10 Eylül 2006
Üç yıl önce özel sektörün de devreye girmesiyle inanılmaz bir büyüme yakalayan Türkiye’nin iç hat havayolu pazarı altın dönemini yaşıyor. Geçen yılı yüzde 39’luk büyümeyle kapatan iç hatlarda bu yıl hedef 25 milyon yolcu... Bundan dört yıl önce Anadolu’daki birçok havaalanına haftada sadece birkaç gün Türk Hava Yolları’nın uçakları iner kalkardı. Bilet fiyatları üzerindeki çok sayıdaki vergi nedeniyle yüksek, tabana yayılmaktan uzaktı.
Havacılığın üzerine sihirli değnek 2003’te dokundu. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın girişimiyle önce özel havayolları iç hat uçuş izni aldı. Bilet ve diğer vergiler düzenlendi. Önce Fly, arkasından da Onur Air ile başlayan iç hatlarda yeni dönem yolcu sayısını patlattı. Türkiye tam anlamıyla "uçtu".
YENİ DÖNEM
Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) rakamlarına göre 2002’de iç hat yolcu sayısı 8 milyon 700 bindi. 2005’te ise iç hat yolcusu neredeyse iki buçuk katına çıkarak 20 milyon sınırına ulaştı. Büyümenin devam ederek bu yıl 25 milyonu zorlaması bekleniyor.
Uzun yıllar sadece tur operatörlerine uçaklarını kiralayarak "charter" yani tarifesiz sefer yapan özel havayolları için iç hat önemli bir sınavdı. Müşteri sayısı eskiden 3-4 tur şirketiyle sınırlıyken şimdi her koltukta yeni bir müşteri oturuyordu.
Havayolları, kabinlerine yatırım yapmaya başladı. Yolcular, internetten satış, elektronik bilet, cep telefonlarına gelen PNR yani rezervasyon numaraları gibi yeniliklerle tanıştı. İç hatlardaki hareketlenme, uzun yıllar pazarın tek hakimi olan Türk Hava Yolları’na da yaradı. THY yolcu sayısını sektörün hızlı büyümesiyle birlikte arttırdı.
İlk etapta sadece İstanbul Atatürk Havalimanı merkezli uçuşlar zamanla farklı noktalardan yapılmaya başladı. Pegasus Havayolları iç hat merkezi olarak Sabiha Gökçen Havalimanı’nı seçti. SunExpress ise bu yıl iç hatları İzmir merkezli başlattı.
Elektronik bilet gibi öncü yatırımlarla dikkat çeken Atlasjet, özel havayolları arasında ilk bölgesel uçak işletmecisi oldu. Önce Bombardier’in 70 koltuklu CRJ700 uçaklarını kullanan Atlasjet bu yıl uçak tipini de büyüttü. Toplam 90 koltuklu CRJ900 uçakları ile Atlasjet, kısa pistlere sahip Edremit, Siirt gibi meydanların yanı sıra düşük yolcu kapasitesine sahip Uşak, Isparta gibi hatlarda uçmaya başladı.
ÇAPRAZ UÇUŞ
Şimdi sırada çapraz uçuşlar var. Birkaç yıl içinde ana merkezlerin dışında Adana, Trabzon, Diyarbakır gibi merkezlerden uçuşların başlaması ve yeni bir trafik oluşturması hedefleniyor. Bu hareketlilik ile birlikte daha fazla bölgesel uçak Türkiye pazarına girecek. Yeni havayollarıyla birlikte en az 3-4 yıllık sürede iç hat pazarı hızlı büyümesini devam ettirecek. Tolga ÖZBEK
EN YOĞUN HAVALİMANLARI
HavalimanıYolcu
1. İstanbul Atatürk7.512.000
2. Ankara Esenboğa2.640.000
3. İzmir Adnan Menderes1.983.000
4. Antalya1.608.000
5. Adana1.276.000
6. Trabzon1.019.000
7. Diyarbakır653.000
8. Bodrum-Milas572.000
9. İstanbul Sabiha Gökçen559.000
10. Kayseri360.000
(DHMİ ve HEAŞ 2005 iç hat yolcu sayıları)
PAZARDAKİ YENİLİKLER
Ekim sonundan itibaren kış sezonuna girecek havayolları, yavaş yavaş ağırlıklarını batıdaki turistik noktalardan doğuya kaydırmaya başladı. İşte önümüzdeki günlerdeki yenilikler:
7 THY, bu yıl iade ettiği RJ100 uçaklarıyla çekildiği bazı hatlarda filonun yeni uçağı 124 koltuklu A319’larla İstanbul ve Ankara’dan Adıyaman, Ağrı, Erzincan, Elazığ, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’ya sefer sayılarını artırdı.
Alt marka konusunda çalışmalarını hızlandıran THY, Turkish Express adını verdiği ucuz uçacak yeni bir havayoluyla dış hatların yanı sıra iç hat pazarına da girecek. Yıl sonunda uçmaya başlayacak şirketin merkezi Sabiha Gökçen Havalimanı olacak.
SunExpress, kış sezonuyla birlikte iç hatlardaki ikinci ana merkezi Antalya’dan seferler başlatmak üzere çalışmalarını hızlandırdı. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden izin bekleyen SunExpress, Antalya’dan Adana (haftada 2 sefer), Kıbrıs Ercan (haftada 3 sefer), Gaziantep (haftada 3 sefer), Trabzon (haftada 2 sefer), Van’a (2 sefer) uçacak.
Fly Air, filosundaki uçaklardan dördünü Suudi Arabistan’a hac uçuşları için kiralaması nedeniyle kış sezonunda iç hat seferlerini askıya almayı planlıyor.
Pegasus, 5 YTL karşılığında yolcularına uçakta istediği koltuğu seçme imkanı sunuyor. Koltuk seçimi bilet satın alma işlemi sırasında veya sonrasında yapılabiliyor.
Uçaklar sentetik yakıt kullanacak
Amerikan Hava Kuvvetleri, uçaklarda sentetik yakıt kullanılması için yeni bir çalışma başlattı. Petrol ve sentetik yakıtın yarı yarıya karıştırılıp kullanıldığı denemelerin ileriki dönemlerde sivil uçaklarda da yapılması planlanıyor. İlk defa 1920’lerde Alman bilim adamı Fischer Tropsch tarafından geliştirilen sentetik yakıtta kerosen olarak adlandırılan uçak yakıtlarına göre daha çevreci özellikler taşıyor. Amerikan Hava Kuvvetleri en son 1970’lerdeki petrol kriziyle alternatif yakıtlar üzerine çalışmalar yapmıştı.
Türkiye’nin yeni kapıları
Faaliyetlerine temmuzda başlayan Dalaman ile İzmir Adnan Menderes Dış Hatlar Terminalleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı. Türkiye’nin 10 milyon yolcu kapasitesi ile üçüncü büyük havalimanı haline gelen Dalaman, ATM konsorsiyumu tarafından 9 yıl işletilecek. Yaklaşık 150 milyon dolara mal olan terminal, 149 bin metrekare alana sahip.
TAV tarafından yapılan yıllık 5 milyon yolcu kapasiteli İzmir Adnan Menderes Dış Hatlar Terminali ise kontrat tarihinden 8 ay önce hizmete girdi. TAV’ın Türkiye’de İstanbul Atatürk’ten sonra ikinci terminali olan Adnan Menderes, toplam 108 bin metrekare alan üzerine kuruldu. TAV, terminali 6 yıl 7 ay işletecek.
Alan Mulally Ford’da
Boeing’in yolcu uçakları CEO’su Alan Mulally’nin Ford’a transferi havacılık sektöründe büyük yankı buldu. Geçen yıl Boeing’in CEO’luğu için Mulally’nin adı geçmiş ancak yönetim kurulu tercihini 3M’in CEO’su Jim McNermey’den yana kullanmıştı. Şirketin son iki yıldır özellikle yeni model 787 siparişleriyle toparlanmasında ciddi bir paya sahip 61 yaşındaki Mulally, Kokpit’in birinci sınıf uzmanlığa sahip olduğunu 10. yıl kutlama mektubuyla belirtmişti. Kulislerde bu transferle birlikte tartışılan bir başka konu ise Mulally’nin imzası. Uçak şeklinde imza atan Mulally’nin Ford’un CEO’su olarak nasıl bir imza kullanacağı merakla bekleniyor.
Uçan fırsatlar
ÊLufthansa, İstanbul, Ankara ve İzmir’den, gidiş-dönüş, ekonomi sınıfı, vergiler hariç Amsterdam, Roma, Londra, Cenevre, Bern ve Dublin’e 129, Stockholm, Götebourg, Kopenhag ve Stavenger’e 169’dan başlayan fiyatlarla uçuyor.
British Airways’de, ekonomi sınıfı, vergiler hariç tek yön İstanbul-Londra 75 Euro’dan başlıyor.
Singapur Havayolları İstanbul’dan Dubai’ye ekonomi sınıfı, vergiler hariç, gidiş-dönüş 175 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçuyor.
Türkiye’de son 20 yılın en iyi satış rakamlarına ulaşan Gulf Havayolları’nda, ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, vergiler hariç Abu Dabi, Doha, Maskat’a 199 Euro’dan başlıyor.
Yarışmalar başlıyor
Hava Kuvvetleri, Ankara ve İstanbul’da düzenlediği Plastik Model Uçak Yarışmaları’yla maket severleri bir araya getiriyor. Ankara Havacılık Müzesi’nde ilki 23-24 Eylül tarihlerinde düzenlenecek yarışma ustalar, yetişkinler ve gençler dalında düzenlenecek. İstanbul’da ise 20’ncisi yapılacak yarışma, Havacılık Müzesi’nde 22 Ekim’de gerçekleştirilecek.
Türk Hava Kurumu İstanbul Bakırköy Şubesi, 1 Ekim’de Ataköy Ahmet Cömert Spor Tesisleri’nde 1. Ruşen Sayraç Uçucu Salon Model Yarışması düzenliyor. Saat 11.00’de başlayacak yarışma, iki ayrı kategoride yapılacak.
Yolcu hattı
Tel: 0 212 677 03 65
Fax: 0 212 677 03 64
cockpit@hurriyet.com.tr
Sabiha Gökçen’de pasaport kuyruğu
"Eşim, 2 Eylül sabaha karşı İsviçre’nin Basel şehrinden Easyjet Havayolları ile İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na geldi. Uçaktan saat 02.00’de indikten sonra 2 saatte pasaporttan geçebildi. O saatte 5-6 uçak birden inmiş, pasaport bankosunda sadece 3 polis memuru görev yapıyordu. İsviçre’den 2.5 saatte gelen eşim, neredeyse aynı sürede havalimanından çıkabildi." Kerem Moral-İstanbul
Sabiha Gökçen Havalimanı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Lerzan Özder Erdi’ye Kerem Moral’ın şikayetini ilettik. Erdi, havalimanında pasaportta görev yapan memurların tayin dönemi nedeniyle zaman zaman sıkıntıların yaşandığını, yeni atanan personelin eğitiminin sürdüğünü açıkladı.
Polis memurları pasaportta görev yapabilmeleri için özel eğitimden geçiriliyor. Bu konuda uzmanlık uzun zaman alıyor. Ne yazık ki yazın en yoğun dönemdeki emniyet mensuplarının tayinleri özellikle yoğun dış hat trafiğine sahip havalimanlarında sıkıntıya yol açıyor. Mevcut memur sayısı yetmediğinden pasaportta bekleme süreleri uzuyor.
Yazının Devamını Oku 4 Eylül 2006
Kentucky’de Comair Havayolları’na ait CRJ100 tipi bölgesel yolcu uçağının yanlışlıkla girdiği kısa pistten kalkmaya çalışırken düşmesiyle gözler yeniden uçuş ve pist emniyetine çevirdi. Son yıllarda bu tür olaylarda artış yaşanması nedeniyle uzmanlar havayolları, pilotlar, hava trafik kontrolörleri ve havacılık otoriteleriyle birlikte harekete geçilerek yeni düzenlemeler yapılmasını öneriyor.
Blue Grass Havalimanı’nda Comair’a ait CRJ100 uçağı 47 yolcu ve üç mürettebatıyla Atlanta’ya 5191 sefer sayılı uçuşu yapmak üzere hazırlıklarını tamamlamıştı. Motor çalıştırdıktan sonra pilotlar kalkış yapacakları 2300 metrelik 22 pistine doğru ilerlediler. A7 taksi yolu kapalı olduğu için A6 taksi yolundan 22 pistine girecek, kalkış gerçekleştirilecekti.
YANLIŞ PİST
Pilotlar yanlışlıkla 22 yerine sadece bin metre uzunluğundaki küçük uçaklar tarafından kullanılan 26 pistine döndüler. Ancak kuleye 22 pist başına geldiklerini rapor ettiler. 26 pisti, CRJ100’ün ancak yolcusuz ve çok az yakıtla havalanabileceği uzunluğa sahipti. İki pist birbirini kesiyordu.
Son uçuş için gaz kolları tam sabah 06.00’da açıldı. Pist sonunda güçlükle yerden kesilen CRJ100’ün uçuşu ne yazık ki uzun sürmedi. Süratsiz kalan uçak pist yakınlarındaki alana düşerek yanmaya başladı. Kazada 50 yolcu ve mürettebattan kurtulan tek kişi ağır yaralanan ikinci pilottu.
KONTROLÖR UYKUSUZDU
Amerikan Ulusal Taşımacılık Emniyet Dairesi NTSB kazadan sonra hemen detaylı bir araştırma başlattı. İncelenen kule kayıtlarında sabahın erken saatlerinde zaten düşük görüş şartlarında pilotların yanlış 26 pistine girmelerine rağmen 22’de olduklarını zannederek kuleye rapor verdiklerini ortaya koyuyordu. NTSB kontrolörle yaptığı görüşmede ikinci bir aksaklığı ortaya çıkardı. Kontrolör, tam 14 saat mesai yapmış ve son 24 saat içinde sadece iki saat uyuyabilmişti. Pilotların yaptığı hata ne yazık ki yorgun olan kontrolör tarafından görülememişti. Pilotlar yanlış piste girmişti.
OLAYLAR ARTIYOR
Bu tür kazalar ne yazık ki son yıllarda giderek artıyor. Ekim 2000’de Singapur Havayolları’nın Boeing 747’si Taipei’de yanlış piste girmiş, kalkışta inşaat çalışmalarında kullanılan vince çarpmıştı. Olayda 83 kişi hayatını kaybetmişti.
Çin Havayolları’na ait Airbus A340 2002’de, EVA Havayollları’na ait MD11 de 2005’te Alaska Anchorage’da, Air France’a ait A320 ise 2002’de Lizbon’dan taksi yolundan kalkmak üzere gaz açmış, kulenin uyarısı ile durabilmişti.
Uzmanlar bu kazalar sonrasında pistlerdeki uyarı işaretlerinin, aydınlatma sistemlerinin tekrar gözden geçirilmelerini istiyor. Görüş şartlarının düşük olduğu havalarda kule-pilot arasında konuşmaların daha dikkatli yapılması öneriliyor.
Yanlış pist kadar bir başka sorun da yanlış havalimanına yapılan iniş.
En son gündeme Sky Havayolları’nın Polonya’da yanlış meydana inmesiyle gelen olayın yanı sıra son aylarda Nordic Havayolları’nın MD81’i, Eirjet’in A320 uçakları İspanya ve Kuzey İrlanda’da yanlış meydanlara indi. Uzmanlar, bu konuda pilotların iniş yapacakları meydanların chart olarak adlandırılan iniş haritalarını iyi çalışmalarına ve seyrüsefer hatalarını en aza indirmeleri gerektiğine dikkat çekiyor. Havayollarının ise uçuş planlamalarında pilotları sık sık farklı havalimanlarına uçurarak bu meydanları unutmalarını önlemeleri gerekiyor.
Tolga ÖZBEK
P&W’den casusluk korkusu
Atatürk Havalimanı Kargo Terminali’nde 24 Mayıs’ta çıkan yangında kullanılamaz hale gelen Pratt&Whitney’e (P&W) ait 300 bin Dolar değerindeki PW6000 uçak motorunun modeli ihaleyle diğer hurdalarla birlikte satılınca şirketin avukatları harekete geçti. P&W, modelin üzerinde gerçek uçak motoru parçalarının bulunması nedeniyle sanayi casusluğu korkusu yaşamaya başladı.
P&W, motor modelini Haziran ayında Atatürk Havalimanı’nda yapılan Uluslararası Airex Sivil Havacılık Fuarı’nda sergilenmek amacıyla yangından bir gün önce Cargolux hava kargo şirketinin Boeing 747’siyle İstanbul’a getirmişti. Uçaktan indirildikten sonra motor modeli gümrük işlemleri sırasını beklemek üzere Sistem Lojistik’e ait antrepoya alınmıştı. Üzerinde gerçek motor parçalarının da bulunduğu model, daha gümrük ve ithalat işlemleri yapılmadan çıkan yangında kullanılamaz hale geldi.
DHMİ, yangın sonrasındaki tüm hurdanın temizlenmesi için ihaleye çıktı. Kazanan şirket, yangın alanındaki hurdayı DHMİ’den satın aldı ve bölgeyi temizledi.
P&W şirketi, henüz gümrüklemesi yapılmamış, ata karnesine sahip yani fuar sonrasında tekrar yurtdışına çıkartılacak uçak motor modelinin de satıldığını öğrenince devreye avukatlarını da sokmak üzere hazırlıklara başladı. P&W’nin bir başka korkusu da model üzerinde gerçek uçak motoru parçalarının akıbeti. Uzmanlar, bu parçaların satın alınarak uçaklarda kullanılması durumunda sorumlunun DHMİ olacağına dikkat çekiyor.
Hitit’ten Mısır Havayolları’na yazılım
Hitit Bilgisayar Hizmetleri, Mısır Havayolları’na özel yolcu programı yazılımı sattı.
Sistemin, THY’de 2000 yılından bu yana başarıyla kullanıldığını belirten Genel Müdür Nur Gökman, halen müşterileri arasında İzlanda, Kuveyt, Katar, Virgin Blue ve Ürdün Havayolları’nın bulunduğunu açıkladı.
Hitit Bilgisayar Hizmetleri, önümüzdeki yıllarda havacılık sektöründe ürün portföyünü genişletmeyi ve farklı pazarlara açılmayı hedefliyor.
Biletler ucuzlayınca Türkiye güvenli mi oluyor
Türkiye’nin turizm cennetlerinde bombalar arka arkaya patladı. Terör, masum insanlarımıza, tatilini ülkemizde geçirmeye gelen turistlere kirli yüzünü bir kere daha gösterdi.
Hem içerde, hem de dışarıda prim verilmeyen saldırılar sonrasında bu sefer bazı yabancı tur operatörleri çirkin yüzlerini sektöre göstermeye başladı. Havayolları, oteller kıskaca alındı. Sektöre hemen "Fiyatları indirin, yoksa turist yollamayız" mesajı gitti. Zaten beklenen turist sayısını yakalayamayan Türk turizmi, bu tehditlerle daha da köşeye sıkıştı.
Bazı tur şirketleri işi daha da ileri götürdü. Yazın bu yoğun döneminde sektörün önüne uygulamak üzere düşük kış fiyatları kondu. "Turist İspanya’ya, Yunanistan’a gidiyor, rezervasyonlar iptal oluyor" diye aba altından sopa gösterildi.
Sıkça sahnelenen bu oyun yine oynanacak. Fiyatlar mecburen inecek. Tur şirketleri bu indirimleri hiçbir şekilde müşterilerine yansıtmayacak. Farklar şirketlerin "tatlı kár" hanelerine yazılacak.
Peki, biletler, turlar ucuzlayınca, Türkiye daha mı güvenli olacak?
Graham’dan özel saat
Graham, İkinci Dünya Savaşı’nın ünlü uçağı Spitfire ve pilotları için üretilen Chronofighter Overlord modelini Türkiye için sınırlı sayıda üretti. Kadranında Türkiye haritası ve askeri uçaklarındaki ülke tanıtma işaretine sahip saatin 001 numaralı ilk modeli Hava Kuvvetleri’ne hediye edilecek.
Yabancı pilot işkencesi
Yabancı uyrukluların çalışma şartlarıyla ilgili yapılan yeni düzenlemeler, havacılık sektöründe sıkıntıya yol açtı. Özellikle farklı uçak tiplerinin bulunduğu hava taksi işletmelerinin ihtiyaç duyduğu kısa vadeli yabancı pilot konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından en az 20 gün bekleme süresi konulması, bazı şirketleri uçuş yapamaz hale getirdi.
Yazının Devamını Oku 27 Ağustos 2006
Alevler, ormanlarımızı yutuyor, yok ediyor. Türkiye’nin akciğerleriyle birlikte yüreğimiz de yanıyor. Ne yazık ki, ormanlar için yakılan ağıtlar, akan gözyaşları, bir sonraki yaza kadar unutuluyor. Artık Türkiye’nin havadan yangınlara müdahale edecek, uçak ve helikopterlerden oluşan, yer desteğiyle bütünleşen güçlü bir söndürme filosuna ihtiyacı var.
Küresel ısınma ve diğer faktörlerle birlikte tüm dünyada orman yangınlarında tırmanış dikkat çekiyor. Tamamen bilimsel yöntemlerle yapılması gereken söndürme çalışmalarında havadan müdahale, hızı hayati önem taşıyor.
Türkiye uzun yıllardır yangınlara karşı ağırlıklı olarak helikopterle savaşıyor. Genellikle Rusya’dan kiralanan helikopterler, dar vadiler gibi ulaşılması zor, nokta atışı gerektiren yangınlarda etkili oluyor. Ancak helikopterlerin pallerinin oluşturduğu rüzgar yangını körükleyebiliyor. Bu nedenle su yüksekten bırakılıyor.
Orman Genel Müdürlüğü (OGM) bu yıl Rusya’dan farklı modellerde sepet olarak adlandırılan su taşıma haznesine sahip 17 helikopter kiraladı. Ayrıca OGM’nin kendine ait VIP ve orman işçisi taşımakta kullanılan 6 helikopteri de var.
HELİKOPTER ALINACAK
OGM’ye, 15 Eylül’de verilecek tekliflerle 20 yangın söndürme helikopteri alınması planlanıyor. Aynı pakette ayrıca Kara, Deniz, Hava ve Özel Kuvvetler için de 34 adet helikopter bulunuyor. Toplam 54 adetlik ihalede farklı kuvvetlerin ihtiyaçlarının nasıl tek bir modelde çözüleceği merakla bekleniyor. Sikorsky S-70, Agusta-Westland AB149, Eurocopter NH90 veya EC725, Kamov Ka-62, Mi-17 ve Mi-8 gibi modellerin katılacağı ihalede teslimatlar 2008’de başlayacak. OGM helikopterinin dördünün VIP düzeninde olması isteniyor.
İhalede Amerikan Sikorksy S-70 Black Hawk öne çıkıyor. Helikopterin çıplak fiyatı 12 milyon dolar. Uzmanlar, Güneydoğu’daki operasyonlarda başarıyla kullanılan S-70’lerin yangına karşı pahalı bir çözüm olacağına dikkat çekiyor. Önerileri, Jandarma’nın elinde bulunan Rus Mi-17 helikopterlerinin su atma sistemleriyle OGM’ye verilmesi.
Uçaklar ise yakın meydanlardan yüksek sürat ve kapasiteleriyle etkin söndürme operasyonu yapabiliyor. Çok engebeli arazilerde ise sorun çıkabiliyor.
AMFİBİK UÇAK
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iki yıldır İtalya’dan kiraladığı CL215 uçakları başarıyla görev yapıyor. Piston motorlu bu uçakların yeni turboprop motorlu modeli CL415’in standart donanımlı fiyatı 25 milyon dolar. 6 ton suyu 12 saniyede göl veya denizden çekerek alan CL415 Akdeniz’de Portekiz’den Yunanistan’a yoğun olarak kullanılıyor.
İmalatçı Bombardier’in hazırladığı rapora göre Türkiye’nin en az 6 uçağa ihtiyacı var. CL415’ler yangın sezonu haricinde sahil güvenlik, arama kurtarma amaçlı kullanılabiliyor. Bombardier, 17 uçak ve daha fazla sipariş durumunda Türkiye’ye imalat hattı kurma sözü veriyor.
12 TON KAPASİTELİ
Hava Kuvvetleri, 1998’den bu yana yangın söndürmeye dört motorlu nakliye uçakları C-130’lara yerleştirilen 12 tonluk özel söndürme kitleriyle destek veriyor. Ancak, kanat bağlantı noktalarında yapısal hasar tespit edilen C-130B’lerin tüm uçuşları ikinci bir emre kadar durduruldu. Hava Kuvvetleri’nin elinde bu kitlerden dört tane var. Bakanlıkla görüşen Hava Kuvvetleri, sayıyı artırmayı planlıyor. Bu uçakların tek dezavantajı, atıştan sonra en yakın meydana uçarak tekrar kimyasal madde ikmaline ihtiyaç duyması. Uçaklar kışın askeri nakliye görevlerinde kullanılıyor.
OGM, helikopterler dışında her yıl Türk Hava Kurumu’ndan 2.5 ton kapasiteli M18 Dromader uçaklarını kiralıyor. Bu yıl pilot sıkıntısı nedeniyle THK’nın 5 adet M18 ile 2 C206 gözlem uçağı sadece Çanakkale merkezli görev yapıyor.
NELER YAPILMALI
OGM sadece helikoptere değil, amfibik, yüksek kapasiteli ve gözlem uçaklarından oluşan ortak filo planlaması hazırlamalı.
Oluşturulacak filonun işletimi verimli görülmezse, söndürme hizmeti özel sektörden kiralama yöntemiyle yapılabilir. Özellikle Amerika’da çok sayıda şirket filolarında İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan, büyük gövdeli uçaklarla orman yangını söndürüyor.
Hava aracı sıkıntısında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinden çıkartmaya başladığı hava araçları (C-160, UH-1 vb) basit tadilatlarla kullanılabilir.
Hava araçlarının maksimum verimliliği için kış görevleri (arama-kurtarma, sahil güvenlik vb) de planlanabilir.
Bu uçaklar için sürekli kullanılabilecek, gerektiğinde toprak piste sahip meydanlar hazırlanmalı. Bu havaalanlarında özel dolum havuz ve sistemi yer almalı.
Tüm meydanlarda son yangında sıkıntısı çekilen piston motorlu uçakların kullandığı yüksek oktanlı uçak yakıtı bulundurulmalı.
Uçuş okulları veya bölgesel kulüpler teşvik edilerek (yakıt maliyetleri vb giderler karşılanarak) küçük uçaklarla orman üzerinde devriye uçuşları yapılmalı.
Tolga ÖZBEK
S-2E’Yİ HARCADILAR
TAI’nin büyük umutlarla maliyetini kendi üslenerek geliştirdiği, S-2E uçağı ise yangınlar ormanlarımızı kavururken pilotsuzluktan Ankara’da yatıyor. 1990’ların sonunda TAI, müthiş bir projeyle Deniz Kuvvetleri’nin envanterinden çıkarttığı 15 adet S-2E’yi söndürme uçağı haline getirecekti.
İlk uçağın piston motorları yerine çok güçlü turboprop motorlar takılmış, gövdeye 4.5 tonluk depolar yerleştirilmişti. TAI bu projede kár koymadan uçak başına 2.5 milyon dolara tadil edecek, Türkiye 15 uçaklık filoya kavuşacaktı.
Ne yazık ki bakanlık, projeye ilgi göstermedi. Tadil edilen ilk uçak dışında kalan 14 S-2E, alelacele kararla Makine Kimya Endüstrisi’ne verilerek hurda olarak parçalandı. Geriye kalan tek uçak ise proje hayata geçemediği için satılacağı günü bekliyor. Faal durumdaki uçak, son yangınlarda pilotu olmadığı için uçamadı. Halen çok sayıda S-2E’nin eski piston ve yeni turboprop motorlu modelleri birçok ülke tarafından kullanılıyor.
İşte THY’nin ilk ve son uçakları
Türk Hava Yolları’nın teslim aldığı TC-JGU tescilli Boeing 737-800’le birlikte filodaki yolcu uçağı sayısı 100’e ulaştı.
Mevcut A310 tipi kargo ile önümüzdeki günlerde İstanbul’a gelecek A321 tipi yolcu uçağıyla birlikte 102’yi bulacak filoya önümüzdeki iki yıl boyunca Boeing ve Airbus 28 yeni uçak teslim edecek. Toplam uçak sayısında yüzler ligine merhaba diyen THY, dünya sıralamasında ise en büyük filoya sahip 29’uncu havayolu oldu. İlk sıradaki Amerikan Havayolları’nın uçak sayısı ise 707.
Filoya katılan yüzüncü yolcu uçağı olan 737-800’ün gövdesine THY Teknik tarafından hazırlanan özel bir çıkartma yapıştırıldı. Yaklaşık 1 haftalık çalışmayla ortaya çıkan tasarımda THY’nin yeni renklerinden turkuvaz ağırlıklı. Kanatlarının uçları laleye dönüşen kartal deseninin ortasında "100" rakamı, kırmızı çerçeveyle beyaz renkte kullanıldı. Teslimatla birlikte THY filosundaki 737 sayısı, 17’si klasik 400, 41’i de yeni nesil 800 olmak üzere toplam 58’e ulaştı.
Kurulduğu 1933’teki adı Devlet Hava Yolları olan THY’nin ilk uçağı Amerikan Curtiss imalatı 208 seri numaralı, "Kelebek" adı verilen King Bird D-2 uçağıydı. Tanesi 25 bin 555 dolara satın alınan çift motorlu uçak, sadece beş yolcu taşıyabiliyordu. Uçağın ilk seferi, 3 Şubat 1933’te İstanbul’dan Eskişehir aktarmalı Ankara uçuşu olmuştu. King Bird D-2’ler 1937’de yerini İngiliz De Havilland imalatı Dragon Rapid’lere bırakmıştı.
Lufthansa’dan 50. yıl uçuşuAlman Lufthansa Havayolları, Türkiye uçuşlarının 50’nci yılını özel bir seferle kutlayacak. 12 Eylül’de saat 11.00’de Münih’ten havalanacak Lufthansa’nın eski renklerine boyanmış Airbus A321 uçağı, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda mehter takımı tarafından karşılanacak. Tarihi uçuşa Lufthansa üst düzey yöneticileri de katılacak.
Lufthansa’nın Lockheed Constellation uçağı, 50 yıl önce Hamburg’dan havalandıktan sonra Münih üzerinden İstanbul’a ulaştı. İlk seferin yolcuları arasında Batı Alman Münakalat Vekili yani Ulaştırma Bakanı Sebon da vardı.
Sertur Hawker alıyor
Hızla büyüyen hava taksi şirketleri arasına yeni katılan Sertur Havacılık, Amerikan Raytheon imalatı Hawker serisinden 400XP ve 850XP uçaklarıyla uçuşlarına başlıyor. Çukurova Havacılık ise Hawker 850XP uçağını eylülde teslim alıyor. Şirket filosundaki Learjet 60’ları satışa çıkarttı.
Uçmak ve sanat
Üç ayda bir yayınlanan P Dünya Sanatı Dergisi, yaz sayısını "Uçmak ve Sanat" konusuna ayırdı. Pegasus Havayolları tarafından da desteklenen derginin ana konuları arasında Kanatlar ve Meleklere dair, İkaros'un Düşüşü, Leonardo'nun Uçan Makinaları, Türkiye'de Tayyare Sevdası gibi konular yer alıyor
.Yazının Devamını Oku 20 Ağustos 2006
Toplam 187 bin adetle en çok uçak imal eden şirket unvanını koruyan Amerikan Cessna şirketi, tek motorlu pervaneli uçak serisine iki yeni model ekliyor. İlk olarak uçaklarını Amerika’daki Oshkosh Havacılık Festivali’nde sergileyen Cessna, sipariş almaya 2007’de başlayacak.
Halen 172 Skyhawk serisiyle en küçük dört kişilik uçak üreten Cessna, hafif sınıfa yeni bir modelle giriyor. İki kişilik, 100 beygir gücünde Rotax motora sahip uçak 650 kilogram ağırlığında olacak. Saatte 222 kilometre hızla uçabilecek hafif uçağın fiyatının 100 bin doların altında olacağı tahmin ediliyor.
Yeni nesil hafif uçakların hızla büyüyen bir pazara sahip olduğunu belirten Cessna yetkilileri, müşterilerinin bu sınıfta yeni bir tasarım için yoğun baskı yaptığını söylüyor. Avrupa’da ultralight sınıfında yer alan yeni model, sahibine vergi avantajı da sağlıyor. Uçağın uzun yıllardır imal edilmeyen Cessna’nın iki kişilik 152 serisinin yerini alması bekleniyor.
Cessna’nın ikinci projesi ise Yeni Nesil Piston Motorlu Uçak (YNPMU). Proje sır gibi saklanıyor. Tek motorlu uçak ilk kez Oshkosh’daki festivalde hızlı bir alçak geçişle kamuoyuna tanıtıldı. İzleyiciler inmesini beklerken uçak yoluna devam etti. Cessna sır perdesini aralamadı.
Yeni nesil teknolojinin ürünü Cirrus gibi uçakların pazar payındaki hızlı büyümeyi dikkate alan Cessna, geçen yıl yüksek süratli 182 ailesinin yerini alacak yeni bir modelin tasarımını başlattı. Üstten kanatlı, güçlü motora sahip YNPMU, saatte 370 kilometre hız yapacak.
Yeni nesil avionik sistemlerine sahip olacak uçak, kolay kullanımı ile Cessna’nın piston motorlu uçak ailesine yeni bir bakış getirecek. Test uçuşlarında 30 saati geride bırakan uçak için firmanın sipariş kaydına 2007’de başlanması bekleniyor.
Biniş kartını kendin hazırla
Türk Hava Yolları, iç hat uçuşlarında başladığı uygulama ile yolculara boarding card olarak adlandırılan uçağa biniş kartlarını kendileri hazırlama imkanı sunuyor. İnternetten yapacakları check-in işlemi ile kendi uçağa biniş kartlarını hazırlayarak yazıcıdan çıkış alan yolcular, bagajları yoksa havalimanlarında vakit kaybetmeden güvenlik noktasına geçebilecek. Bagajlı yolcular ise özel kontuara bavullarını teslim edecek.
İlk etapta İstanbul Atatürk, Ankara, Dalaman, İzmir, Adana, Denizli, Bodrum, Antalya, Trabzon ve Kayseri Havalimanları’nda başlatılan uygulamanın daha sonra tüm iç hat noktalarına yayılması planlanıyor. Bir sonraki hedef ise dış hat uçuşlarında sistemin uygulanması.
Kullanımın yaygınlaşmasıyla, havalimanlarındaki yığılmaların azaltılması hedefleniyor. Yolcu salona alınırken ve uçağa binerken hazırladığı uçuş kartıyla kimliği karşılaştırılacak.
NASIL HAZIRLANIYOR
THY’nin web sitesinden check-in işlemi yapan elektronik bilete sahip yolcular, İstanbul Atatürk, Ankara, Dalaman, İzmir, Adana, Denizli, Bodrum, Antalya, Trabzon ve Kayseri’de başlatılan uygulamayla biniş kartlarının A4 kağıdı büyüklüğünde "PDF" formatında çıktısını alacak.
Havalimanına gelindiğinde uçuş kartlarını kimlikleriyle birlikte göstererek yolcunun en geç kalkıştan 15 dakika önce biniş kapısında olması gerekiyor.
Bagajı olan yolcular, özel kontuardan bavullarını teslim edecek ve uçağa geçecek.
Aynı gün içinde uygulamanın yapıldığı havalimanlarından dönecek yolcular, biniş kartlarını THY’nin web sitesinden hazırlayabilecek.
Çıktısını aldıkları biniş kartını kaybeden yolcular, koltuk numaralarını değiştirmemek şartıyla biniş kartlarını internetten tekrar bastırabilecek ya da biniş kartlarını kontuarlardan tekrar talep edebilecek.
İşte Boeing’in Beluga’sı
Amerikalı imalatçı Boeing, 747-400 Jumbo Jet’ten geliştirdiği yeni uçağının imalatını Tayvan’da tamamladı. İlk uçuş için gün sayan uçak, Boeing’in yeni nesil modeli 787’nin gövdelerinin imalat hattına taşınmasında kullanılacak. Benzer uygulama yaklaşık 30 yıldır Avrupalı imalatçı Airbus tarafından yapılıyor. Halen A300-600 modelinden geliştirilen ve "Beluga" (beyaz balina) adı verilen uçaklar, Airbus’ın ortakları tarafından üretilen parçaları Fransa ve Almanya’daki imalat merkezlerine taşıyor. Boeing 747’nin Beluga görünümlü Jumbo Jet’inin ilk uçuşunu önümüzdeki ay içinde yapması planlanıyor. 2007’de hizmete girecek uçaktan üç adet imal edilecek.
KOKPİT’E ÖDÜL
Türkiye Havayolu Pilotları Derneği TALPA, 61’nci Dünya Havayolu Pilotları Birliği (IFALPA) Toplantısı’na yaptığı katkılar nedeniyle Uğur Cebeci ve hazırladığı Kokpit havacılık sayfası ve televizyon programına şilt verdi. Uğur Cebeci adına şilti alan Tolga Özbek, Başkan Tuna Gürel’e, 46 yıl önce 22 Mart 1960 tarihinde İstanbul’da yapılan 15’inci Beynelmilel Hava Yolları Pilotlar Federasyonu Özel Gün Zarfı’nı hediye etti. Türkiye’nin ikinci kez ev sahipliği yaptığı IFALPA toplantısının katılımcı sayısı açısından rekor kırdığını söyleyen Gürel, alınan kararlarla toplantının havacılık gündemine damgasını vurduğunu belirtti.
Emirates’ten küçük yolculara özel
Çocuklu aileler için Emirates, Dubai Havalimanı’nda bebek arabası hizmeti başlattı. Emirates logosu ve renklerine sahip bebek arabaları, Dubai’ye inen veya transit yolculara hizmet veriyor. Yolcuların bu hizmetten yararlanmaları için Emirates uçaklarında kabin memurlarına isteklerini iletmeleri yeterli. Yer görevlileri, yolcuları körükte çocuk arabası ile karşılıyor.
Dubai merkezli Emirates Havayolları, minik yolculara özel uygulamalarıyla dikkat çekiyor. Çocukların uzun yolculuklarda sıkılmaması amacıyla kabin eğlence sistemlerinde özel bir uygulama başlattı. Toplam 50 kanaldan oluşan çocuk televizyonunda ağırlığı Disney’in yeni çizgi filmleri oluşturuyor. Ayrıca çocuklar için eğlence sistemlerinde yer alan oyun sayısı da artırıldı. Oyunların multi-player özelliği ile diğer yolcularla oyun oynamak mümkün. Ayrıca minik yolcular için Emirates küçük kulaklıklar ve hediye paketleri de sunuyor.
TAV’dan Sabiha Gökçen’e yazılım
TAV Havalimanları Holding portföyünde yer alan TAV Bilişim Hizmetleri, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nın sistemlerini yenilemek ve teknik hizmet vermek üzere anlaşma imzaladı. Savunma Sanayii Müsteşarı Murat Bayar, HEAŞ Genel Müdürü İbrahim Büyükyumukoğlu, TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Dr. Sani Şener ve TAV Bilişim Genel Müdürü Birol Bakırsever’in katılımı ile imzalanan anlaşma aynı zamanda TAV Bilişim Hizmetlerinin grup dışındaki ilk havalimanı işi oldu. Halen İstanbul Atatürk, Ankara, İzmir, Gürcistan’da Tiflis ve Batum Havalimanları’nda alt yapısını hazırlayan TAV Bilişim, terminal yönetim, uçuş bilgi, yer kontrol gibi sistemleri kuracak ve 36 ay boyunca alt yapı hizmeti verecek.
Sakarya’da şenlik
Boğaziçi Sportif Havacılık Kulübü, Sakarya Valiliği’nin desteği ile, 22-26 Ağustos’ta yerli ve yabancı pilotların katılımıyla Uluslararası Sakarya Yamaç Paraşütü Festivali’ni düzenliyor. Almanya, İran, Portekiz, İsrail, İspanya, Romanya, Rusya, Bulgaristan ve Türkiye’den 100’e yakın pilotun katılacağı festival süresince mesafe uçuşları yapılacak. Öğretmen pilotlar, yamaç paraşütçülüğünü sevdirmek amacıyla meraklılarla tanıtım uçuşları gerçekleştirecek.
Son fırsatlar yeni hatlar
THY, 5-11 Eylül arasında Rostov, Tebriz, Abu Dhabi, Dnepropetrovsk, 12-18 Eylül arasında Roma, Strasbourg, Donetsk, Muskat, 19-25 Eylül arasında Kazan, Sofya, Helsinki, Doha, 26 Eylül-2 Ekim arasında da Riga, St.Petersburg, Tiran ve Sana’ya gidiş-dönüş, vergiler hariç ekonomi 111, business 333 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçuyor.
SunExpress’in iç hatlardaki yeni uçuş noktası Gaziantep oldu. Seferler İzmir’den haftada üç gün karşılıklı olarak yapılacak.
Emirates, Dubai-Pekin seferlerine başladı. 30 Kasım’a kadar özel fiyat uygulayan havayolu, gidiş-dönüş, vergiler hariç ekonomi sınıfı 450 Euro’dan başlayan fiyatlar sunuyor. Emirates ayrıca first class yolcularına 2, business yolcularına da 1 gece Shangri-La Beijing Oteli’nde ücretsiz konaklama imkanı sunuyor.
Yazının Devamını Oku 13 Ağustos 2006
İngiltere’de 10 Ağustos’ta önlenen saldırılar, havayolu güvenliğini yeni bir boyuta taşıdı. Kabine alınan el bagajı dönemi kapanırken artık yolcular sadece pasaport, bilet ve cüzdanlarıyla uçağa binecek. Yeni güvenlik önlemleri, havalimanlarındaki duty free olarak adlandırılan gümrüksüz satış mağazalarından kabine alınabilen boyutta bavul imal eden şirketlere kadar bir çok sektörü derinden vuracak.
Havayolu taşımacılığı güvenliğinde 10 Ağustos, 11 Eylül’den sonra ikinci milat oldu. 2001’deki saldırılar, ateşli silah ve kesici aletlerle gerçekleştirilmişti. 11 Eylül’den sonra güvenlik kuralları yeniden hazırlandı. Bu tür silah ve aletlerin tespiti için x-ray olarak adlandırılan röntgen cihazları geliştirildi, hassaslaştırıldı.
SIVI PATLAYICILAR
Teröristler, 10 Ağustos’ta farklı bir yol izlediler. Röntgen cihazlarında fark edilemeyen sıvı patlayıcılarla eylemlerini yapmak istediler. Bu istihbaratı uzun zaman önce alan güvenlik birimleri, uluslararası bir operasyonla olası faciayı önledi.
Sıvı patlayıcılar, çeşitli sıvıların bir araya getirilmesi ve bir ateşleme devresi ile çalışıyor. Uzmanlar, alınan istihbaratlarda patlayıcı sıvıların kabine dikkat çekmeyecek biberon, su şişesi gibi kaplar içinde sokulacağı bilgisinin geldiğine dikkat çekiyor. Örneğin bazı patlayıcı sıvıların görünümünün ilk bakışta maden suyundan pek farkı yok.
EL BAGAJSIZ YOLCU
Uzmanlar, çeşitli sıvıların ayrı ayrı yolcular tarafından kabine sokulabileceğini belirtiyor. Sıvıların bir araya getirilmesinden sonra patlayıcı devre ise elektronik aletlerin içine yerleştirilerek kabine sokulma riski bulunuyor. Bu devreler o kadar küçük ki, otomobillerin kumandalı anahtarları bu sıvılardan oluşturulacak bombaları ateşleyebilir.
İşte bu noktada el bagajları büyük önem taşıyor. Artık yolcular Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’ye yapacakları seyahatlerde kabine çanta, elektronik alet, tatmak şartıyla bebek maması hariç hiçbir sıvıyı sokamayacak. Bilet, pasaport, cep cüzdanı, şeffaf bir poşete konacak. Duty Free’den alınan içkiler kabine sokulmayacak. İlaç konusunda ise reçete veya doktor raporu istenecek.
Uzmanlar kuralların önceden hazırlandığını, saldırı istihbaratının alınmasıyla uygulanmaya başlandığına dikkat çekiyor. Sıvı konusunda en hassas havayollarının başında İsrailli El-Al geliyor. El-Al Havayolları, uzun zamandır kabine sıvı almıyor.
Giderek artan güvenlik önlemleriyle daha da sıkıntılı hale gelen uçak yolculuğu ciddi şikayetlere neden olsa da her şey yolcu güvenliği için. Uzmanlar, yolcuların evden çıkmadan bagajlarını yeni kurallara göre hazırlamalarını, havalimanlarına erken gelmelerini ve güvenlik görevlilerine sordukları sorularda ve aramalarında kolaylık göstermelerini istiyor.
İŞTE YASAK LİSTESİ
Sıvı patlayıcı riskiyle birlikte ABD ve İngiltere’ye yapılacak seyahatlerde yolcuların yanlarına alabilecekleri el bagajlarına kısıtlamalar getirildi. İşte yasaklar.
HER TÜRLÜ SIVI
Yolcular kabin bagajlarına kesinlikle sıvı veya yarı sıvı maddeler alamayacak. Bunlar arasında su, çeşitli içecekler ve yolcuların yanında taşıdıkları kremler, jeller dahil.
DUTY FREE
Yolcuların duty free yani gümrüksüz satış mağazalarından aldıkları içki gibi sıvı ürünler uçağa sokamayacak. Uzmanlar gümrüksüz alış verişlerini uçakta veya indikleri havalimanının çıkışında yapmalarını öneriyor.
İLAÇLAR
Yolcular hayati önem taşıyan ilaçlarını kabine güvenlik görevlilerine reçeteleriyle göstermek zorunda. Ayrıca kalp, astım gibi sürekli ilaç kullanılması gereken hastalıklarda ise yolcuların raporlarını güvenliğe bildirmeleri gerekiyor. Kontak lens solüsyonları kabine alınmayacak.
BEBEK YOLCU
Mamalar, biberondaki sütler kontrol edilecek. Çocuğun yanındaki ebeveynleri tarafından bunların tadılması istenecek. Ayrıca çocuk bezleri kesinlikle paketi çıkartılmış olarak uçağa alınacak.
EL ÇANTALARI
Yolcular kabinde sadece yanlarına pasaport ve biletlerden oluşan seyahat belgeleri, içinde sadece nakit para, kredi kartı ve kimliklerin olduğu cep tipi cüzdanlar alabilecek. Kesinlikle el çantalarına müsaade edilmeyecek.
ELEKTRONİK EŞYA
Yolcuların yanlarındaki otomobil anahtarı gibi elektrik devresine sahip anahtarlar kesinlikle kabul edilmeyecek. Ayrıca diz üstü bilgisayar, cep telefonları, kaset, disk ve MP3 çalarlar, uzaktan kumanda cihazları ve benzeri cihazlar, yolcu beraberinde uçağa alınmayacak. Bu aletlerin hepsi bagaja verilecek eşyalar arasında olacak.
GÖZLÜK KABI
Numaralı veya güneş gözlükleri kullananlar bu gözlüklere ait çanta ve kılıfları yanında kabine sokamayacak.
PAKETLİ ALINMAYACAK
Hijyenik kadın pedleri, çocuk bezleri paketlerinden çıkartılmış olarak kabine kabul edilecek.
AYAKKABILARA KONTROL
Tüm uçuşlarda yolcu uçağa binmeden önce ayakkabılarını çıkartarak x-ray cihazından geçirecek. Tolga ÖZBEK
Kemerleriniz hep bağlı kalsın
Geçen hafta Türk Hava Yolları’nın Airbus A340 uçağı, Tokyo Narita Uluslararası Havalimanı’na alçalma sırasında türbülansa yakalandı. Bölgeyi etkisi altına alan tayfun, dört motorlu uçağı gökyüzünde metrelerce fırlattı. Yaklaşık dört saniye süren olayda ikisi kabin memuru ve dört yolcu hafif yaralandı.
İstatistikler, her yıl türbülans nedeniyle ortalama 120 olayın meydana geldiğini ortaya koyuyor. Bu olaylarda her yıl en az 50’si ağır olmak üzere 250 kişi yaralanıyor. En çok olay Kuzey Amerika’da meydana geliyor. Güneydoğu Asya ve Avrupa Kuzey Amerika’yı izliyor.
Türbülansta en çok yaralanma baş ve boyun bölümünde meydana geliyor. Kemeri bağlı olmayan yolcu, koltuğundan fırlayarak sağa-sola çarpıyor. Yolcuyu türbülanstan bağlı kemer kurtarıyor. Uzmanlar, yolcuların uçuşun her anında kemerlerini bellerine uygun olarak bağlı tutmalarını tavsiye ediyor. Bu konuda Amerikan ve Avrupalı havacılık otoritelerinin kararları da bulunuyor.
Prof. Mikdat KADIOĞLU (İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bl. Bşk.)
Havada boşluk yoktur
Hava gibi gazlarda, boşluk veya delik oluşmaz. Günümüzde artık uzayın da boş ve bir vakum halinde olmadığı anlaşılmıştır. Halk arasında ve basında yanlış bir şekilde hava boşluğu olarak adlandırılan şey aslında "Açık Hava Türbülansı"dır. Türbülans, bir tür düzgün olmayan karmaşık ve kaotik bir hava akışıdır. Birçok trajik hava kazalarına neden olan "açık hava türbülansı"na havacılıkta kısaca "CAT" denilir.
Rüzgárın yönü ve şiddetindeki büyük değişimler, yükseklik ile hava sıcaklığının hızlı değişimi, dağlık arazi üzerinde, tepe ve sırtlardan belli bir mesafede esen orta ve kuvvetli rüzgárlar türbülansa neden olabilir. Türbülans, sık ve şiddetli olarak dikey gelişmeli (kümülüform) bulutlarda görülür. CAT ise, bulut dışında ve açık havada meydana gelir. CAT, yaklaşık olarak 7-8 bin metre yüksekliğinde belirmeye başlar ve jet akımlarının bulunduğu 10-12 bin metre civarında gözlenme sıklığı maksimuma ulaşır. CAT bulut içinde oluşmadığı için gözle tespit edilemez. Böylece, iniş ve kalkışlarda, özellikle geceleri, dağlık alanlar ve vadilerde türbülans kazalara neden olabilmektedir.
Bu nedenlerden dolayı pilotlara verilen meteoroloji bilgilendirilmelerinde türbülans önemli bir yer tutar. Havalimanları ise kurulduğu yer itibari ile tehlikeli rüzgár hamleleri ve türbülans yaratacak dağ, tepe ve binalardan uzak olmalı ve yerel boğaz, dağ ve vadi rüzgárlarına maruz kalmamalıdır. Ayrıca, havalimanı çevresinde yoğunlaşan yerleşim birimlerinin de havalimanlarında küçük çaplı türbülansa neden olabileceği unutulmamalıdır.
Yazının Devamını Oku 6 Ağustos 2006
İstanbul İstanbul olalı böyle bir tanıtım görmedi. Red Bull Air Race yani hava yarışı, Haliç’i dünyaya bağladı. Türk Tanıtma Vakfı fonundan milyon dolarlar harcansa böyle reklam rapılamazdı. Bu kentin bütün görkemi dünyanın dört bir yanında milyonlarca televizyon izleyicisinin gözleri önüne serildi. Air Race, bütün uluslararası kurallar uygulanarak yapıldı. Eğitimleri dorukta ve çoğu havayolu pilotu, mesleklerine aşık pilotlar tarafından bir şarkı gibi icra edildi.
En son Budapeşte’de izlemiştim. Tuna Nehri’nin iki yakasını yani Buda ile Peşte’yi bağlayan alçak tarihi köprülerin kemerlerinin altlarından geçilmişti. Budapeşte her zaman turist alan bir kent olmasına rağmen Air Race sonrası çok ciddi bir turist artışı yaşamıştı.
Keşke, Boğaz’da yapılmasına da izin verilebilseydi diye düşünüyorum. Yıllar önce sivil akrobasi pilotumuz Ali İsmet Öztürk, Boğaz Köprüsü çevresinde Avrasya taklası atmak istemişti. Kıyamet koptu ve gerçekleşmedi. Ama Ali İsmet, bugün dünyanın birçok yerinde TIR’ına yüklediği Pitts uçağı ile gidip akıl almaz gösteriler yapıyor.
Askeri ekibimiz Türk Yıldızları inanılmaz bir gelişme ile gökyüzüne çoktan imzalarını attılar.
Ama bu olayda da yine bir grup cahil haykırdı. Yok bu tip gösteriler Kanada’da ovalarda yapılıyormuş, yok izin alınmamış...
Havacılıkta izin alınmadan neredeyse sinek uçuşuna bile izin verilmez. Air Race, hiç Kanada’da yapılmadı. Ovalarda yaşayanlardan bir tek tanık bile bulunamaz.
Air Race ekibi Atatürk Havalimanı Askeri Apronu’nda konuşlandı. Peki, bu nasıl izinsiz yapıldı? Saçmalayanlar mükemmel gösterinin yüzkarası olarak bile hatırlanmayacak.
ORGANİZASYONDAN NOTLAR
Air Race için idari izinler İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan, havacılıkla ilgili olanlar da Genelkurmay Başkanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nden alındı.
İstanbul’dan önceki ayağın planlandığı St.Petersburg’da belediye meclisinde çoğunluk sağlanamadığı için yarış iptal olmuştu. Önemli bir tanıtım fırsatını kaçıran St. Petersburg, şimdi büyük panikle ve pişmanlıkla gelecek sezon için başvurdu. Büyük ilgi gören yarışta gelecek sezon seçilecek dokuz nokta için 18 ülke yarışıyor.
Haliç’te gerek deniz gerekse de karada tüm güvenlik önlemleri tamdı. Dalgıç ve kurtarma ekipleri acil durumlar için hazır bekledi.
Yarışa büyük destek veren Hava Kuvvetleri Komutanlığı, uçaklar ve bakım çadırları için Airex sivil havacılık fuarının yapıldığı alanı tahsis etti. Bu alanda ayrıca Red Bull’un DC6 uçağı BO105 helikopteri de park etti.
Uçaklar Ataköy-Florya yönündeki 06-24 pistinden havalandı. Yolcu uçakları 18-36 sağ ve sol pistlerine indirilip kaldırıldı. Hava trafiği yarıştan etkilenmedi. Pilotlar ve kule, kendilerine tahsis edilen özel telsiz kanalından konuştu.
Uçaklar Haliç’teki yarış alanına belirlenen rotadan ve irtifadan gidip-geldi. Uçuş emniyetine kesinlikte uyuldu.
Red Bull’a ait 1950’lerin yolcu uçağı dört motorlu DC6’nın kalkışı büyük ilgiyle izlendi. DC6, kalkışta yavaş yavaş tırmanırken piston motorların uğuldayan sesi Atatürk Havalimanı’nda nostalji yaşattı.
Havacılık açısından tek aksilik yarışan uçaklardan birinin fren arızası nedeniyle Atatürk Havalimanı’na inişte pistten çıkmasıydı. İlk antrenman günü meydana gelen olayda iniş takımlarında uçağın hafif hasar meydana geldi. Teknisyenlerin çabasıyla uçak yarışa yetiştirildi.
Yaklaşık 1.5 milyon kişi Haliç’e dev organizasyonu seyretmeye gelmişti. Çevredeki dönerciler satış rekor kırdı. Deniz kenarı piknik havasındaydı. Börekler, zeytinyağlılar uçakların gösterisi eşliğinde yendi.
Toplam 1500 VIP konuk arasında Türkiye’ye konser vermeye gelen Depeche Mode grubu da vardı. Yerli ve yabancı 468 gazeteci organizasyonu izledi.
Organizasyon öncesinde Ali İsmet Öztürk özel bir akrobasi gösterisi yaptı. Türk bayrağı ile atlayan, özel kıyafetleri ile "sky-diving" yapan paraşütçüler büyük alkış aldı.
Yarış, rekora imza attı ve 1.5 milyon kişi tarafından canlı izlendi. 123 ülkeden 86 televizyon kanalı iki hafta boyunca İstanbul yarışının görüntülerini yayınlıyor. Bu görüntüler şu ana kadar tam 1.5 milyar televizyon seyircisine ulaştı.
Uçakların aralarından geçtiği şişme kukalar, özel bezden imal ediliyor. Tanesi 15 bin Euro değerindeki şişme kukalar çarpışma anında uçağa hiç bir zarar vermiyor. Kukaların altındaki dubalar, 16 noktadan denizde zemine çakılarak sabitleniyor. Uğur CEBECİ
Dev iş jetleri Türkiye pazarında
Amerikan finansal kiralama şirketi BCI’ın yeni hizmeti "Genesis" ile Türkiye’de özel uçak pazarına yeni bir bakış açısı getiriyor. Özellikle kalabalık seyahat eden iş adamları ve büyük şirketlere sunulan hizmette, düşük uçuş saatlerine sahip 150-200 koltuklu orta sınıf yolcu uçakları havayollarından satın alınıyor. Bu uçakların kabinleri tamamen VIP düzeninde, müşterinin isteği doğrultusunda tasarlanarak iş jeti haline getiriliyor. Kabininde toplantı odası, yatak odası bulunan, 25-30 first class koltuklu bu uçakların fiyatları tasarım ve uçağın değerine göre 16-20 milyon dolar arasında değişiyor.
YARI FİYATINA
BCI Genel Müdürü ve ortağı Craig F.Papayanis, Genesis ile geniş kabinli, uzun menzilli iş jetlerinin yarı fiyatına hem daha büyük kabinli hem de daha fazla koltuk kapasiteli uçaklar sunduklarına dikkat çekiyor.
Ayrıca sipariş verildiğinde en az 2-3 yıl bekleme süresine sahip bu uçaklar yerine Genesis Programı’nda kabin modifikasyonu 2-3 ay içinde tamamlanıyor. Müşteriye hızlı teslimat yapılıyor.
Programın 25-30 kişi gibi kalabalık seyahat eden, iş jetlerine sığmayan, büyük şirketler tarafından tercih edildiğini söyleyen BCI Türkiye, Rusya ve Ortadoğu Müdürü İdil Özer, yolcu uçaklarının maliyetlerinin daha düşük olduğuna dikkat çekiyor. Bu tür uçakların havayolları tarafından kullanıldığı için bakım-eğitim gibi yüksek maliyetli kalemler yurtiçinde çözülüyor. En çok talep Rusya’dan gelirken hükümetler de kalabalık seyahatlerde bu tür uçaklara yöneliyor.
İş adamları Genesis’te en çok Boeing 737-300-400, 757-200, Airbus A320, MD87 gibi orta sınıftaki uçakları tercih ediyor. İstek doğrultusunda daha büyük gövdeli veya bölgesel yolcu uçakları da iş jeti haline getiriliyor.
Tolga ÖZBEK
EN HIZLI BÜYÜYEN FİNANSAL KİRALAMA ŞİRKETİ
Merkezleri Chicago ve Los Angeles’ta bulunan BCI, sektörün en hızlı büyüyen finansal uçak kiralama şirketlerinin başında geliyor. Ağırlıklı olarak Kuzey-Güney Amerika, Avrupa ve Asya’da faaliyet gösteren şirketin portföyünde 100’ün üzerinde Boeing 737, Airbus A320 gibi orta sınıf yolcu uçağı ve uçak motoru bulunuyor.
MUHTEŞEM KABİN
Yolcu uçaklarının geniş kabini, iş adamlarının rahat etmesini sağlıyor. Kabin, müşterinin isteği doğrultusunda tasarlanıyor. Uçak 2-3 ay gibi kısa sürede bitirilerek teslim ediliyor. Tasarımlarda en çok 25-30 first class koltuklu modeller tercih ediliyor. İsteyen iş adamları için toplantı ve yatak odası, duş eklenebiliyor. Özel ekranlar, ses sistemleri, uydu telefon ve kablosuz internet kabin standartları arasında. Gürültünün azaltılması için özel izolasyon yapılıyor.
Bodrum çok geç kaldı
Yolcu kapasitesini 2005’te dolduran ancak ihalesi bir buçuk yıl sonra yapılabilen Milas-Bodrum Havalimanı Dış Hatlar Terminali yap-işlet-devret projesini Teknotes-Belgrat Havalimanı ortaklığı kazandı. Toplam sekiz şirketin yarıştığı ihalede Teknotes-Belgrat rakiplerinden çok daha kısa işletim süresi olan üç yıl 10 aylık teklif verdi.
Milas-Bodrum Havalimanı 1997’de açılmış ve özellikle son yıllarda ortalama yüzde 20’lik büyümeyle yolcu kapasitesini aşarak sıkıntı yaşamaya başlamıştı. Bodrum-Milas Havalimanı’nda kaybedilen zamanın kazanılabilmesi için projenin hızla DHMİ tarafından onaylanması ve inşaatın hemen birkaç ay içinde başlaması gerekiyor.
THY yolcu takibinde
Türk Hava Yolları, yeni kurduğu Müşteri İlişkileri Yönetimi Müdürlüğü ile planlama odaklı yönetimden müşteri merkezli yapıya geçiyor. THY’nin tüm yolcuları hakkında detaylı bilgilerin yer aldığı bir veritabanı oluşturularak, havayolunun aldığı tüm kararlar müşteri tercihlerine göre verilecek. Programın ilk hedefi, özel yolcu programı Miles&Smiles üye sayısının hızla yükseltilmesi. Bu açıdan THY’nin bilet satış noktalarına, check-in kontuarlarına ve uçaklara, anında yolcu adına kart çıkartabilen seyyar cihazlar yerleştirilecek. Yolcunun tüm uçuşları ve tercihleri, bu kart üzerinden veritabanına aktarılacak.
Delta Türkiye’yi tanıtıyor
Amerikan Delta Havayolları, kabin dergisi Sky’da Türkiye ve İstanbul’un tanıtımına yer verdi. Yazıda, 2007’nin Mevlana yılı olması, İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilmesi gibi konular işlenirken dergi her ay 4 milyon Delta yolcusu tarafından 295 noktaya yapılan uçuşta okunuyor. İstanbul’u her gün New York’a yaptığı uçuşlarla bağlayan Delta, son yıllarda sefer yaptığı noktaları hızla artırıyor. Bu yıl toplam 50 yeni uluslararası uçuş noktası açan Delta, uzun menzilde business class kabinini yeniliyor.
Yazının Devamını Oku 30 Temmuz 2006
Havayollarının en iyi şarapları, iki otorite dergi tarafından arka arkaya yapılan değerlendirmelerle belirlendi. Dünyaca ünlü havayollarının farklı bölgelerden şarap ve şampanyalarıyla yarıştığı organizasyonda, Türk Hava Yolları’nın iki şarabı da ödül kazandı. İşte gökyüzünün en iyi şarapları...
Havayollarının yaptığı araştırmaya göre, uçaklarda şarap tüketimi her geçen gün artıyor. Yolcular artık şarap konusunda daha seçici davranırken, özellikle first ve business class’ta şaraba yatırım yapan şirketler kazanıyor. Konu şarap olunca, iki uzmanlık dergisinin yaptığı değerlendirme şirketler tarafından da ilgiyle takip ediliyor: Global Traveler Dergisi, her yıl 35 degüstatör yani şarap tadıcısıyla New York’ta buluşuyor. Business Traveler ise Wine&Spirit dergisiyle birlikte yaptığı geleneksel değerlendirmesini, Londra Heathrow Havalimanı’nda gerçekleştiriyor.
Her iki değerlendirmede de bu yıl ağırlıklı şekilde yeni dünyanın şarapları olarak adlandırılan Şili, Yeni Zelanda, Arjantin, Avustralya şarapları öne çıktı. Bu yılın bir başka trendi ise alkol oranı yüksek şarapların listelere daha fazla girmesiydi. Dikkate değer bir diğer olay da havayollarının listelerinde genç şaraplara daha fazla yer vermesiy. Uzmanlar bunun nedenini, 10 bin metre yüksekte tatların yere göre daha farklı algılanmasına bağlıyor. Genç ve daha hafif şaraplar, uçuş sırasında adeta yıllanmış şaraplar gibi tat bırakıyor.
YOLCULARIN TERCİHLERİ
Araştırmalar, bazı yolcuların şarap seçimlerinde daha geleneksel davrandığını ortaya koyuyor. Bu yolcular yalnızca Fransız şaraplarını içiyor. Bazıları ise farklı tatlar arıyor ve uçak yolculuklarında yeni şarapları deniyor. Bu açıdan da havayolları, içinde yerli şarapların da olduğu karma listeler sunarak tüm yolcularının beğenisine hitap etmeyi hedefliyor.
EN ÇOK KIRMIZI İÇİLİYOR
İkram Başkanlığı’nın verilerine göre, THY’nin uçuşlarında en çok kırmızı şarap tüketiliyor. Mehmet Yalçın, günlük yaşantısında ağırlıklı olarak kırmızı şarabı tercih etmesine rağmen, uçak yolcularına beyaz şarabı öneriyor. Yalçın, beyaz şaraptaki asiditenin, uçuş sırasında vücutta meydana gelen susuzluğu daha çabuk gidererek insanı ferahlattığını belirtiyor.
THY’YE İKİ ÖDÜL
Şarap ve sert içkiler konusunda danışmanlığını Gusto Dergisi Yayın Yönetmeni Mehmet Yalçın’ın yaptığı Türk Hava Yolları, business class’ta sunduğu şaraplarla uluslararası ödüllere layık görüldü. Bunlardan ilki, Business Traveler ve Wine&Spirit dergilerinden geldi. THY’nin kıtalararası uçuşlarda sunduğu Doluca Karma Gamay-Bogazkere, Londra’da gerçekleştirilen yarışmada, kırmızı şaraplar arasında "övgüye değer" bulundu.
THY’nin ikinci ödülü, Amerikan Global Traveler dergisinden geldi. New York’ta düzenlenen "Yılın En İyi Havayolu Şarapları" yarışmasında, THY kırmızı şarap kategorisinde ilk 10’a girdi. Business class’ta Avustralya’nın 2004 rekoltesi Oxford Landing Shiraz’ını sunan bayrak taşıyıcı havayolu, Air Canada ve Iberia Havayolları’yla birlikte onunculuğu paylaştı.
Şarap konusundaki çalışmaların devam ettiğine dikkat çeken Mehmet Yalçın, "Bu yıl THY’nin şarap listelerini daha da zenginleştireceğiz. Hedefimiz, dünyanın en iddialı havayolları arasında yer almak" dedi.
EN İYİ ŞARAPLAR
(Business Traveler ve Wine&Spirit Dergileri)
BUSINESS
BEYAZ ŞARAP
En iyi: St Clair Marlborough Sauvignon Blanc 2004 (Singapur)
Övgüye değer: Sancerre La Porte de Caillou 2004 (British Airways)
KIRMIZI ŞARAP
En iyi: Pegasus Bay Martinborough Pinot Noir 2002 (Air New Zealand)
Övgüye değer: Doluca Karma Gamay Boğazkere 2001 (Türk Hava Yolları)
TATLI ŞARAP
En iyi: Emilio Lustau Sherry La Plaza Vieja Amontillado (American)
Övgüye değer: Umeshu Liquer Ohshukubai Special Tokyo (JAL)
FIRST
BEYAZ ŞARAP
En iyi: Meursault Clos de Mazeray 2001 (ANA)
Övgüye değer: Cape Mentelle Semillon/Sauvignon Blanc 2003 (TAM)
KIRMIZI ŞARAP
En iyi: Balnaves of Coonawarra The Tally 2001 (Qantas)
Övgüye değer: Val di Suga 1998 Brunello di Montalcino (American)
TATLI ŞARAP
En iyi: Warre’s 1994 (Emirates)
Övgüye değer: Jackson-Triggs Vidal Ice Wine 2003 (Asiana)
En iyi 10 havayolu
(Global Traveler Dergisi)
1. Air Canada
2. United Airlines
3. Emirates
4. Iberia
5. Air New Zealand
6. Cathay Pacific ve Icelander
7. Delta
8. SAS
9. SN Brussels
10. LAN Tolga ÖZBEK
Gözen’den Antalya’ya eğitim merkezi
Türk havacılık sektörünün köklü şirketlerinden Gözen Grubu, turizm ve havacılığın kalbi Antalya’da simülatör eğitim merkezi kuruyor. Yaklaşık 45 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilecek ve gelecek yıl hizmete girecek tesiste, 2 Boeing 737-800 ile 2 Airbus A320 serisi uçak simülatörleri yer alacak. Böylece bugüne kadar ağırlıklı olarak THY hariç yurtdışında yapılan ve havayolları için ciddi bir gider kalemini oluşturan simülatör eğitimleri artık Türkiye’de gerçekleştirilecek.
Pilotlar uçağın tüm sistemlerine sahip simülatörlerde, sanal ortamda uçarak eğitim yapıyor. Altı ayda bir giderek eğitimlerini tazeleyen pilotlar, toplam 8 saatlik simülatör uçuşunda, uçakta meydana gelebilecek acil durumlarda neler yapılacağını öğretmen pilotlarla birlikte gözden geçiriyor. Farklı uçak tipiyle uçmaya başlayacak pilotlar ise en az 36 saat simülatörle uçuyor.
Havacılıkta ilkleri gerçekleştiren Gözen Grubu’nun Antalya’da kurulacak eğitim merkeziyle yeni bir başlangıca imza attığını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Mekin Gözen, "Bugüne kadar uçuş eğitimlerinin tamamını yurtdışından sağlayan ülke ve bölge havayollarına, hem operasyonel ihtiyaçlarına uygun hem de daha düşük maliyetlerle eğitim imkanı sağlamayı hedefliyoruz" dedi.
Tam kapasiteyle 2008’de hizmet vermeye başlayacak merkezdeki simülatör sayısının, daha sonra farklı uçak tipleriyle altıya çıkarılması planlanıyor. Eğitime gelen pilotlara 52 odalı otelle hizmet verecek Gözen Grubu, simülatör eğitim merkeziyle Antalya’nın kış turizmine de katkı sağlamayı hedefliyor.
Türkiye’nin yeni kapısı DALAMAN
Kapılarını geçen 30 Haziran’da açan Dalaman Havalimanı Dış Hatlar Terminali, ilk ayını başarıyla tamamladı. ATM ortaklığı tarafından yap-işlet-devret projesiyle gerçekleştirilen ve planlanandan sekiz ay önce açılan terminal, yolcu kapasitesi açısından İstanbul ve Antalya’dan sonra Türkiye’nin en büyük üçüncü dış hatlar terminali.
İlk ayı planladıkları gibi sorunsuz geçirdiklerini belirten ATM Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aslan, amaçlarının terminal işletmeciliğine farklı bir bakış getirmek olduğunu söyledi. Alışveriş ve restoran mekanlarına büyük önem verilen terminalde, yolcular en çok "air-let" adı verilen mağazaya ilgi gösteriyor. Airport (havalimanı) ve outlet kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulan air-let’te, başta tekstil ürünleri olmak üzere yüzlerce çeşit mal uygun fiyatlarla satılıyor. Unifree tarafından işletilen gümrüksüz satış mağazaları da turistlerin gözdesi.
Dalaman Havalimanı Dış Hatlar Terminali, restoranlarıyla da bir ilke imza atıyor. McDonald’s, dünyada ilk kez bir havalimanında hizmet veriyor. Yerel tatlar arayanlar için geleneksel kıyafetlerle sunulan gözlemeler de büyük ilgi görüyor.
TASARIMI RAHATLATIYOR
Dinlendirici bir mimari tasarıma sahip binada, ağırlıklı olarak ahşap kullanılarak doğal bir ortam oluşturulmuş. Cam çatıdan yayılan doğal ışık ve zeminlerde kullanılan pist aydınlatmasına benzeyen ışıklar, yolculara farklı bir ortam sunuyor. En yeni güvenlik, check-in ve bagaj sistemlerinin kullanıldığı terminalde, yolcuların işlemlerini hızla tamamlaması hedefleniyor.
ANTALYA’YA RAKİP
Terminalin Kaş’tan Datça’ya uzanan 220 bin yatak kapasiteli bir bölgeye hitap ettiğini belirten Aslan, yeni projelerle birlikte bölgenin kısa sürede 300 bin yatağa ulaşacağına dikkat çekiyor. Halen yıllık 3 milyon dış hat yolcusuna sahip Dalaman’ın hızla büyüyerek önümüzdeki yıllarda Antalya’ya rakip olması hedefleniyor.
Yazının Devamını Oku 23 Temmuz 2006
İstanbul semaları, son yılların en büyük havacılık organizasyonlarından birine ev sahipliği yapacak. Abu Dabi, Barcelona, Berlin ve St.Petersburg’dan sonra Red Bull Air Race 29 Temmuz’da saat 14.00’te Haliç’te start alacak. Ücretsiz izlenebilecek organizasyon, 11 pilotun özel parkurda zamana karşı, yer çekimine meydan okuyarak yapacağı müthiş mücadeleyi İstanbullulara sunacak.
Gökyüzünün Formula 1’i olarak adlandırılan Red Bull Air Race, iki yıldır tüm dünyada büyük ilgiyle takip ediliyor. Bu yıl yarış takvimine giren İstanbul, organizasyona 29 Temmuz’da Haliç’te yapılacak yarışla merhaba diyor. Yarışın F1 gibi çok sayıda yabancı televizyon kanalında canlı yayınlanacak olmasıyla İstanbul ve Türkiye çok önemli tanıtım fırsatı yakalayacak. Aslında uçaklarla gerçekleştirilen yarışların tarihi 1930’lara kadar gidiyor.
Dünya Akrobasi Şampiyonu Macar pilot Peter Besenyei, yarışa yeni bir bakış getirdi. Red Bull’un sponsorluğundaki yarışta pilotların amacı özel imalat akrobasi uçaklarıyla parkuru belirlenen akrobasi hareketlerini yaparak en hızlı tamamlayabilmek.
BÜYÜK HEYECAN
Yarışma sırasında pilotlar ortalama 350 beygir güce sahip akrobasi uçaklarıyla uçuyor. Saatte 400 kilometreyi aşan süratlerde yer çekimine 7 kat ağırlığa dayanmak zorunda. Parkurdan milimlik dışarı çıkma veya kukalara çarpma hemen ceza puanı olarak yansıyor. Uçuş emniyetine uymayanlar yarışmadan men ediliyor.
Acil inişin hikayesi
Geçen hafta Antalya’da düşen Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait helikopter, dünyada MD600N’in ilk ölümlü kazası oldu. Emniyet Havacılık Dairesi, helikopter-motor imalatçıları ve Sivil Havacılık tarafından oluşturulan kaza kırım ekibi, olayın detaylarını çözmek üzere harekete geçti. İşte acil inişin hikayesi...
Antalya’ya yazın geçici görevle gelen polis helikopteri rutin turizm gözetleme uçuşu için Antalya Havalimanı’ndan kalkmıştı. Kuyruk rotoru yani pervanesi bulunmayan helikopterin uçuş ekibi bir önceki gün değişmişti. MD600N’de ikisi pilot beş emniyet mensubu bulunuyordu. Hava sıcaklığı 40 dereceye ulaşan bir öğleden sonra pilotlar Talya Oteli yakınlarından geçerken motorda takat kaybı tespit etti. Rolls Royce imalatı 250-C47 motor teknik bir arıza nedeniyle helikopteri havada tutamıyordu. Pilotlar helikopteri hemen acil iniş için en uygun alan olan stadyuma yönlendirdi. Buraya yapılacak bir inişle sistemler kontrol edilecekti.
İRTİFA YETMEDİ
Pilotlar helikopterde motor durması veya takat kaybında "otorotasyon" olarak adlandırılan harekete başladı. Motor arızalarında başvurulan bu yöntem ile helikopter süzülerek yere yaklaşacak, ana rotor aynı bir yel değirmeni gibi alçalmanın oluşturduğu süratle dönerek hızlanacak ve oluşan enerji, yere yaklaşırken pilotun pallerin açısını değiştirerek bir anda helikopterin çöküş hızını frenleyecekti. Yumuşak inişle MD600N "skid" yani kızakları yerle temas edecekti.
Ne yazık ki alçak olan irtifa, helikopterin etkili otorotasyon yapmasına yetmedi. MD600N tipi tek motorlu helikopter stadyuma yetişemedi.
Pilotlar daracık bir caddeye insanların arasına inmek zorunda kaldı. Sol skid, yolun ortasındaki tretuara çarptı. Helikopter kontrolden çıkarak yan yattı ve palleri yere vurdu. Hazin son depodan sızan yakıtın alev almasıyla geldi. Pilotlar kendilerini feda etmiş ancak kimseye zarar vermeden şehrin kalabalık noktasına, iğne deliğinden geçer gibi arızalı helikopteri indirmeyi başarmıştı. Yapılan incelemede motorun dijital olarak motor kontrolünü sağlayan, verileri kaydeden FADEC sisteminin pilotlar tarafından manuele alındığı tespit edildi.
Her kaza sonrasında olduğu gibi Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi’yle birlikte imalatçı Amerikan MD Helicopters, motoru yapan Rolls Royce detaylı bir araştırma başlattı. Ne yazık ki gidenleri geri getirmese de her kazada olduğu gibi bu olay geride kalanlar için önemli bir ders olacak. Havacılık Dairesi, idari ve bakım programlarını yeniden gözden geçirmeyi ve eğitim uçuşlarını artırmayı planlıyor.
Kazayla birlikte emniyet teşkilatının uzun yıllardır sürüncemede kalan helikopter ihtiyacı bir kere daha gündeme geldi. Emniyet teşkilatı artık "müzelik" olan 40 yaşını aşmış SA-318C Aloutte 2 helikopterlerinin yerini almak üzere MD600N’leri 2001’de seçmişti. Aradan geçen 5 yılda finansmanıyla ilgili Hazine Müsteşarlığı’nda yaşanan sorunlar nedeniyle ancak 5 helikopter teslim edilebildi. Nihai kabulleri geçen mayıs ayında tamamlanan kalan 5 helikopter ise Arizona’dan Türkiye’ye gelmek için gün sayıyor.
BEKLEYEN İHALE
Diğer taraftan emniyetin yıllar önce açıkladığı 30 adet hafif sınıf çift motor ile 8 adetlik ağır sınıf helikopter alım ihalesi ise raflarda beklemeye devam ediyor. Sürekli bütçe ve ekonomik tedbirlere takılan ihtiyaç bir türü ihaleye çıkamıyor.
Suçla mücadelede özellikle şehirlerin kontrolünde çok önemli bir güce sahip helikopter filosu daha etkin çalışacağı günleri bekliyor. Tolga ÖZBEK
MD600N’LER FİLOYA 2004’TE KATILDI
Kazada düşen EM0063 kuyruk numaralı helikopter 2003’te imal edilmiş, ertesi yıl emniyet teşkilatına teslim edilmişti. Kuyruk rotoru yerine helikopterin yönünü değiştirmek üzere "NOTAR" olarak adlandırılan sisteme sahip MD600N, pilotlar dahil 7 kişi taşıyabiliyor.
NOTAR sistemi helikopterin daha sessiz uçmasını sağlıyor. Bu nedenle MD serisi helikopterler ağırlıklı polis teşkilatları tarafından kullanılıyor. Helikopterdeki Rolls Royce imalatı motor aynı zamanda rakip Bell şirketinin 407 ve 430 helikopterlerinde de bulunuyor.
Lufthansa Teknik, Malta’da
Türk uçaklarını bekliyor
Alman Lufthansa Havayolları’nın uçak bakım şirketi Lufthansa Teknik, Malta’daki yatırımlarını hızla büyütüyor. Malta Havayolları’nın mali sorunlarla boğuşan bakım şirketini 2003’te alan Lufthansa Teknik, üç yıl içinde büyük bir aşama kaydederek bölgenin önemli bakım merkezlerinden biri haline geldi.
Güney Avrupa ve Kuzey Afrika pazarına hizmet veren tesisler, bu süre içinde 100 adet kapsamlı C bakımı gerçekleştirdi. Halen mevcut hangarında aynı anda iki adet orta gövde Boeing 737 veya Airbus A320 serisi uçağın C bakımını yapabilen Lufthansa Teknik Malta, yıl sonunda ikinci bakım hattını açıyor. Büyük çoğunluğu Maltalı 118 personele sahip şirket, çalışan sayısını da 200’e çıkarmayı hedefliyor.
Lufthansa Teknik Malta’nın CEO’su Louis Giordinaina, "Şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Havayolları’na ait bir Airbus A321’in bir numaralı motorunun bakımını yapıyoruz. Burası diğer bakım üslerine oranla hem daha ucuz hem de verilen tarihte mutlaka teslimatı gerçekleştiriyor. Hızla büyüyen Türk Sivil Havacılığı’nda daha fazla pay almak istiyoruz" diyor.
Tesisleri birlikte gezdiğimiz Lufthansa Teknik’in Uluslararası İletişim Müdürü Aage Dünhaupt, tesislerin Türkiye için önemli bir merkez olabileceğini, yakınlığı, trafiğinin rahatlığı ve söz verilen tarihte teslim konusundaki ciddi duyarlılığı ile Türk yolcu uçakları için önemli bir imkan olduğunu vurguluyor. Malta ziyaretimiz sırasında yine yanımızda yer alan Lufthansa’nın Türkiye Halkla İlişkiler Müdürü İnci Gökçe de Lufthansa Teknik Malta’nın gelecek üç yıl içinde yeni bakım hatları açarak Akdeniz bölgesinin en önemli bakım üssü haline geleceğini söyledi.
Şirketin müşterileri arasında Kıbrıs Türk Hava Yolları, Spanair, Travel Service, Windjet, Air Bulgaria, Alitalia ve tabii ki Lufthansa gibi havayolları bulunuyor.
THY’den Londra fırsatı
Türk Hava Yolları, 1 Ağustos’ta Londra Luton Havalimanı’ndan İstanbul Sabiha Gökçen’e uçmaya başlayacak İngiliz Easyjet şirketinin karşısına özel fiyat ve tarife ile çıkıyor. Londra’da Stansted Havalimanı’ndan yaptığı uçuşlarda THY tek yön, vergiler hariç 59 pound’tan başlayan fiyatlar sunuyor. Fiyat aralığı 59’dan sonra 79 ve daha sonra da 109 pound’a çıkıyor. Halen haftada dört sefer gerçekleştiren THY, eylülden itibaren seferlerini her güne çıkartacak. Özellikle Stansted’ten İstanbul bağlantısı Kıbrıs/Ercan uçuşları büyük ilgi görürken, uçuşun ikinci ayağı ile ilgili THY tur operatörleri ile işbirliği yapıyor.
Yazının Devamını Oku