İstanbul, Avrupa’nın en büyük havacılık müzesine kavuşuyor.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ortak projesi, 31 bin metrekare kapalı alanıyla aynı zamanda bir havacılık ve kongre merkezi olacak. İhalesi önümüzdeki günlerde yapılacak müzenin 2008’de açılması planlanıyor. Mimar Çağlayan Tuğal’ın tasarımı müze, modern bir hangar görünümünde.
Türkiye’de havacılık müzesi konusundaki çalışmalar Birinci Dünya Savaşı’na kadar uzansa da ilk havacılık müzesi 1971’de İzmir Cumaovası Askeri Meydanı’nda açıldı. Ancak müzenin şehir merkezinden uzakta olması nedeniyle ziyaretçi sayısı bir türlü istenilen rakamlara ulaşamadı. 1978’de kapatılan müze, İstanbul’a taşınarak 1983’te Yeşilköy’de, Hava Kuvvetleri’nin ilk faaliyete başladığı arazide yeniden kapılarını açtı.
YETERSİZ KALDI
Aradan geçen 20 yılı aşkın sürede müzenin 2 bini kapalı toplam 14 bin metrekarelik alanı yetersiz gelmeye başladı. En büyük sorunlardan biri de çok sayıda uçağın açık havada sergilenmesi nedeniyle her biri Türk havacılık tarihinin değerli objelerinden biri olan bu uçakların hızla çürümesiydi.
Müzeye modern bir çehre kazandırmak amacıyla Mimar Çağlayan Tuğal, çalışmalarına geçen yıl başladı. Ve ortaya uçak hangarını andıran müze binası ortaya çıktı. Binanın 140 metrelik ön cephesi tamamen cam. En yüksek yeri 22 metreye ulaşan binanın eni ise 120 metre. Müze, 12 bin metrekarelik zemine otururken toplam kapalı alan 31 bin 250 metrekare.
57 UÇAK SERGİLENECEK
Ziyaretçiler müzeye havuzların üzerindeki köprüden girecek. Müzenin içinde yerde ve özel kancalarla tavana uçuş pozisyonunda asılan toplam 57 uçak yer alacak. Ziyaretçiler asma katlardan uçakları daha yakından görebilecek. Engelli ziyaretçiler özel asansörlerle asma kata çıkabilecek. Zemin katta teknik ve tarihi bilgiler veren panolar ve çeşitli anı objeleri de yer alacak.
Müzede genç kuşağa havacılığı tanıtmak ve sevdirmek için biri uzay mekiği, diğeri savaş uçağı iki simülatör bulunacak. Ayrıca 150 koltuklu, üç boyutlu film gösterebilen sinema salonunda havacılıkla ilgili belgeseller, filmler meraklılarla buluşacak. Model atölyesi, müzenin Plastik Model Uçak Kulübü’ne ev sahipliği yapacak. Geniş ürün yelpazesine sahip satış mağazası da müzede yer alacak.
Müze, 1200 kişilik kongre salonu, 200 kişilik çok amaçlı salon ve küçük toplantı odalarıyla çok sayıda kongre ve kültür faaliyetinin yapılmasına olanak tanıyacak. Bu tür toplantı ve faaliyetler hem kongre salonu sıkıntısı çeken İstanbul’un ihtiyacını karşılayacak, hem de müzeye gelir oluşturacak. 120 kişilik beş yıldızlı restoran ve üç ayrı kafeterya, bodrum katına yapılacak özel bir mutfakla desteklenecek. Havalimanından müzeye günün belirli saatlerinde otobüs servisi konularak daha fazla ziyaretçinin ulaşımı sağlanacak. Aktarma yapan yolcular isterlerse vakitlerini müzede geçirebilecek.
PROFESYONEL YÖNETİM
Hava Kuvvetleri ve Büyükşehir Belediyesi, müzenin etkin ve profesyonelce yönetilmesi için farklı bir model üzerinde çalışıyor. Yönetimi vakıf tarafından yapılacak müzede restoran gibi uzmanlık isteyen mekanlar uzman şirketlerce işletilecek.
Mayıs ayı içinde ihalesi sonuçlandırılacak yeni Havacılık Müzesi inşaatının 2007 sonunda tamamlanması planlıyor. Bu süre içinde mevcut bina yıkılacak. Uçaklar ise arka bölümde kurulacak özel bir hangar içinde gerçeğe uygun restorasyondan geçirilecek. Tolga ÖZBEK
THY’nin Cessna’ları geldi
Türk Hava Yolları Uçuş Akademisi tarafından kullanılacak üç adet tek motorlu, pervaneli Cessna 172S NAV III uçakları Ankara’da teslim edildi. Amerika’dan Türkiye’ye uçarak getirilen bu uçaklar geleceğin THY kaptan pilotlarının yetiştirilmesinde kullanılacak. Filodaki Boeing, Airbus yolcu uçaklarınınki gibi kuyruklarında THY logosu bulunan Cessna 172’lerin kokpitleri de yeni nesil "Glass cockpit". THY, artan pilot ihtiyacını karşılamak üzere üniversitelerin mühendislik bölümlerini bitirmiş, iyi derece İngilizce bilen, uygun sağlık ve diğer şartlara sahip adayları yetiştirmek üzere alıyor. Adaylar yaklaşık 12-15 ay süren yer ve uçuş eğitimlerini başarıyla tamamlamaları durumunda Ticari Pilot Lisansı almaya hak kazanıyor. Daha sonra gerekli uçak tipi eğitiminden sonra THY’de ikinci pilot olarak görev yapıyor. Eğitim karşılığında pilot adaylarının 15 yıl mecburi hizmet zorunluluğu bulunuyor. THY, Uçuş Eğitim Başkanlığı bünyesindeki Uçuş Akademisi’ni ilerleyen yıllarda daha da büyüterek bölgenin en önemli pilot eğitim merkezi haline getirmeyi hedefliyor.
Lufthansa 50 yıldır Türkiye’ye uçuyor
Lufthansa Havayolları, Türkiye uçuşlarının 50’nci yılını kutluyor. İlk uçuş Hamburg-İstanbul arasında 12 Eylül 1956’da yapılmıştı. Lufthansa Türkiye Müdürü Sadık Elmas, "1956’da 4 bin 465 yolcu taşınmıştı. Şimdi bu rakamı iki günde taşıyoruz. Geçen yıl 750 bin yolcu Lufthansa’yı tercih etti" diye konuştu. Lufthansa, haftada 56 seferle Frankfurt ve Münih’ten İstanbul, Ankara ve İzmir’e uçuyor. Krizi küçümsemek
Türk Hava Yolları’nın hálá krizler için hazırlanmış bir çalışma programı yok. Küçük krizlerin küçümsenmesi, büyük krizlerin günlük tedbirlerle aşılmaya çalışılması şirketin vizyonunu etkiliyor, imajını zedeliyor.
Sözünü ettiğim genel rötarlar ya da slotlarla ilgili bir şey değil. Örneğin geçtiğimiz çarşamba sabahı Paris’ten kalkması gereken 07.40 uçağı iptal edilmişti. İptal için THY’nin son derece haklı bir nedeni vardı: Paris’te dalga dalga yayılan protestolar, Orly Havalimanı’nı da abluka altına almıştı. Paris’ten kalkışlar ve Paris yönüne uçuşlar allak bullak olmuştu. Salı akşamı İstanbul’dan Paris’e gidecek THY uçağı, olaylar nedeniyle uçuşunu gerçekleştirememiş ve doğal olarak sabah Paris-İstanbul yönüne ilk uçuş da iptal edilmişti.
KİMSENİN HABERİ YOK
İptali THY’den başka bilen yoktu. Yolcuya ulaşmak için bir çaba harcanmamıştı. Oysa yolcuların çoğunun değil belki de tamamının telefonları THY’nin elinde vardı. Yolcuların büyük kısmı mutlaka özel yolcu programına katılmışlardı. Kimi yolcular seyahat acentelerinden biletlerini almışlardı. Böyle bir durumda her yolcuya ulaşılıp iptalin bildirilmesi gerekiyordu. Sistem içinde hemen bir kriz masası oluşacak ve düğmeye basılacaktı. Ama yapılmadı.
Havalimanında ise hiçbir görevli yoktu. Aslında şirketin hálá Paris’te atanmış bir müdürü de yoktu. Bir personel sabah gelenlere durumu anlatmaya ve öğle uçağı için check-in yapmaya çalışıyordu. O da geceden kalmıştı.
YOLCUYU KAZANMAK
Oysa böyle bir durum Singapur Havayolları’nda yaşansaydı, Paris’teki satış müdürü kendisine merkezden gönderilmiş CD’de belirlenmiş kriz yönetimini başlatırdı. Tüm personel havalimanına çağrılır, o gün uçacaklara yolcu konşimentosu beş ya da altı kişiye bölünerek ulaşılır ve durum anlatılırdı. Bir sonraki uçuş için her şeyin hazır olduğu bildirilir, check-in için iki katı personel hazır tutulur ve yerde yapılan ikramla yolcunun gönlü alınırdı. Çocuk yolculara ayrıca birer armağan verilerek asık yüzleri düzeltilirdi.
HAZIR OLMAK GEREK
THY’nin Paris’te yaşadığı sıradan bir krizdi. Bazen uçak havadayken bile Avrupa’da bir ülkede aniden grev başlar ve uçuşlar allak bullak olur. Bu nedenle bu hava sahasında yaşanacak krizlere şirketin alışık olması ve her zaman bir planı olması gerekir. Alışkanlık havacılıkta hiçbir zaman duyarsızlığı ve boşvermişliği getiremez. Hele rekabetin acımasız olduğu bir sektörde bayrak taşıyıcılık saltanatının bir gün çatır çatır sallandığını görebilirsiniz. Umarım o gün hiç gelmez. Ve şirket üstelik haklı olduğu konularda bile bilmediği kriz yönetimini öğrenir. Haksız olduğu zamanlardaki tepkileri de en aza indirir...