21 Mayıs 2006
Kısa adı Airex olan sivil havacılık fuarı bu yıl 10 yaşına giriyor. Her iki yılda bir yapılan fuar, bu bölgenin geniş coğrafyasının en başarılı havacılık fuarı. Otoriteler Uzakdoğu’da bir, Avrupa, Amerika’da birer ve Türkiye’de de bir havacılık fuarının kalacağı görüşündeler. Uçak içi dizayn ve bazı ekipman fuarları ise ara ülkelerde yaşamlarını sürdürecekler.
Bizim de yıllardır yayın sponsorluğunu üslendiğimiz fuar, ilk açıldığı 1996’da dört uçakla ziyaretçilere merhaba demişti. Ama uluslararası kimliğe kavuşan fuar yıllar içinde 40 uçak gibi dünya standardını zorlayan sayıya ulaştı. Katılımcı firmalar hem dünya devleri oldu, hem de gelişmekte olan havacılık kuruluşları onların yanlarında yer aldılar.
DÜNYA FUARI
Havacılığa gönül vermiş Feyzan Erel, İbrahim Anıl ve Müşfik Işık’ın ticari amaç gütmeden hobi olarak gerçekleştirdikleri organizasyon artık bir dünya fuarı. Ama gelgelelim her iyi işte olduğu gibi bunu da baltalamak için yüksek hırslar sağa sola saldırdı ve hemen sonrasına bir havacılık fuarı daha yapılacağını ilan ettiler. Yapan, şu son günlerde adı çok gündemde olan CNR Fuarcılık adına Ceyda Erem.
Ankara’da bir fuar düzenlediğini, bir bakanın imzasını taşıyan mektuplar dağıtarak duyurdu. Yıllarca değişik generallerle çalışan ve geçtiğimiz günlerde Genelkurmay’ın da tepkisine neden olan bu anlayış sanırım Türkiye’nin kaderi. İyi ve başarılı olanlarla uğraşmak gibi geleneksel hale gelen anlayışımız burada da hortladı. Yabancı katılımcılar ne olup bittiğini anlamak için uğraşıp durdular.
Uzakdoğulu, Ukraynalı ve Rus firmalar, bu kargaşa yüzünden Türkiye’ye gelmekten vazgeçtiler. Bir sürü kargaşa yaşandı.
Airex, Türkiye’nin değil bütün bölgenin geniş coğrafyasının sivil havacılık ve havalimanı ekipmanları fuarıdır. Derdi para kazanmak değildir. Bunun bir numaralı tanığıyım. Derdi Türkiye’nin bugün gelişen hatta alıp başını giden sivil havacılığının ilerlemesinin önemli bir noktasında yer almaktır. Bunu başarmıştır.
Taşlamak isteyenler için fuar yerinde duruyor. Ardına bakan ya da eski general alıp Airex’i yaralamak isteyenlerin ticari anlayışları ile hırsları arasında sıkıştıklarında başlarına neler geldiğini hep birlikte seyrediyoruz...
Boşverin siz bunları. Airex, sizi bekliyor. Dünyanın dört bir yanından gelecek uçaklar ve havacılığın heyecan veren kuruluşları, havacılığın doruğa çıktığı ülkemizde olmaktan duyacakları mutluluğu, 8-11 Haziran arasında Atatürk Havalimanı’nın Genel Havacılık Apronu’nda yani Florya tarafından girişte sizlerle paylaşmayı bekliyor olacaklar.
Havacılar Airex’te buluşuyor
Paris ve Dubai’den sonra bölgenin sivil havacılık kapsamlı en büyük fuarı Airex, 8 Haziran’da kapılarını İstanbul Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Apronu’nda açıyor. Bu yıl onuncu yaşını kutlayan Airex’te, fiyatları 200 bin dolardan başlayıp 45 milyon dolara ulaşan tek motorlu pervaneli uçaklardan ultra uzun menzilli iş jetlerine, en yeni bölgesel uçaklardan ev yapımı helikopterlere 40’ın üzerinde hava aracı sergilenecek.
Havacılığın kalbi, dört gün süreyle İstanbul’da yapılacak Airex’te atacak. 40’ın üzerinde hava aracının sergileneceği fuara, iş jetlerinin en yeni modelleri damgasını vuracak.
Fransız imalatçı Dassault, yeni modelleri Falcon 7X ve 2000EX Easy’i getiriyor. Kanadalı Bombardier cephesinde ise Learjet 45XR ile orta sınıfta Challenger 300 Türkiye’ye merhaba diyecek. Cessna ise CJ3’le sahneye çıkıyor. Bölgesel uçak pazarında Türkiye’yi sık sık yoklayan Brezilyalı imalatçı Embraer, kabinini iş jeti haline getirdiği Legacy 600 ile boy gösterecek.
REKABET HIZLI
Helikopter pazarı da en az iş jetleri kadar hareketli. İtalyan Agusta yıllar süren suskunluğunu bozarak ciddi satış başarısına ulaşan Koala 119 ve Power 109 modelleriyle Airex’e çıkarma yapıyor. Karşısında ise Eurocopter’in EC135’i var.
Temsilciliği Saadettin Saran’a geçen Amerikan Bell şirketi de her an sürpriz yapabilir.
Airex’te ilk defa ev yapımı bir helikopter de sergilenecek. Serdar Göksal’ın piston yerine türbün motorlu imal ettiği Rotorway helikopteri kit uçak-helikopter meraklılarını kendine çekecek.
Bölgeselde Bombardier, Dash 8 Q400 ve CRJ900 ile sahnede. Ukraynalılar ise An-148 ile katılıyor. Uçakların sergilendiği statik alanda tüm yerlerin dolması nedeniyle ATR ile Boeing uçak getirmek için "bekleme listesinde" ilk sıradalar. Airex’in toplam 6 bin metrekareye ulaşan kapalı alanında 100’ün üzerinde şirket var. Rakamın fuarın açıldığı tarihte 120’nin üzerine çıkması bekleniyor.
İÇ MEKAN DOLDU
Yerli imalatçılar TAI, Aselsan, Havelsan, TEI’nin sivil ürünleri kapalı alanda sergilenecek. Uçak imalatçıları kadar motor, avionik, yedek parça üreticileri de Airex’e büyük ilgi gösteriyor. Havalimanı işletmecileri TAV, Çelebi-IC, Fraport-Bayındır ve ATM de mevcut terminalleri ve projeleriyle Airex’te ziyaretçilerle buluşacak. Kapalı alanda Türk Hava Yolları ve diğer havayolu şirketlerinin de standları yer alacak.
Bu yıl fuara ilk defa katılan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı, önümüzdeki yıl TÜYAP tarafından organize edilecek İDEF Savunma Fuarı’nı uluslararası havacılık devlerine tanıtacak. Geçen yıl 17 bin kişinin gezdiği fuara bu yıl rekor sayıda ziyaretçi bekleniyor. Tolga ÖZBEK
HANGİ UÇAKLAR SERGİLENECEK
Katılımı kesinleşen uçaklar: Global ExpressXRS, Learjet 60, 45XR, Challenger 604, 300, Dash-8Q400, CRJ900, CL415 (Bombardier), Citation X, Citation XL, CJ3, Caravan, 182, 172 (Cessna), Falcon 7X, 2000EX, 900EX (Dassault), Hawker 800XP, Premier 1, King Air B200 (Raytheon), An-148 (Antonov), P180 Avanti (Piaggio), Legacy 600 (Embraer), SR20, SR22 (Cirrus), Koala 119, Power 109 (Agusta/Westland), EC135 VIP (Eurocopter), Rotorway ve Eurofox.
Bekleme listesinde Boeing, ATR, Bell ve Socata yer alıyor. İkinci el uçaklarla rakamın daha da artacağı tahmin ediliyor.
Mustafa Sandal’ın uçağı geliyor
Tek motorlu uçak pazarında yenilikçi tasarımıyla kendine has bir yer edinen Cirrus şirketi, Airex’e iki ayrı modeli SR20 ve SR22 ile katılıyor. Rakipleriyle aynı motor kullanmasına rağmen özel tasarımı sayesinde çok daha yüksek süratle uçabilen Cirrus serisi, acil durumlarda taşıdığı paraşütüyle hayat kurtarıyor. Uçağın gövde üzerinde yer alan sistem, her türlü durumda açılarak pilot ve yolcularını emniyetle yere indiriyor. Gövdesi tamamen kompozit olan uçağın kokpitindeki tüm veriler özel ekrandan takip edilebiliyor. Cirrus, İstanbul-Bodrum arasını 1 saat 20 dakikada uçabiliyor. Satış temsilciği Top Servis tarafından yapılan uçak, aralarında Mustafa Sandal’ın da bulunduğu beş kişi tarafından tercih edildi. Halen pilotaj eğitimi alan Mustafa Sandal’ın SR20 uçağı, önümüzdeki hafta İstanbul’a gelecek.
Air Arabia İstanbul’a uçuyor
Ortadoğu’nun ilk Düşük Maliyetli Havayolu şirketi Air Arabia, 28 Mayıs’tan itibaren Dubai yakınlarındaki Sharjah’dan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na tarifeli seferlere başlıyor. Bölgedeki ilk kadın kaptan pilot olan Kolombiyalı Marta Pabon’ın uçuracağı Airbus A320 tipi uçak, Türkiye’nin ilk kadın pilotunun adını alan Sabiha Gökçen Havalimanı’na inecek. Air Arabia’nın uçağı yerde itfaiye tarafından yapılan su tagının altından geçecek. Böylece bu uluslararası gelenek İstanbul’da da yaşamaya başlayacak. Air Arabia’nın haftada iki gün gerçekleştirilecek uçuşlar cuma ve pazartesi yapılacak.
Son günlerde trafiği giderek artan Sabiha Gökçen Havalimanı’na halen Germanwings, Köln, Stuttgart, Hamburg ve Berlin’e; Condor, Münih’e tarifeli uçuyor. Önümüzdeki günlerde ise EasyJet, Basel, Londra Luton; Türk Hava Yolları, Berlin; İtalyan MyAir da 15 Haziran’dan itibaren haftada üç gün Milano seferlerine başlıyor. Macar Wizzair ise gelecek yıl Budapeşte ile Prag’a uçabilmek için görüşmelere başladı.
Pegasus simülatör alıyor
Esas Holding portföyüne girmesiyle atağa kalkan Pegasus Havayolları, Boeing 737 uçağının simülatörünü almak üzere görüşmelere başladı. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı tarafından gerçekleştirilen görüşmelerde Pegasus İstanbul veya Antalya’da yabancı ortaklı simülatör eğitim merkezi açacak. Bu merkez, Pegasus pilotlarının yanı sıra bölge ülkelerdeki 737 kullanan havayollarına hizmet verecek. İç hatlarda İzmir, Dalaman ve Bodrum’u açan Pegasus, filosuna dört Boeing 737-500 katmak üzere çalışmalarını sürdürüyor.
DÜZELTME: Geçtiğimiz hafta yayınlanan "Helikopter ihalelerinde son tango" haberinde Jandarma Genel Komutanlığı’nın Turna Projesi’nde Agusta/Westland ile Eurocopter şirketlerine ek olarak Hintli HAL şirketinin ALH/DHRUV helikopteri de teklif vermiştir. Düzeltir, özür dileriz.
Yazının Devamını Oku 14 Mayıs 2006
Türkiye, arka arkaya yapılacak 155 adetlik üç helikopter ihalesiyle son yılların en büyük savunma projelerinden birine imza atıyor.
ATAK olarak adlandırılan 91 taarruz, Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri ile Orman Bakanlığı için 52 genel maksat, Jandarma için de 12 adetlik keşif-gözetleme helikopteri projesi nedeniyle Türkiye pazarı imalatçıların iştahını kabartıyor.
Önümüzdeki aydan itibaren sonuçlandırılmaya başlanacak ihaleler, teknik özellikler kadar siyasi, ekonomik ve diplomatik açıdan da farklı boyutlarıyla dikkat çekiyor.
Bu üç proje içinde tüm dünya ATAK ihalesini yakından takip ediyor. Taarruz helikopterinde 50 kesin, 41 opsiyon yani 91 adetlik alım planlanıyor. Tam 10 yıldır üzerinde çalışılan, ilki kontrat aşamasındayken iptal edilen projenin ikincisinde artık son kozlar oynanıyor. Amerikan Bell ve Boeing’in katılmadığı ihalede halen Alman-Fransız ortaklığında Eurocopter Tiger, İtalyan Agusta A-129 Mangusta, Güney Afrika AH-2 Rooivalk ve Rusya da Kamov Ka-50-2 Erdoğan ile şans arıyor.
İtalyan, Güney Afrika ve Rus helikopterlerinin kendi hükümetlerinin dışında kullanıcısı bulunmuyor. Buna rağmen her üç imalatçı da her türlü üretim-sistem ortaklığı ile Türkiye’ye teklif getiriyor. İtalyanlar son yıllarda hızla gelişen ilişkilere güveniyor. Güney Afrika ve Rusya ise her an sürpriz yapabileceklerinin sinyallerini veriyor.
Yazının Devamını Oku 7 Mayıs 2006
Amerikalı imalatçı Boeing, dünya turu kapsamında İstanbul’da tanıttığı en yeni yolcu uçağı 787 sayesinde liderlik koltuğunu rakibi Airbus’tan geri aldı. Sadece bu yıl tam 54 adet 787 satışı yapan Boeing, çift koridorlu, iki motorlu uçak pazarının yüzde 70’ine hakim olduğunu açıkladı. Resmi olarak iki yıl önce Japon ANA Havayolları’nın verdiği 50 uçaklık siparişle başlayan 787 Projesi, bu süre içinde toplam 50 milyar dolar değerinde 393 adetlik satışa ulaştı. Boeing’in hedefi önümüzdeki 20 yıl içinde 400 milyar dolar değerinde 3 bin 500 adet 787 satabilmek.
İmalat çalışmaları devam eden 787’nin ilk uçuşunu 2007’de yapması planlanıyor. 2011’e kadar imalat hatları dolu olan 787, hizmete 2008’de girecek.
İlk defa yolcu uçağında denenecek tamamen kompozitten imal edilen gövde, 787’ye hafiflik ve yüksek dayanıklılık sağlayacak. Özel kanat tasarımı, sürtünmeyi en aza indirirken Boeing, uçağın yüzde 20 daha az yakıt harcayacağına dikkat çekiyor. Üç ayrı model olarak planlanan uçak, sessiz motorları ile çevreyi daha az kirletecek. Motorlar, 787’nin performansını yüzde 8 artıracak. Gövdenin genişlemesiyle birlikte kargo alanı da büyüyecek. Böylece havayolları kargo gelirlerini yüzde 40-60 oranında artırabilecek.
AIRBUS’UN RAKİP MODELİ A350
Boeing’in tüm gücünü 787’ye vermesi ve hızla siparişlerini artırmaya başlaması Avrupalı imalatçı Airbus’ı da harekette geçirdi. Finansal gücünün önemli bir kısmını iki katlı, 555 koltuklu A380’e veren Airbus, 787’nin önünü A330’dan geliştirilen A350 ile kesmeyi planlıyor. Çok hafif malzemelerden imal edilecek gövde ile yeni motorlara sahip olacak uçak 2009’da uçacak.
A350’de Airbus’ın acele ettiğini belirten uçağın finansmanını gerçekleştiren leasing şirketleri, bu konuda imalatçıyı uyarıyor. Şirketler, Airbus’ın tasarımını gözden geçirerek 787’ye karşı daha iyi bir rakip oluşturmasını istiyor. Buna karşılık Airbus, uyarıları kulak ardı etmeyerek söz verdiği gibi A350’nin uçuş maliyetlerinin 787 ile rekabet edecek düzeyde olduğunu belirtiyor.
TÜRKİYE 20-30 UÇAK ALABİLİR
Kuşkusuz en çok merak edilen konuların başında 787’nin Türkiye’deki pazar payı geliyor. Boeing’in Satış Direktörü Aldo Basile’e göre 787 için Türkiye’de yaklaşık 20-30 uçak arasında bir pazar var. Basile, Türk Hava Yolları’nın yanı sıra uzun menzili büyüme hedefleri arasına koymaya başlayan özel sektörün bu uçağın potansiyel müşterileri arasında olacağına inanıyor. Aldo Basile’in tek sıkıntısı üretim hatlarının ancak 2012’de yer olması.
Boeing’in Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Martin Bentrott’a göre Türkiye, uçağın uzun menzilli modelleri 787-8 ile 9’un pazar şansı olduğuna inanıyor. Yolcu kapasiteleri 250-290 arasında değişen iki modelin menzilleri ise 14 bin 800 ve 16 bin 300 km.Tolga ÖZBEK
UZUN UÇUŞA RAHAT KABİN
Boeing bir rekora imza atarak uzun menzilli uçuşlarda kullanılacak 787’nin kabin tasarımına yaklaşık 3 milyar dolar ayırdı. İşte tasarımı Klaus Brauver tarafından gerçekleştirilen kabindeki yenilikler:
Çift koridorlu uçaklara göre kabin eni 787’de 38 santimetre daha geniş. Böylece koridorlardaki yolcu ve ikram troleyinin geçişi daha rahat olacak.
İnce koltuklar, geniş koltuk aralıkları yolculara 16 saat gibi çok uzun sürecek uçuşlarda konfor sunacak. Ayrıca her koltukta özel eğlence sistemleri de yer alacak.
Uçağın pencereleri normalin yaklaşık iki katı. Boyu 47, eni de 28 santimetre olan camlar otomatik olarak karartılabilecek.
Kabin içindeki özel ışıklandırma saat dilimi farklarından oluşan jet-lag etkisini ortadan kaldıracak.
Kabin basıncı uçak örneğin 13 bin metrede uçarken 1830 metredeki basıncı hissedecek. Böylece yolcunun daha nemli, daha iyi şartlara sahip kabin sayesinde yorgunluğu en aza inecek.
787’NİN MODELLERİ
787-8 787-3 787-9
Yolcu Kapasitesi 210-250 290-330 250-290
Menzil (km)15.700 6.500 16.300
Kalkış Ağırlığı (kg)215.800 163.200 244.940
Uzunluk (m)57 57 63
Kanat açıklığı (m)60 52 60
Pilotlar mutlu dönüyor
İstanbul’da gerçekleştirilen Uluslararası Havayolu Pilotlar Birliği Federasyonu (IFALPA) Genel Kurulu rekor katılımla sona erdi. Toplam 550 delegeyi ağırlayan Türkiye Havayolu Pilotları Derneği’nin (TALPA) çok başarılı bir organizasyona imza attığını belirten IFALPA Başkanı Kaptan Pilot Dennis J.Dolan, bu genel kurulun aldığı kararlarla da tarihi açıdan öneme sahip olduğunu söyledi. Sekiz yeni üye ülkenin katılımıyla büyüyen IFALPA’nın yönetimi beş bölgeye ayrıldı. Uçuş emniyetinde İngilizce yetersizliği ile pist konusundaki çalışmalara ağırlık veren IFALPA’nın kararları havacılık otoriteleri ve imalatçıların üzerinde ciddi bir etkisi bulunuyor.
HAVACI BAKAN
Türkiye’nin havacılığı bilen ve destekleyen bir ulaştırma bakanına sahip olduğu için çok şanslı olduğunu belirten Başkan Dolan, "Bu sayede Türk havacılığı son yıllarda inanılmaz gelişti. Bakan Binali Yıldırım büyük jest yaparak toplantımıza bütün gün katıldı. Keşke diğer ülkelerin ulaştırma bakanları da Yıldırım gibi bilgili ve yapıcı davranabilse" diye konuştu.
Kontrolörler İstanbul’da buluşuyor
Havacılıkta arka arkaya uluslararası toplantılara ev sahipliği yapan İstanbul’da 16-20 Nisan 2007 tarihleri arasında dünya hava trafik kontrolörleri bir araya gelecek. Türkiye Hava Trafik Kontrolörleri Derneği (TATCA) tarafından gerçekleştirilecek genel kurula bin delegenin katılması hedefleniyor.
İstanbul’daki toplantıyla ilgili sunumu Tayvan’da düzenlenen 45’inci IFATCA Dünya Toplantısı’nda yaptıklarını belirten TATCA Başkanı Ayhan Kartal, amaçlarının Türkiye’nin coğrafi avantajını kullanarak 95 ülkeden delegenin gelmesini sağlamak olduğunu söyledi.
AtlasJet’e üç CRJ900
AtlasJet, Bombardier’in imalatı 90 koltuklu üç CRJ900 tipi bölgesel uçağını Kanada’da törenle teslim aldı. Uçağın anahtarını Bombardier Uluslararası Satış Başkan Yardımcısı James Dailly’den alan Tuncay Doğaner, yeni uçakların yarından itibaren seferlerine başlayacağını açıkladı.
Kısa pistlere inip kalkabilen CRJ900’ler, AtlasJet’in Adıyaman, Tokat, Siirt, Şanlıurfa, Uşak, Erzincan, Isparta gibi yeni hatlarında kullanılacak. Filodaki 70 koltuklu CRJ700’ler ise imalatçıya iade edilecek. Halen CRJ900 serisi için opsiyon yani kesin siparişe çevrilebilir satış anlaşması bulunan AtlasJet, bu ihtiyacını imalatçının 104 koltuklu olarak planlanan CRJ900X modeliyle kullanmayı planlıyor.
Kokpit’e THK’dan ödül
Türk Hava Kurumu’nun uçuş faaliyetlerini gerçekleştiren Türkkuşu, kuruluşunun 71’inci yılını kutladı. Törene Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert ve THY Genel Müdürü Temel Kotil katıldı. Törende havacılığın tanıtımı ve gelişmesine yaptığı katkılardan dolayı Kokpit’e de ödül verildi. Onuncu yaşını kutlayan Kokpit’in ödülünü Ümit Kozan, Türkkuşu Genel Müdürü Aktuğ Atay’dan aldı.
Yazının Devamını Oku 30 Nisan 2006
Türk Hava Yolları’nın Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ndeki yeni CIP salonu, 8 Mayıs’ta kapılarını açıyor. Dolmabahçe Sarayı örnek alınarak Mimar Dárá Kırmızıtoprak tarafından tasarlanan salon, dış hat business class yolcularına uçaklarını huzurlu ve dinlenerek geçirecekleri bir ortam sunacak. Salon, aynı zamanda yatırım maliyetini üstlenen Tepe-Akfen (TAV) PrimeClass tarafından işletilecek.
Artan business yolcu sayısıyla yetersiz hale gelen CIP (Ticari Açıdan Önemli Kişi) salonunun yenilenmesine geçen yıl karar verildi. THY kontuarlarının terminalin ek bölümüne taşınmasıyla birlikte arındırılmış alanda yeni bir salon oluşturuldu. Tasarım aşamasında özellikle Singapur ve Basel’daki salonları incelediğini belirten Mimar Dárá Kırmızıtoprak, amacının yolcu İstanbul’dan giderken burayı hatırlatacak bir tat bırakmak olduğunu söyledi.
SARAY KAPISI
Yolcular check-in ve pasaport işlemlerini tamamladıktan sonra saray kapısını andıran girişten yeni CIP salonuna giriyor. Tavanda İznik çinileri yolcuları karşılıyor. Vestiyer bölümünden sonra koridordan geniş oturma alanına ulaşılıyor. Salonda cam cepheden gelen doğal ışık, terminalin yüksek tavanları, yolcuların uçaklarını huzurlu beklemelerini sağlıyor. Pastel renklerin ağırlıklı kullanıldığı salonda, bar, açık büfe ve kafeterya sürekli ikram sağlanacak. Duvarlara yerleştirilen LCD ekranlardan televizyon seyretme imkanı da sunulacak. Ana salonda duvarlarda Osmanlı dönemi yağlı boya tablo ve gravürler yer alıyor.
Tasarım öncesinde bir hafta boyunca Dolmabahçe Sarayı’nda kalan Kırmızıtoprak ve ekibi, salondaki koltuk ve avize tasarımlarında ilginç bir yol izlemiş. Örneğin sarayın o yıllarda koltuklarını yapan İtalyan Silic şirketinin izi sürülmüş ve İtalya’da bu koltukların üretimi gerçekleştirilmiş. Avize ve aydınlatma ünitelerinde de sarayın tasarımına atıflar yapılmış. Salonun ortasında küçük bir botanik bahçesi de bulunuyor.
1400 METREKARE
Toplam 1400 metrekare alana sahip salonda, isteyen yolcu alışverişini de yapacak. Özel camekandan ürünleri görebilecek yolcular internet üzerinden alışveriş yapıp ürünlerini vestiyerde teslim alabilecek.
Birlikte seyahat eden işadamları "business terminal" olarak adlandırılan özel toplantı odalarından yararlanabilecek. Kütüphane bölümünde ise sekiz bilgisayar yer alacak. Ayrıca tüm salonda kablosuz internet hizmeti de verilecek.
Dinlenmek isteyen yolcular için altışar adet masaj ve dinlenme koltuğu uzun aktarmalı uçuş aralarında konfor sunacak. İsteyen yolcular, zeminine beyaz Marmara mermeri döşenen hamam tasarıma sahip duşlardan yararlanabilecek. Cep telefonlarını şarj etmek isteyenler için de kilitli şeffaf dolaplar bulunacak.
İznik çinilerinden mihraba sahip kadın ve erken mescitlerinin de yer aldığı salonda ayrıca bebek bakım ve çocuk oyun odaları da bulunuyor.
Kabinler yenileniyor
Temmuz ayına sayıları beşe ulaşacak yeni uzun menzilli Airbus A330’larla birlikte THY, uzun menzilli kabininde yeni konsepte geçiyor. Business class’ta yatar koltuklar, 500 kanallı özel eğlence sistemleri, uzun uçuşları keyif haline getiriyor.
Halen filodaki iki A330, ağırlıklı olarak Çin seferlerinde kullanılıyor. Çift motorlu A330’ların teslimatının tamamlanmasından sonra filodaki mevcut dört motorlu 7 adet A340 uçağı, kabinlerinin yenilenmesi amacıyla büyük bakıma alınacak. Bu konuda THY Air France ile işbirliği yapacak.
İkramda Lale Devri
Uçak ve üniformalardan kullanılmaya başlayan THY’nin yeni sembolü lale artık ikramda da yerini aldı. İlk olarak Uzakdoğu ve bazı Avrupa hatlarında sunulmaya başlanan tabak, bardak ve fincanlar artık lale deseniyle yolcunun karşısına çıkıyor. Tasarımı İkram Başkanlığı tarafından yapılan porselen tabak, bardak ve fincanlarda ana renk beyaz. Üzerinde turkuvaz renkte lale deseni bulunuyor. Rahatlatıcı ve butik tarzda tasarıma sahip tabak, bardak ve fincanlar yolculardan da büyük ilgi gördü. Eski ikram malzemelerinin tüketilmesiyle birlikte yenilerinin tüm hatlarda kullanılmasına kısa süre içinde başlanması planlanıyor.
Anadolu Kartalı’nda yeni füzeler denendi
Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterindeki en yeni silahlar, Konya’da gerçekleştirilen Anadolu Kartalı Tatbikatı’nda denendi. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve kuvvet komutanlarının da izlediği tatbikatta, ilk defa Kara Kuvvetleri’ne bağlı taarruz helikopterleri ile özel kuvvetler birlikte operasyona katıldı.
Önce özel kuvvetlere ait tim 8 bin metreden paraşütle atlayarak bölgeye indi. Arkasından iki AH-1W helikopteri bölgeye gelerek lazerle hedef işaretlemesi gerçekleştirildi. Bunu, uçaklardan atılan ve radar katili olarak bilinen Harm ile 80 kilometre uzaktan bina, zırhlı araç gibi korunaklı hedeflere nokta atışı gerçekleştiren Popeye füzeleri izledi. F-4E 2020 ve F-16 uçaklarından gerçekleştirilen atışlarda uçaklar füzeleri 4-7 bin metreden bıraktı.
YERLİ AKILLI BOMBA
TÜBİTAK ve SAGE tarafından geliştirilen akıllı bombalar ise hedefe tam isabet kaydetti. Ağırlıkları 250-1000 kg arasında değişen bombalar, ön bölümüne yerleştirilen lazer yönlendirici ile hedeflerini buldu. İlk defa gerçekleştirilen atış denemelerinde yüzde yüz başarı yakalandı. Bir başka yeni denenen silah ise İnsansız Hava Aracı "Harpy" oldu. İsrail’den alınan Harpy, "at ve unut" konseptiyle çalışıyor. Yerden fırlatılan Harpy, her hava şartında hedefini bularak yok ediyor. Tolga ÖZBEK
Tanyolaç yeniden TASSA Başkanı
Hava Yolları Kabin Memurları Derneği’nin (TASSA) başkanlığına yeniden Berna Tanyolaç seçildi. Çekişmeli geçen genel kurulda iki rakibiyle yarışan THY Kabin Amiri Tanyolaç, seçimi farklı kazandı. İlk defa iki yıl önce Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın önerisiyle THY dışında diğer havayolu şirketlerinin kabin memurlarını da üye olarak kabul etmeye başlayan TASSA’nın halen 1750 üyesi bulunuyor. Amaçlarının Türkiye’deki tüm kabin memurlarını TASSA bünyesine almak olduğunu belirten Berna Tanyolaç, hazırlanan havacılık kanununa da yaptıkları çalışmalarla destek verdiklerini belirtti.
787 İstanbul’a geliyor
Boeing’in en yeni yolcu uçağı 787 Dreamliner, dünya tanıtım turunda multimedya gösterisi ile Türkiye’deki havayolu şirketlerine tanıtılacak. Amsterdam ve Paris’ten sonra 4 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirilecek tanıtımda uçağın tasarım ve teknik özellikleriyle ilgili son gelişmeler havayollarına Boeing’in Ticari Uçaklar Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Martin Bentrott tarafından anlatılacak. İlk uçuşunu 2007’de yapacak 787, 26 havayolu şirketinden 50 milyar dolar değerinde tam 350 kesin sipariş aldı.
A319 kiralanıyor
THY, kiralama süreleri biten RJ100’lerin yerine iki adet Airbus A319 kiralayacak. Bu uçakların ağırlıklı olarak iç hat ve bölgesel uçuşlarda kullanılması planlanıyor. Halen filoda A321, A320 tipi uçaklara sahip THY, 144 koltuklu A319’ları aynı uçuş ve bakım ekibi ile işletebilecek.
Kiralama sonrasında ihtiyacının acil olduğunu bildiren THY’ye, AtlasJet’in sipariş verdiği uçaklar önerildi. Halen iki havayolunun Airbus’la görüşmeleri sürerken anlaşmaya varılması durumunda THY, AtlasJet için imal edilen uçakları teslim alacak. AtlasJet’e ise daha yüksek yolcu kapasitesine sahip 156 koltuklu A319’lar, kanat üzerine konulan acil çıkış kapı sisteminin Avrupa Ortak Havacılık Otoritesi JAA onayı almasından sonra imal edilerek teslim edilecek.
Bölgesel büyümeye ağırlık veren AtlasJet, geçtiğimiz günlerde 90 koltuk kapasiteli CRJ900 tipi uçağını Kanada’da imalatçı Bombardier’den teslim aldı. Halen filosunda ortak özelliklere sahip ancak 70 koltuklu CRJ700’leri bulunan havayolu, bu uçaklarını üç adet CRJ900’le değiştirecek.
Yazının Devamını Oku 23 Nisan 2006
İşadamlarından büyük ilgi gören ve fiyatları 1.2 milyon dolardan başlayan çok hafif sınıfındaki özel jetler satış rekoru kırıyor. İmalatçıların ön satış anlaşmasını internet üzerinden yaptığı 4-5 yolcu kapasiteli uçaklar, ortalama 1-2 saatlik uçuşlarda kullanılıyor. Kısa pistlere rahatlıkla inip-kalkabilen yeni nesil teknolojilere sahip bu uçaklar, çok düşük uçuş maliyetleriyle de dikkat çekiyor.
Özellikle 11 Eylül saldırıları sonrasında artan güvenlik önlemleri, havalimanlarında kaybedilen zaman, işadamlarını özel uçaklara yönlendiriyor. Kısa uçuşlar için özel uçaklar işadamlarına kolaylık ve esneklik sağlıyor. Buna yeni nesil uçakların teknoloji sayesinde sunduğu düşük maliyetler eklenince işadamları mikro jet de denilen yeni nesil küçük özel uçaklara büyük ilgi gösteriyor.
Finans sektörü de pazarı destekliyor. Sunulan uygun leasing yani finansal kiralama imkanlarıyla birlikte uçaktan hisse satan şirketler farklı alternatiflerle işadamlarının karşısına çıkıyor. Sipariş için imalatçılar 15 bin dolardan başlayan ön ödeme alıyor.
Yapılan araştırmalar, mikro iş jeti pazarının büyüklüğünü ortaya koyuyor. Gelecek 20 yıl içinde uzmanlar halen kullanımdaki 14 bin piston çift motorlu ve tek turboprop motorlu uçakların mikro jetlerle değiştirilmesi bekleniyor. Bu inanılmaz büyük pazara Cessna gibi köklü imalatçıların yanı sıra yeni şirketler de hızla giriyor. Halen yaklaşık 3 bin civarında siparişe sahip çok hafif jetlerin yıl sonundan itibaren hizmete girmeye başlamasıyla birlikte satışların katlanarak artacağı tahmin ediliyor.
Tek pilotla uçurulabilen yeni nesil jetlerin, ortalama iki saatlik uçuşta harcadığı yakıt, lüks bir otomobilin aynı yol için yakacağı benzin maliyetinin biraz üzerinde. Buna sağladığı zaman tasarrufu ve konfor eklenince mikro jetlere birçok işadamı "uçan limuzin" gözüyle bakıyor. Ağırlıklı olarak kompozit gibi çok hafif yeni nesil malzemelerin kullanıldığı uçaklar, çok az bakımla idame ettiriliyor.
İŞTE GELECEĞİN UÇAKLARI
Halen ilk uçuşlarını yapan uçaklar arasında
Eclipse 500, Cessna Mustang, Adam 700 ve D-Jet
bulunuyor. Proje olarak Excel-Jet’in Sport-Jet,
Tam-Air’in Epic Jet, Avocet ProJet, Safire Jet
gibi modellerin tasarımları sürüyor.
D-JET
Adını ürettiği kompozit gövdeli tek motorlu Katana serisi eğitim uçaklarıyla duyuran Diamond şirketi, ilk iş jetini 18 Nisan’da uçurdu. Toplam 5 koltuğa sahip, kompozit gövdeli, tek motorlu uçak, özellikle Amerika pazarı için imal edildi. Menzili 2 bin 400 kilometre olan tek motorlu D-Jet, saatte 582 kilometre hızla uçabiliyor. Diamond şirketi teslimatlara 2009’da başlamayı hedefliyor. Uçağın satış fiyatı 1.2 milyon dolar.
ADAM A700
Adam şirketi, önde ve arkada iki adet piston motoru bulunan A500 modelini geliştirerek ilginç bir tasarıma imza attı. Jet motor takılan ve A700 olarak adlandırılan uçak, yaklaşık 2 milyon 250 bin dolardan müşterilere sunuluyor. İlk uçuşunu 2003’te gerçekleştiren Adam 700, halen test aşamasında bulunuyor. Şirket uçağın sertifikasyonunun 2007’de tamamlamayı hedefliyor. Toplam siparişler ise halen 250 civarında.
ECLIPSE 500
Bu uçaklar arasında en fazla sükse yapanı Eclipse 500. 1990’ların sonunda daha projeyken pazara "1 milyon dolardan daha ucuz" sloganıyla çıkan Eclipse 500, tam 2 bin 350 adetlik siparişe ulaştı. İlk uçuşunu 2002’de yapan uçak halen test ve sertifikasyon aşamasında. Microsoft eski başkanlarından Vern Raburn’ün projesi olan Eclipse’in teslimatların önümüzdeki yıl başından itibaren yapılması planlanıyor. Kabini beş yolcu kapasiteli uçak, 1.3 milyon dolar fiyatla satılıyor.
CESSNA MUSTANG
Citation serisiyle küçük iş jetleri pazarında önemli bir yere sahip Amerikan Cessna şirketi, Mustang modeliyle bu pazara giriyor. Uçak rakiplerine oranla daha geniş ve uzun kabiniyle dikkat çekiyor. Bu nedenle uçağın fiyatı 2.5 milyon dolar. Halen satışları 500 adeti zorlayan Mustang için şu an sipariş verilse 2009’a teslimat günü veriliyor. Testleri süren Mustang’in yıl sonunda müşterilere teslimatı başlayacak. Mustang ile uçuş okulları da çift motorlu uçak eğitiminde kullanmak üzere ilgileniyor.
EclipseMustangAdam 700D-Jet
Seyir Hızı (km/saat)550630610582
Menzili (km)2.3682.4082.1102.299
Yolcu kapasitesi5453+2
Kabin uzunluğu (cm)376442530350
Kabin eni (cm)142142137142
Kabin yüksekliği (cm)127132131144
Fiyatı (milyon $)1.32.52.251.2
Pilotlar İstanbul’da buluşuyor
Uluslararası Pilotlar Birliği Federasyonu (IFALPA), 61’inci Genel Kurul Toplantısı’nı 28 Nisan-2 Mayıs arasında İstanbul’da yapıyor. Tarihinde ilk defa rekor sayıda, 95 ülkeden 550 delegeyle toplanacak IFALPA Genel Kurulu, yönetim yapısının değişikliğinden sektörel sorunların çözümüne çok sayıda radikal karara imza atacak.
Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) tarafından gerçekleştirilen organizasyonda 14 çalışma komitesi görev yapacak. Bu yılın önemli konuları arasında görev saatleri, kaptan pilot sorumlulukları, havacılığın çevre etkileri, havalimanları altyapısı ve İngilizce sorunlarının giderilmesi konularında yapılan çalışmalar ele alınacak. Havacılık otoriteleri ve imalatçılar üzerinde ciddi bir yaptırıma sahip IFALPA’nın kararları sektör tarafından da dikkatle takip ediliyor.
Türkiye’nin 46 yıl sonra böyle bir organizasyonu yeniden İstanbul’a getirdiğini belirten TALPA Başkanı Kaptan Pilot Tuna Gürel, hem alınacak kararlar hem de seçim açısından bu toplantının büyük önem taşıdığını söyledi. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın açacağı toplantının sponsorları arasında THY, TÖSHİD, AtlasJet, TAV, Havaş, Çelebi, ETS ve Point Hotel bulunuyor.
TÜRK YILDIZLARI KADIKÖY’DE
Hava Kuvvetleri akrobasi filosu "Türk Yıldızları", IFALPA Genel Kurulu ve Türkiye Pilotlar Günü nedeniyle 30 Nisan’da İstanbullulara çok özel bir gösteri yapacak. Kadıköy Deniz Otobüsleri İskelesi’nin Marmara sahili tarafında saat 14.00-14.30 arasında gerçekleştirilecek akrobasi uçuşu, İstanbul semalarına renk katacak. Süpersonik yani ses hızından daha süratli uçan NF-5 tipi savaş uçakları kullanan Türk Yıldızları, 8 uçakla gösteri yapıyor.
THY’ye taze kan
Türk Hava Yolları’nın uçuş eğitimlerini bitiren genç pilotları, törenle şirkete katıldı. Türk Hava Kurumu (THK) ve Anadolu Üniversitesi’nde uçuş eğitimlerini tamamlayan 35 pilot, görev yapacakları uçak tiplerinde eğitimlerine başladı. Pilot yetiştirmeye devam ettiklerini belirten Genel Müdür Temel Kotil, bu yıl THK’da 30, Anadolu Üniversitesi’de de 15 pilot adayının eğitim alacağını açıkladı.
THY, önümüzdeki günlerden itibaren filosuna kattığı 3 adet Cessna 172 tipi uçakla pilot yetiştirmeye başlıyor. THY yolcu uçaklarının boyama paternine sahip tek motorlu, özel ekranlı kokpite sahip Cessna 172’lerle, ağırlıklı olarak Çorlu ve çevredeki havalimanlarında eğitim uçuşu gerçekleştirilecek.
Eğitim yatırımlarına ağırlık veren THY, mevcut üç uçak simülatörüne ek olarak bir adet Airbus A320 simülatörü almak üzere Thales şirketiyle anlaşma imzaladı.
Yeni hatlar
THY, Riga (Letonya), Hartum (Sudan) ve Addisababa’ya (Etiyopya) tarifeli uçuşlarına başladı. THY, Riga’ya pazartesi, çarşamba ve cumartesi, Hartum’a salı, cuma, Addisababa’ya da pazartesi ve perşembe günleri uçuyor.
Onur Havayolları, İstanbul-Mardin seferlerine başladı. Cumartesi hariç haftanın her günü yapılacak uçuşlar İstanbul’dan Mardin’e saat 13.25’te, Mardin’den İstanbul’a saat 16.10’da gerçekleştirilecek.
İzmir’den iç hat uçuşlarını başlatan SunExpress, İzmir-Diyarbakır hattındaki yüksek doluluk oranına ulaşmasıyla 25 Nisan’dan itibaren Antalya’dan Diyarbakır’a uçmaya başlıyor. Salı günleri karşılıklı yapılacak seferlerle, Diyarbakır’a 69 YTL’den başlayan fiyatlarla uçabilmek mümkün olacak.
Pakistan Havayolları (PIA), politik ve ekonomik nedenlerle beş yıl önce durdurduğu Türkiye uçuşlarına yeniden başladı. Salı günleri karşılıklı gerçekleştirilen uçuşlarda İslamabad’dan gelen Boeing 777, İstanbul’dan Frankfurt’a devam edecek.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin düşük maliyetli havayolu şirketi Air Arabia, Sharja’dan İstanbul Sabiha Gökçen’e 28 Mayıs’ta uçmaya başlıyor. Çarşamba ve pazarları karşılıklı gerçekleştirilecek uçuşlarda bilet fiyatları tek yön 109 YTL’den başlayacak.
Samim Aydın Çelebi’de
Çelebi Hava Servisi’nin yeni Genel Müdürü Samim Aydın oldu. Daha önceden Türkiye’nin ilk yap-işlet-devret terminal projesi olan Antalya Bayındır Dış Hatlar Terminali’nde genel müdürlük görevinde bulunan Aydın, son olarak Almanya Fraport AG’de Terminal Operasyonları Direktörü olarak görev yapıyordu.
Yazının Devamını Oku 16 Nisan 2006
Türk Hava Kurumu«nun (THK) İzmir’in Selçuk İlçesi«nde bulunan Efes Eğitim Merkezi, drop zone olarak adlandırılan Avrupa«nın en büyük paraşütle atlama merkezi haline geliyor. İlk defa bu yıl 30 Alman paraşütçüyü konuk eden merkeze gelenlerin sayısının katlanarak artması bekleniyor.
Turizmde farklılık yaratan, hem gelirini hem de turist sayısını yükseltiyor. İzmir’de SunExpress, Lufthansa ve British Airways’in hızla artan uluslararası tarifeli uçuşlarıyla birlikte Türk Hava Kurumu Paraşüt Okulu başarılı bir projeye imza attı. Avrupa’da sayıları 125 bine ulaşan lisanslı paraşütçüleri Türkiye’ye çekebilmek için çalışmalar geçen yıl başladı.
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta Selçuk Efes Havaalanı’nda, tarihi kalıntıların hemen yanında yer alan tesise ek binalar yapıldı. THK atlayışların daha verimli yapılması için hızla irtifaya çıkabilen ve paraşütçülerin "Cadillac"ı olarak adlandırılan Cessna Caravan tipi turboprop uçakları okulun hizmetine verdi.
Yurtdışındaki paraşütçülerle temasa geçilerek Efes’teki havaalanına davet edildi. Efes’in ilk yabancı misafirleri Martin Schotter liderliğinde 30 kişilik Alman amatör paraşütçüler oldu.
Onar kişilik gruplarla gelen ekipte profesörden hemşireye, itfaiyeciden askere farklı mesleklere sahip amatör paraşütçüler bulunuyor.
HEM TATİL HEM ATLAYIŞ
Turizm sezonu öncesinde uygun fiyata çevredeki otellerde konaklama imkanı bulan yabancı paraşütçüler, atlayış başına THK’ya çıkış irtifasına göre 20 Euro’dan başlayan ücretler ödüyor. Yaklaşık 10 günlük sürede her paraşütçü ortalama 40-50 atlayış gerçekleştiriyor. Ayrıca eğitim, paraşüt bakım gibi hizmetler de veriliyor.
Alman paraşütçüler Efes’te atlayışlarından arta kalan zamanlarını tarihi kalıntıları gezerek, denize girerek geçiriyor. Ailesiyle gelenler de var. Aralarında daha fazla atlamak için tatillerini uzatanlar bile bulunuyor.
Ortalama bir yabancı paraşütçü konaklama haricinde sadece atlayışa 1000-1500 Euro civarında para harcıyor. Her şey dahil turlarda bir haftalık tatilin uçak bileti dahil 200-300 Euro civarında olduğu göz önüne alındığında paraşütçüler önemli bir turizm potansiyeli oluşturuyor.
Alman paraşütçülerin lideri Martin Schotter, Efes’in altyapısından ve ilgiden memnun. ABD yerine Türkiye’ye gelmenin hem hesaplı olduğunu hem de günlerin yollarda geçmediğini söylüyor.
HEDEF, 2 BİN PARAŞÜTÇÜ
Paraşüt Okulu Müdürü Serdar Uyanık, ilk defa bu yıl başlayan uygulamanın geri dönüşünün çok hızlı olduğuna dikkat çekiyor. Amaç önümüzdeki yıllarda en az 2 bin paraşütçüyü Efes’e getirmek. Yılın 300 günü atlayışa uygun olan merkez, çok sayıda Türk paraşütçüye de ağırlıyor. Cuma akşamı uçakla gelen paraşütçüler hafta sonları atlayış yapıyor.
Başlangıç ve ileri aşama kursları da verilen merkezle ve eğitim programlarıyla ilgili daha fazla bilgiyi 0 232 892 64 47 no’lu telefondan, dzephesus.com ve thk.org.tr internet adreslerinden alınabilir.
TEK KOLLU PARAŞÜTÇÜ
Efes’e gelen paraşütçüler arasında Gerd Thiele, azmin neler yapacağının sanki canlı bir kanıtıydı. Doğuştan sağ kolu olmayan Thiele’nin, kimse paraşüt atlayışı yapabileceğine inanmıyordu. Çünkü paraşütlerin havada paraşütü dengeli olarak açabilmesi ve inerken yönlendirmeyi gerçekleştirebilmesi için iki sağlam kola ihtiyacı vardı. Thiele için hiçbir protez üreticisi paraşütle atlarken kullanacağı kancayı yapmaya yanaşmadı.
Gökyüzü sevdalısı Thiele’nin derdine çare yine bir paraşütçü oldu. Kompozitten atlayış kaskları imal eden Bone Head şirketinin sahibi, Thiele için kompozit gövdeli kanca tasarladı. Thiele şimdi bu kanca sayesinde doyasıya paraşütüyle atlıyor. Dostları ona "korsan" diye takılmayı ihmal etmiyor.
3 bin metreden düşerken hızımız saatte 200 kilometreye ulaştı
Efes’te isteyenler 160 YTL karşılığında 3 bin metreden atlayabiliyor. "Tandem" olarak adlandırılan atlayışta yolcu tandem pilotuna özel bir sistemle bağlanıyor. Normalde tek başınıza bu irtifadan atlayıp 30 saniye serbest düşebilmek için uzun süre eğitim almanız ve çeşitli irtifalardan en az 40-50 atlayış yapmanız gerekiyor.
Tandem atlayışını deneyimli paraşüt öğretmeni Gökhan Uçaroğlu ile yaptım. Atlayış öncesinde yarım saatlik bir eğitim verildi. Videodan atlayış seyrettirildi ve uçak içi duruş, kapıya çıkış, havada yapılacaklar tek tek anlatıldı. Sıra Caravan uçağına binmeye geldiğinde vücudum adrenalin salgılamaya çoktan başlamıştı.
Uçağımız 13 dakikada 3 bin metreye ulaşırken beraber atlayış yapacağımız paraşüt öğretmenleri Hakan Zengin ve Beslan Babaoğlu kapıyı açtı. Tandem pilotu Gökhan’ın sırtında 30 kilogram ağırlığındaki BT80 Atom paraşütüyle hazırlıklarını tamamlamış, ben de emniyet klipsleri ve kemerle ona bağlanmıştım.
MAKSİMUM ADRENALİN
Kapıya doğru ilerlerken 3 derecelik soğuk havayı heyecandan hissedemiyordum bile. Önce hava çekimlerini yapacak Vedat Süer, arkasından da biz kendimizi gökyüzüne bıraktık. Boşluk hissiyle birlikte sıkı bir çığlık atarken uçağımız giderek uzaklaşıyordu. Serbest düşüş pozisyonunda hızımız saatte 200 kilometreye ulaşmıştı. Saniyede tam 50 metre hızla "taş" gibi düşüyorduk.
Havada yanımıza Vedat Süer ile Hakan Zengin gelerek "sky diving" olarak adlandırılan serbest düşüşümüzü kameraya kaydediyorlardı. Tam 30 saniyede 1500 metre düştükten sonra paraşütümüzü açtık.
Patlama sesiyle 280 kilogram yük taşıyan paraşütümüz tepemizde hemen açıldı. Yüksek sürat yerini tatlı bir süzülmeye bırakmıştı.
AYAKLARIM TİTRİYORDU
Havada bizden birkaç saniye önce atlayan diğer tandem yolcusu SunExpress kaptan pilotlarından Mücahit Yalçınkaya ve tandem pilotu Sezai Çallı’ya el sağladık. Yaklaşık iki dakika sonra yere indiğimizde heyecan ve adrenalinden hálá ayaklarım titriyordu. Tolga ÖZBEK
KÜRDİSTAN ISKARTAYA ÇIKTI
İran Havayolları«nın Türkiye ile bir dönem krize neden olan «Kürdistan« adlı Boeing 747SP tipi yolcu uçağı, hizmet ömrünü tamamlayarak hurdalığa çekildi. Tahran Havacılık Merkezi«nde «Fars« adlı aynı tip uçakla parçalanacağı günü bekleyen «Kürdistan«, Tahran-İstanbul arasında yıllar boyunca sefer yapmıştı.
Uçağın adı nedeniyle haber olmasından sonra İran Havayolları, Kürdistan«ın İran«ın kuzeydoğusunda bir eyalet olduğunu, aynı Türk Hava Yolları«nın uçaklarına şehir isimleri verilmesi gibi bu uçağa da «Kürdistan« adının verildiğini açıklamıştı. İmalat numarası 20998/275 olan EP-IAA çağrı işaretli uçak, 1976«da İran Havayolları filosuna katılmıştı.
Boeing«in efsanevi Jumbo Jet ailesinin en ilginç modeli olan 747SP«nin (Special Performance-Özel Performans) gövdesi 747-100 modelinden 14.35 metre daha kısa. Kısalan gövde nedeniyle denge amaçlı uçağın kuyruğu büyütüldü. İki sınıfta 331 yolcu taşıyabilen uçak, yoğun yolcu potansiyeline sahip orta menzilli uçuşlarda kullanılmak üzere tasarlandı.
Boeing, 747SP modelinden sadece 45 adet imal etti. Halen uçabilir sadece 10 adet 747SP İran, Suriye ve Suudi Arabistan Havayolları tarafından kullanılıyor. Kabini iş jeti haline getirilen 747SP kullanıcıları arasında ise Suudi Arabistan«ın yanı sıra Bahreyn, Katar, Yemen ve Birleşik Arap Emirlikleri hükümetleri bulunuyor.
Gözler ikram ihalesinde
Genellikle ihaleler öncesi bir şeyler yazmayı hep hatalı bulmuşumdur. Havacılık dünyasındaki tüm ihalelerden sonra bir şeyler yazdım. Ama bu kez kuralı bozuyorum.
Önümüzdeki günlerde, Türk Hava Yolları ikram ihalesi tekliflerini alıyor. Yıllık ortalama 50 milyon dolarlık bir ihale. Kazananla 5 yıllık bir sözleşme yapılacak. Yani toplam 250 milyon dolara varacak bir hacim.
İhaleye Gate Gourmet USAŞ, LSG Sky Chefs Sancak Catering, BTA- Do&Co ve Sofra Evrest katılıyor. Bu kuruluşlardan ikisi havalimanı içinde üslenmiş. TAV’ın sahip olduğu BTA’nın mutfağı da kısmen havalimanı alanı içinde olan bir kuruluş. Diğerleri ihaleyi kazanırlarsa dışarıda kuracakları tesislerden kamyonla yemekleri havalimanının gümrüklü sahasına sokacaklar.
THY bir ihale şartnamesi hazırlamış. Bu şartname, uluslararası standartlarda bir klasör olabilir. Aslında kendine çok güvenen kuruluşlar bütün detayları içeren 20-30 sayfalık bir dosyada dertlerini anlattılar. THY, bilmem kaç klasör hazırlamış. Sandım ki, çok titiz bir hazırlık yapılmış. Hayır havanda su dövülmüş. İnceltilmiş su köpükler yapıp uçuşmuş...
GÖKYÜZÜNÜN STANDARTLARI
THY’nin ikram seçimlerini hatırlıyorum. Dışarıdan lokanta işleticisi ya da gurme titri almış kişiler danışman olarak kullanılıyor. Ama bu kişilerin çoğu yeryüzündeki yemeklerden anlıyorlar. Ama gökyüzünün standartlarını çok da iyi bilmiyorlar. Yukarının şartları, standartları, riskleri çok farklı. Ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. THY uzman da bulsa, sonunda yemek işine çok üst düzey yöneticiler ellerini sokuyorlar. Son kararları da onlar veriyor. Hatta hızlarını alamayıp yemekleri değiştiriyorlar, oynuyorlar, bulamaçlar yaratıyorlar.
Böyle olunca da işin uzmanlık kısmı geride kalıp yönetimin memnuniyetine göre ayarlamalar yapılıyor. Yönetimi memnun eden seçimler yolcunun nefretini kazanıyor. Ben bunun çok deneyimli yakın bir tanığıyım.
THY uzun süredir Gate Gourmet USAŞ ile çalışıyor. Eski sahibi olduğu, sonra da sattığı bu kuruluş daha çok LSG Sky Chefs Sancak Catering ile yarışacak. Ben yanılıyor olabilirim. Havalimanında yatırımı olmayan bir kuruluş da ihaleyi kazanabilir. O zaman en az 10-15 milyon dolarlık bir yatırım gerekir.
TECRÜBE VE UZMANLIK
Hadi yatırım yapıldı ama tecrübe ve uzmanlık, o nasıl olacak? Hadi onu da sağladılar. Yemekleri dışarıdan güvenli olarak içeri nasıl taşıyacaklar? Hadi onu da yaptılar diyelim. Yolda bir kamyonun soğutma sistemi arızalandı, şoför de bunu sakladı. Bilmem kaç derece sıcakta kalmış yemeklerin uçaklara yüklendiğini düşünmek bile istemiyorum.
Ben THY’nin hazırladığı çok ağır şartları çok özen gösterilmiş gibi sunan şartnamenin de, uzmanlık dalı bu iş olmayan kuruluşların da yemek işine girmelerini doğru bulmuyorum. Bu ihale çok ciddi bir iş. Hem şartların hem de yerine getirilecek kuralların çok iyi anlaşılmış olması gerekiyor. Zaman kaybedilmeden karar verilmek zorunda. İhaleden sonra birilerinin işi yapabilmek için yatırıma soyunmaları, uzman bulmalarını beklemek de pahalı bir iş olacak gibi gözüküyor.
Kuşkusuz bir ihaleye giren kuruluşlarla ilgili yazı yazmak pek doğru değil. Ama sanki sonunda bir tehlike var gibi geliyor bana. Belki de yanılıyorumdur. Öyle olursa çok sevineceğim.
Yazının Devamını Oku 2 Nisan 2006
İstanbul, Avrupa’nın en büyük havacılık müzesine kavuşuyor. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ortak projesi, 31 bin metrekare kapalı alanıyla aynı zamanda bir havacılık ve kongre merkezi olacak. İhalesi önümüzdeki günlerde yapılacak müzenin 2008’de açılması planlanıyor. Mimar Çağlayan Tuğal’ın tasarımı müze, modern bir hangar görünümünde.
Türkiye’de havacılık müzesi konusundaki çalışmalar Birinci Dünya Savaşı’na kadar uzansa da ilk havacılık müzesi 1971’de İzmir Cumaovası Askeri Meydanı’nda açıldı. Ancak müzenin şehir merkezinden uzakta olması nedeniyle ziyaretçi sayısı bir türlü istenilen rakamlara ulaşamadı. 1978’de kapatılan müze, İstanbul’a taşınarak 1983’te Yeşilköy’de, Hava Kuvvetleri’nin ilk faaliyete başladığı arazide yeniden kapılarını açtı.
YETERSİZ KALDI
Aradan geçen 20 yılı aşkın sürede müzenin 2 bini kapalı toplam 14 bin metrekarelik alanı yetersiz gelmeye başladı. En büyük sorunlardan biri de çok sayıda uçağın açık havada sergilenmesi nedeniyle her biri Türk havacılık tarihinin değerli objelerinden biri olan bu uçakların hızla çürümesiydi.
Müzeye modern bir çehre kazandırmak amacıyla Mimar Çağlayan Tuğal, çalışmalarına geçen yıl başladı. Ve ortaya uçak hangarını andıran müze binası ortaya çıktı. Binanın 140 metrelik ön cephesi tamamen cam. En yüksek yeri 22 metreye ulaşan binanın eni ise 120 metre. Müze, 12 bin metrekarelik zemine otururken toplam kapalı alan 31 bin 250 metrekare.
57 UÇAK SERGİLENECEK
Ziyaretçiler müzeye havuzların üzerindeki köprüden girecek. Müzenin içinde yerde ve özel kancalarla tavana uçuş pozisyonunda asılan toplam 57 uçak yer alacak. Ziyaretçiler asma katlardan uçakları daha yakından görebilecek. Engelli ziyaretçiler özel asansörlerle asma kata çıkabilecek. Zemin katta teknik ve tarihi bilgiler veren panolar ve çeşitli anı objeleri de yer alacak.
Müzede genç kuşağa havacılığı tanıtmak ve sevdirmek için biri uzay mekiği, diğeri savaş uçağı iki simülatör bulunacak. Ayrıca 150 koltuklu, üç boyutlu film gösterebilen sinema salonunda havacılıkla ilgili belgeseller, filmler meraklılarla buluşacak. Model atölyesi, müzenin Plastik Model Uçak Kulübü’ne ev sahipliği yapacak. Geniş ürün yelpazesine sahip satış mağazası da müzede yer alacak.
Müze, 1200 kişilik kongre salonu, 200 kişilik çok amaçlı salon ve küçük toplantı odalarıyla çok sayıda kongre ve kültür faaliyetinin yapılmasına olanak tanıyacak. Bu tür toplantı ve faaliyetler hem kongre salonu sıkıntısı çeken İstanbul’un ihtiyacını karşılayacak, hem de müzeye gelir oluşturacak. 120 kişilik beş yıldızlı restoran ve üç ayrı kafeterya, bodrum katına yapılacak özel bir mutfakla desteklenecek. Havalimanından müzeye günün belirli saatlerinde otobüs servisi konularak daha fazla ziyaretçinin ulaşımı sağlanacak. Aktarma yapan yolcular isterlerse vakitlerini müzede geçirebilecek.
PROFESYONEL YÖNETİM
Hava Kuvvetleri ve Büyükşehir Belediyesi, müzenin etkin ve profesyonelce yönetilmesi için farklı bir model üzerinde çalışıyor. Yönetimi vakıf tarafından yapılacak müzede restoran gibi uzmanlık isteyen mekanlar uzman şirketlerce işletilecek.
Mayıs ayı içinde ihalesi sonuçlandırılacak yeni Havacılık Müzesi inşaatının 2007 sonunda tamamlanması planlıyor. Bu süre içinde mevcut bina yıkılacak. Uçaklar ise arka bölümde kurulacak özel bir hangar içinde gerçeğe uygun restorasyondan geçirilecek. Tolga ÖZBEK
THY’nin Cessna’ları geldi
Türk Hava Yolları Uçuş Akademisi tarafından kullanılacak üç adet tek motorlu, pervaneli Cessna 172S NAV III uçakları Ankara’da teslim edildi. Amerika’dan Türkiye’ye uçarak getirilen bu uçaklar geleceğin THY kaptan pilotlarının yetiştirilmesinde kullanılacak. Filodaki Boeing, Airbus yolcu uçaklarınınki gibi kuyruklarında THY logosu bulunan Cessna 172’lerin kokpitleri de yeni nesil "Glass cockpit". THY, artan pilot ihtiyacını karşılamak üzere üniversitelerin mühendislik bölümlerini bitirmiş, iyi derece İngilizce bilen, uygun sağlık ve diğer şartlara sahip adayları yetiştirmek üzere alıyor. Adaylar yaklaşık 12-15 ay süren yer ve uçuş eğitimlerini başarıyla tamamlamaları durumunda Ticari Pilot Lisansı almaya hak kazanıyor. Daha sonra gerekli uçak tipi eğitiminden sonra THY’de ikinci pilot olarak görev yapıyor. Eğitim karşılığında pilot adaylarının 15 yıl mecburi hizmet zorunluluğu bulunuyor. THY, Uçuş Eğitim Başkanlığı bünyesindeki Uçuş Akademisi’ni ilerleyen yıllarda daha da büyüterek bölgenin en önemli pilot eğitim merkezi haline getirmeyi hedefliyor.
Lufthansa 50 yıldır Türkiye’ye uçuyor
Lufthansa Havayolları, Türkiye uçuşlarının 50’nci yılını kutluyor. İlk uçuş Hamburg-İstanbul arasında 12 Eylül 1956’da yapılmıştı. Lufthansa Türkiye Müdürü Sadık Elmas, "1956’da 4 bin 465 yolcu taşınmıştı. Şimdi bu rakamı iki günde taşıyoruz. Geçen yıl 750 bin yolcu Lufthansa’yı tercih etti" diye konuştu. Lufthansa, haftada 56 seferle Frankfurt ve Münih’ten İstanbul, Ankara ve İzmir’e uçuyor.
Krizi küçümsemek
Türk Hava Yolları’nın hálá krizler için hazırlanmış bir çalışma programı yok. Küçük krizlerin küçümsenmesi, büyük krizlerin günlük tedbirlerle aşılmaya çalışılması şirketin vizyonunu etkiliyor, imajını zedeliyor.
Sözünü ettiğim genel rötarlar ya da slotlarla ilgili bir şey değil. Örneğin geçtiğimiz çarşamba sabahı Paris’ten kalkması gereken 07.40 uçağı iptal edilmişti. İptal için THY’nin son derece haklı bir nedeni vardı: Paris’te dalga dalga yayılan protestolar, Orly Havalimanı’nı da abluka altına almıştı. Paris’ten kalkışlar ve Paris yönüne uçuşlar allak bullak olmuştu. Salı akşamı İstanbul’dan Paris’e gidecek THY uçağı, olaylar nedeniyle uçuşunu gerçekleştirememiş ve doğal olarak sabah Paris-İstanbul yönüne ilk uçuş da iptal edilmişti.
KİMSENİN HABERİ YOK
İptali THY’den başka bilen yoktu. Yolcuya ulaşmak için bir çaba harcanmamıştı. Oysa yolcuların çoğunun değil belki de tamamının telefonları THY’nin elinde vardı. Yolcuların büyük kısmı mutlaka özel yolcu programına katılmışlardı. Kimi yolcular seyahat acentelerinden biletlerini almışlardı. Böyle bir durumda her yolcuya ulaşılıp iptalin bildirilmesi gerekiyordu. Sistem içinde hemen bir kriz masası oluşacak ve düğmeye basılacaktı. Ama yapılmadı.
Havalimanında ise hiçbir görevli yoktu. Aslında şirketin hálá Paris’te atanmış bir müdürü de yoktu. Bir personel sabah gelenlere durumu anlatmaya ve öğle uçağı için check-in yapmaya çalışıyordu. O da geceden kalmıştı.
YOLCUYU KAZANMAK
Oysa böyle bir durum Singapur Havayolları’nda yaşansaydı, Paris’teki satış müdürü kendisine merkezden gönderilmiş CD’de belirlenmiş kriz yönetimini başlatırdı. Tüm personel havalimanına çağrılır, o gün uçacaklara yolcu konşimentosu beş ya da altı kişiye bölünerek ulaşılır ve durum anlatılırdı. Bir sonraki uçuş için her şeyin hazır olduğu bildirilir, check-in için iki katı personel hazır tutulur ve yerde yapılan ikramla yolcunun gönlü alınırdı. Çocuk yolculara ayrıca birer armağan verilerek asık yüzleri düzeltilirdi.
HAZIR OLMAK GEREK
THY’nin Paris’te yaşadığı sıradan bir krizdi. Bazen uçak havadayken bile Avrupa’da bir ülkede aniden grev başlar ve uçuşlar allak bullak olur. Bu nedenle bu hava sahasında yaşanacak krizlere şirketin alışık olması ve her zaman bir planı olması gerekir. Alışkanlık havacılıkta hiçbir zaman duyarsızlığı ve boşvermişliği getiremez. Hele rekabetin acımasız olduğu bir sektörde bayrak taşıyıcılık saltanatının bir gün çatır çatır sallandığını görebilirsiniz. Umarım o gün hiç gelmez. Ve şirket üstelik haklı olduğu konularda bile bilmediği kriz yönetimini öğrenir. Haksız olduğu zamanlardaki tepkileri de en aza indirir...
Yazının Devamını Oku 27 Mart 2006
Tüm dünyada olduğu gibi yamaç paraşütüne ilgi Türkiye’de de hızla artıyor. Kuşkusuz bu büyümenin altında diğer havacılık dallarına göre yamaç paraşütünün daha ucuz ve serbest yapılabilmesi yatıyor. Yamaç paraşütünüzü sırtınıza takıp bir kuş gibi motorsuz uçuş keyfini yaşamak, hava akımlarını yakalayıp saatlerce gökyüzünün maviliklerinde uçabilmek mümkün.
Ancak, yamaç paraşütüyle uçmak bu kadar basit değil. Yeterli eğitimi almayan, uygun teçhizat kullanmayan, kurallara uymayanlar kazaya davetiye çıkartıyor. Yamaç paraşütü gündeme ne yazık ki sık sık kazalarla geliyor. Bu nedenle Türkiye’de hızla büyüyen yamaç paraşütçülüğünün düzenlenmeye ve ciddi denetime ihtiyacı var.
Yolcu uçağından yamaç paraşütüne uçan her hava taşıtı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) kontrolünden geçiyor. Ancak diğer ülkelerdeki havacılık otoriteleri gibi SHGM sportif havacılığa yeterli önem ve önceliği veremiyor. Sportif havacılık konusunda SGHM, 1995’te yaptığı protokolle Türk Hava Kurumu (THK) ile işbirliği yapıyor. Türkiye’deki sportif havacılığın kurucusu olan THK geçen on yılı aşkın sürede konuyla ilgili beş defa yönerge çalışması hazırlayıp SHGM’ye sunmasına rağmen bu kurallar bir türlü yürürlüğe konulamıyor. Yasal boşluk devam ediyor.
SERTİFİKA VERİYOR
THK aynı zamanda 1927’den bu yana Uluslararası Havacılık Federasyonu FAI’nin de üyesi. Bu nedenle Türkiye’de FAI sporcu lisanslarını verme yetkisine sadece THK sahip. THK, başta Fethiye ve Kaş olmak üzere bu yıl çeşitli yerlerde öğrenci pilot ve pilot sertifika kontrol kursları açıyor.
Ancak THK’nın imkanları da kısıtlı. Her geçen gün gelişen sektörü kimi zaman yakından takip edemiyor. Sportif havacılıkla uğraşanlar daha hızlı karar alacak, amatör havacılığın sesi olacak bir federasyon yapılanması üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Toplam 14 dernek ve 784 sporcunun desteğini alan çalışma halen Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’nde bulunuyor. Kurulacak federasyonla kulüpleşmeye gidilmesi hedefleniyor. Yaklaşımlar farklı olsa da yamaç paraşütçülüğünün sorunları ortak. Öncelikle bu konuda bir mevzuat oluşturulması şart. Daha sonra eğitim standartları ve lisans sisteminin uluslararası standartlara getirilmesi gerekiyor. Lisanslandırmayla birlikte hızlı bir denetim mekanizması da harekete geçmek zorunda. Okulların, pilotların, kullanılan malzeme standartlarının bu otorite tarafından kontrol altına alınması gerekiyor. Yamaç paraşütçülerinin diğer sorunları arasında sigorta, kulüpleşme geliyor. Uzmanlar düzenlemelerin hızla yapılmaması durumunda kazaların devam edeceğine, yaranın kanayarak büyüyeceğine dikkat çekiyor.
BABADAĞ BİLMECESİ
Her yıl Fethiye ve Kaş’a çok sayıda yabancı pilot uçmaya geliyor. Turistler tandem olarak adlandırılan öğretmen pilotla yapılan iki kişilik uçuşlara büyük ilgi gösteriyor. Geçen yıl Fethiye’de 40 bin uçuş gerçekleştirildi.
Sadece Türkiye değil, Avrupa’nın en uygun ve emniyetli uçuş noktalarının başında Fethiye Babadağ geliyor. 1975 metre yükseklikteki zirve, dört kalkış pistiyle performanslı uçuş imkanı veriyor. Bir de buna Ölüdeniz’in muhteşem manzarasını eklediğinizde burası sadece yamaç paraşütü pilotları için değil, tandem uçuşları yapan turistler için de vazgeçilmez noktaların başında yer alıyor. Tüm bu güzelliklere rağmen, yanlış uygulamalar, ciddi turizm potansiyeline sahip yamaç paraşütünü baltalıyor. Bunların başında hiçbir hizmet verilmeden alınan ayakbastı parası geliyor. Geçen yıl Ankara merkezli Cengiz İnşaat tarafından kiralanan Babadağ’da her uçuş için pilotlardan 15 YTL alındı. Tuvaletin bile olmadığı zirveye ayakbastı ücreti, zaten artışa geçen konaklama fiyatlarıyla birlikte çok sayıda yabancı pilotu bölgeden kaçırdı. 15 YTL az gibi gözükse de, günde ortalama 3-4 defa uçan pilot için yaklaşık 10 günlük uçuş süresinde ciddi bir rakama denk geliyor. Yabancı turistler hizmet bedeli almayan Yunanistan’a gidiyor.
Uzmanlar ayakbastı parası yerine yurtdışında da örnekleri olduğu gibi yan hizmetlerden gelir elde edilmesini öneriyor. Kurulacak teleferik, kafeterya gibi hizmetlerle ayak bastıdan daha fazla gelir alınabileceğine dikkat çekiliyor. Yıllardır gündemde olan Babadağ’a yapılacak teleferik projesi ise hálá belirsizliğini koruyor.
Uçakların F1’i başladı
Abu Dhabi’de başlayan Formula 1 sezonuyla birlikte gökyüzündeki uçak yarışı "Air Race" de start aldı. Red Bull’un sponsorluğunda Formula 1 yarışlarıyla eş zamanlı gerçekleştirilen organizasyon, 29 Temmuz’da İstanbul’a uğrayacak.
Yapılan ilk yarış rüzgarın azizliğine uğrayıp bir gün ertelense de zafer Amerikalı pilot Kirby Chambliss’in oldu. Antrenman uçuşlarında Chambliss, özel parkurdaki şişme kulelerden birine çarptı. Ancak hatasını yarışta tekrarlamayarak birinciliği elde etti.
Uçaklara zarar vermeyen özel şişme kulelerinin tanesi tam 15 bin euro. Antrenman uçuşlarında Abu Dhabi’de 5 kule parçalandı. Macar Akrobasi Dünya Şampiyonu Peter Besenyei’nin mucidi olduğu Air Race, şişme kulelerle belirlenen özel parkurdan oluşuyor.
Motor güçleri en az 300 beygir olan akrobasi uçaklarıyla gerçekleştirilen yarışta pilotlar parkura saatte 400 kilometreye ulaşan süratle başlıyor. Her biri 400 metre aralıkla yerleştirilen 6 şişme kulenin arasından geçen pilotlar, belirli akrobasi hareketleri yaparak parkuru en kısa sürede tamamlamaya çalışıyor.
Kuleleri hizalamak için keskin dönüşler gerçekleştiren pilotlar, uçuş sırasında 10G yani kendi ağırlıklarının 10 katı güce dayanmak zorunda kalıyor. Zorlu uçuş sırasında her parkurda uçaklar ortalama 20-30 litre yakıt harcıyor.
Tüm uçuş emniyet kurallarının harfiyen uygulandığı yarışlar kaza olasılığına karşı su üzerinde yapılıyor. Yarışan takımların pilotlarının önemli kısmı aynı zamanda havayolunda uçuyor. Birinci olan Kirby, Southwest Havayolları’nda çalışıyor. Pilotlar, İstanbul’da Boğaz’da yapılması planlanan yarışların farklı yönden esen rüzgarlar nedeniyle zorlu geçeceğine inanıyor.
Ortalama bir milyon kişinin izlediği yarışlar aynı zamanda çok sayıda televizyon tarafından da canlı yayınlanıyor.
Air Race’in İstanbul ayağı Valilik ve Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenirken yarışın şehrin tanıtımına önemli bir katkı sağlaması planlanıyor. Tolga ÖZBEK / ABU DHABİ
Yaz geldi, rekabet arttı
Havayollarının bugünden itibaren girdiği yaz sezonu, bilet fiyatlarında büyük rekabetle başladı. İç hatlarda Onur Air’in tek yön 9 YTL’den satışa sunduğu 10 bin bilet, şirketin internet sitesini kitledi. Atlasjet’in nisan ayında geçerli 19 YTL’lik iç hat biletleri ise birkaç saat içinde tükendi.
Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen bu uygulamanın özünde tamamen boş koltukların satılması yatıyor. Havayolu şirketleri uçakların daha az dolu olduğu gün ve saatlerde zaten boş uçuracakları koltukları maliyetinin çok altında satarak dikkat çekiyor. İnterneti iyi takip eden veya çağrı merkezlerini hemen arayanlar, uygun fiyatları yakalıyor. Bu tür düşük fiyat, örneğin 160 yolcu kapasiteli uçakta sadece 4-5 koltuk için geçerli. Uçuş zamanı yaklaştıkça, talep arttıkça fiyatlar da yükseliyor. Geçtiğimiz yıllarda bu konudaki en büyük promosyonu İrlandalı Ryanair yapmıştı. Şirket 11 Eylül saldırılarıyla bıçak gibi kesilen yolcu sayısını tek yön 1 pound’tan sattığı tam 1 milyon Avrupa bileti ile artırmıştı.
THY, Ankara ve İzmir’den direkt KKTC’ye uçmaya başladı. Perşembe, Cuma ve Pazar günleri gerçekleştirilen seferler ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, vergiler hariç 99 eurodan başlıyor. THY’nin yeni uçuş hatlarından Doha ve Muscat’a 269, Helsinki’ye 247 eurodan başlayan fırsatlar sunuyor.
British Airways bu yıl Türkiye pazarında yaptığı atılımla dikkat çekiyor. Londra’dan Ankara ve İzmir’e uçmaya başlayan şirket yazın Dalaman hattını açıyor. Havayolu ana hattı Londra-İstanbul arasında ise günlük iki sefere ek olarak Boeing 767’lerle üçüncü uçuşuna başladı. İstanbul’dan saat 17.35’e kalkacak geniş gövdeli Boeing 767, saat 19.35’te Londra Heathrow Havalimanı’na iniyor.
Amerikan Delta Havayolları mayıs ayından itibaren İstanbul-New York arasındaki seferlerini haftalık her güne çıkartıyor. Seferler Boeing 767-300’lerle gerçekleştiriliyor.
EasyJet’in de girmesiyle kızışan Türkiye-İngiltere arasında Atlasjet tarifeli uçuşlarına başladı. Haftada iki gün Londra Stansted ve bir kez de Manchester’a uçan Atlasjet’te fiyatlar 86 eurodan başlıyor.
Iberia Havayolları, 4 Haziran-22 Ekim arasında pazar günleri iki uçakla Madrid-İstanbul arasında uçuyor. Havayolunun 25 Haziran’a kadar geçerli Johannesburg ve Cape Town fiyatları ise ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, vergiler hariç 499 eurodan başlıyor.
İkramı otelden alın
ABD’de iç hat uçuşlarında havayollarının ikramı durdurması veya ücretli hale getirmesiyle oteller müşterilerine ikram servisi başlattı. Kaliforniya Beverly Hills’teki Peninsula Hotel, isteyen yolcular için özel kutuya yerleştirilmiş ikram hizmeti veriyor.
Havayolu ve hijyen standartlarında hazırlanan ikram, gurmeler tarafından seçilmiş hafif yiyeceklerden oluşuyor. Normalde havayolu şirketleri uçağa dışarıdan getirilen yiyeceklere zehirlenme riski nedeniyle olumlu bakmazken otelin bu konuda havayolu şirketleriyle anlaşma imzaladığı belirtiliyor.
Yazının Devamını Oku