktı. Kontrol edilemez hale geldi. Silahlar ateşlendi. Öldürülenlerin sayısı bilinmiyordu. Vahşet ele geçirilen ağır silahlarla tırmandı. Böylece olayların uzantısı, talanlar başladı. Soygunlar birbirini izledi. Yollar kesildi, binalar ateşe verildi. Araçlar ters çevrilip hurdaya döndürüldü. İşte olayların doruğa çıktığı Almatı’da bir arkadaşını ziyarete giden THY’nin en tepesindeki isim İlker Aycı ve eşi Tuğçe Saatman Aycı da oradaydı.
ÖNCE JETLER TERK ETTİ
Olaylardan önce bir THY yolcu uçağı, Boeing 737-800 Nur Sultan Havalimanı’na inmiş, yolcusunu bırakmış, yeni yolcularını alıp kalkmıştı. Geride uçaktan inen ve dinlenmeye giden 2 pilot ve 4 kabin memuru kalmıştı. Olaylar başladığında onlar otellerinde güvendeydi. Ama bu arada -14 derecedeki Nur Sultan’dan tam 24 iş jeti birbiri ardına havalandı. Ülkenin zenginleri, yabancı kuruluşların tepe isimleri Kazakistan’ı hızla terk ettiler. Kimi Moskova’ya, kimi Avrupa’ya kimi de çevre ülkelere gittiler.
TEK UÇAĞIMIZ VARDI
Almatı Havalimanı THY için bir kargo üssüydü. Oradan kalkıp Çin’e uçuluyordu. Olaylar tırmanmaya başladığında tek bir uçağımız Airbus 330-243F kargo, Almatı Havalimanı’nın apronunda duruyordu. Havalimanını işleten ve Kazakistan’a çok güvenen hatta 200 milyon dolarlık yeni bir dış hat yatırımına hazırlanan TAV uçağa zarar verilmemesi için çaba harcıyordu. Şirketin CEO’su Sani Şener alarm ilan etmişti. Hem orada bulunan THY Yönetim Kurulu Başkanı ve eşinin tahliye edilmesi hem de uçağın bir an önce uçurularak uzaklaştırılması için ekibini harekete geçirdi. TAV Kazakistan Genel Müdürü Alp Er Tunga Ersoy, akıllı ve deneyimli bir havacıydı. Uçağın çevresinde gerekli tedbirleri aldırıyordu ki, göstericiler havalimanına girdi. Önce terminal binası içindeki mağazaları talan edip içkileri aldılar. Yiyecek içecek bölümünde ne varsa götürdüler. TAV merkezinin tek talimatı hiçbir personelin zarar görmemesi için saldırganlarla mücadeleye girilmemesiydi. Öyle de oldu.
TEKNİSYENLER KAÇTI
Aprona çıkanlar hızla uçağa doğru yaklaşmaya başladılar. THY’nin oradaki kargo görevlisinin kullandığı aracı aldılar. Uçağın teknisyenini peşine düştüler. Kargocu ve teknisyen koşarak havalimanı tel örgülerinden atladılar. Yakındaki bir köye sığındılar. Gözü dönmüş göstericiler uçağa zarar vermediler. Canlarını zor kurtaran iki görevli daha sonra yine uçaklarının başına gitti.
KRİZ MASASI OLUŞTU
Operasyonun THY ayağında İşletmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaptan Pilot Baran Gülbaran vardı. Bu sakin adam, ekibi ile uçağı bir an önce uçuşa hazır hale getirmeye çalışıyordu. Sani Şener Kazakistan Sivil Havacılık Birimi’nden uçuş izinlerini aldırıyordu. Hatırlı dostlar aradaydı.
Ve İlker Aycı ile eşi, havalimanından teröristlerin çekilmesinden hemen sonra bulundukları yerden alındılar. Hızla havalimanına getirildiler. Bu arada uçağa bir push-back aracı bağlanmış, merdiven yanaştırılmıştı. Otellerinden alınan dört pilotta güvenli yollardan havalimanına getirildi. Uçağa ulaşmaları sağlandı. Sani Şener dakika dakika olayı izliyor, ben de her 10 dakikada bir gelişmeleri öğrenmek için başının etini yiyordum.
40 TON YAKIT YÜKLENDİ
THY’nin TC-JDR tescilli Airbus 330 kargo uçağı hızla hazırlanmıştı. Ama motor çalıştıktan sonra nelerin bekleyeceği bilinmediği için TAV hızla uçağa 40 ton yakıt yükledi. Aslında var olan yakıtla Ankara’ya inebiliyordu. Tedbiri elden bırakmadılar.
İlker Aycı ve eşi de güvenle havalimanına getirilmişti. Hızla uçağa alındılar. Sadece 6 koltuğu olan uçakta iki pilot daha vardı. Bu uçaklarda askeri stratejik nakliye uçakları gibi kargo bölümünde açılan koltuklar olmazdı. Hatta arkada yerdeki konteyner-paletleri kaydırıcısı bilye-teker sistemi nedeniyle ayakta bile durmak imkansızdı. Kaç defa Airbus fabrikasında oralara girdiğim için kapaklanmaktan son saniye kurtulmuştum.
BİR UÇAK DA GİDİYORDU
Airbus 330 kargo uçağının motorları çalıştırıldı. Uçuşa elverişli dinlenme sürelerini tamamlamış diğer iki pilot kokpitten pür dikkat çevre kontrolü yapıyorlardı. Uzun bir bekleyişin ardından uçak hareket etti. Kargosu olmadığı için pistte kısa bir koşuşun ardından yerden kesildi. Hızla tırmandı ve Kazakistan hava sahasından çıktı. TK 6223 sefer sayısı ile uçan uçağımız zarar görmeden rotasına girmişti. Uçak, Hazar Denizi üzerine geldiğinde bir başka THY kargo uçağı Boeing 777-FF2 , TK 6528 sefer sayısı ile Almatı uçuşunu yapıyordu. Elbette Baran Gülbaran ve ekibi hızla müdahale ederek uçağı Bişkek’e yönlendirdiler. O uçak da oradan Çin’e uçacaktı. Ayrı yüksekliklerdeki iki uçağın pilotları arasında bir konuşma geçti mi? Birbirlerine ne dediler. Bilmiyorum. En azından o kaptanlar içlerinden de olsa güvenli uçuşlar dilemişlerdir.
TK 6223 saat 21.18’de İstanbul Atatürk Havalimanı’na indi. 15 saatlik operasyonun asıl kahramanları, sistemin arka planındaki Dışişleri Bakanlığı uzmanları, TAV CEO’su Sani Şener, Kazakistan Genel Müdürü Alp Er Tunga Ersoy ve THY kanadını yöneten Baran Gülbaran’dı. Soğukkanlılığını bozmayan İlker Aycı ve eşi ise operasyonu oluşturulan ekibe tek tek teşekkür ettiler. Kargodaki büyüme ile hep çok övünen İlker Aycı böylece belki de hayatın da ilk kez bir kargo uçağı ile ilk uzun uçuşunu yaşamış oldu.
ALMATI’YA İKİNCİ OPERASYON
Günlerde Salı. Yani dün. Almatı Havalimanı sakin görünüyordu. Bir apronda asker getiren Rus uçaklarından kalanlar duruyordu. Bir başka yanda tanklar bekliyordu. Katar Hava Yolları’nın kargo uçağı ve Air Asiana uçakları kapalı apronun bir başka yanındaydı. Sessizlik hakimdi. Lufthansa Alman Hava Yolları uçağı indi. Çok az sayıda görevlisini alıp tekrar kalktı. O saatlerde dün sabah 01.30’da İstanbul Havalimanı’ndan kalkan THY’nin Boeing 777-300ER(F) uçağı kargo işareti ile Almatı için alçalmaya başlamıştı. Özellikle pandemi döneminde yolcu uçaklarının kabininde de kargo taşındığı için bu F işareti uygun bulunmuştu. Bu bir kandırma değil anlaşmalı bir durumdu. Çünkü Almatı Havalimanı yolcu uçaklarına izin vermiyordu.
TC -JJI tescilli uçağın içinde Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, Uçuş İşletmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcı Baran Gülbaran vardı. Ayrıca TAV’ın 4 yöneticisi, ellerinde uydu telefonları ile uçağa binmişlerdi. Uçağın kaptan pilotu Türkiye üzerine aynı uçakla Türk bayrağı çizen Öner Samyel’di. Yanında da THY Ekip Tahsis Başkanı Ertuğrul Sevimli vardı. Ayrıca ekipte Bilal Kılıç ve Murat Serdaroğlu adlarında iki 777 pilotu daha yer aldı. Yani mükemmel bir ekip uçuyordu.
Almatı Havalimanı’na yaklaşmada ve inişte sorun yaşanmadı. TAV Kazakistan Genel Müdürü Alp Er Tunga Ersoy operasyonu izliyordu. İstanbul’da da CEO Sani Şener ile sürekli irtibattaydı.
Bu arada THY’den 26, ACT, MNG ve Azeri Silk Way Havayolları’nın pilotları uçağa getirildi. Dışişlerinin yardımı ile bölgeden Kazakistan’dan çıkmak isteyen Türk vatandaşları da havalimanına geldiler. İlk etapta 130 yolcu olmuştu. Sonra yolcu sayısı 3’ü bebek 167’ye ulaştı. Ama beklediler. 347 kişilik uçağa başka gelen olmadı. İlker Aycı terminal binasında gelenleri tek tek karşılıyordu. Daha önce Nur Sultan Havalimanı’ndan 2’si pilot 4’ü kabin memuru 6 THY uçuş ekibi Air Astana ile ülkeden çıkarılıp İstanbul’a ulaşmıştı.
Başkanın bizzat tahliye için gittiği Almatı Havalimanı’nda bekleyiş saatler aldı. Başkan son gelen Türk vatandaşına kadar orada bekleme kararı almıştı. Dönüş için de uçuş izni gelmiş, sorun görünmüyordu.
Yolcu gelişi tamamlanınca THY’nin Boeing 777 EGE adlı uçağı Türkiye saati ile 10.47’de kapı kapattı. Push-back başladı. Çevrede ciddi güvenlik tedbirleri alındı. Havalimanı dışından da gözlemler yapıldı. Aşağıdan bir müdahale yaşanmaması için Kazakistan makamları da yardımcı oldu.
Rusların havalimanında oluşu ve onlarla iyi diyalog kuran TAV Kazakistan Genel Müdürü’nün çabaları ile THY uçağı sorunsuz bir biçimde kalkışını gerçekleştirdi. Almatı kule iyi uçuşlar ve Türkçe ‘yolunuz açık olsun’ dedi. Başta THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı olmak üzere herkes derin bir nefes aldı. Bütün yolcular İstanbul Havalimanı’nda karşılandı. Gelen aileler, özellikle uzun süre mahsur kalan THY pilotlarının aileleri mutlu beraberliği yaşadılar. Bir başka uzun gün de böylece güvenli ve mutlu sona ermişti.
Paylaş