Yunanlılar ve Türklerin oto tercihi birbirine benziyor

Geçen hafta yeni Skoda Octavia'nın basın toplantısı ve test sürüşü için Atina'daydım. İsviçre'de yapılan Kıbrıs görüşmelerinin son gününde Yunanistan'da olmak, ilginç bir deneyimdi...

Bir taraftan orada olmamın nedeni olan Octavia'nın test sürüşlerini gerçekleştirirken, diğer bir taraftan da Kıbrıs görüşmelerinin sonuçlarının Yunanistan'da yol açtığı havaya canlı canlı şahit oldum... Burada siyasi konulara değinmeyeceğim. Büyük yazarlarımız ve televizyoncularımız bu konudaki görüşlerini zaten anlattılar.

Ben Yunanistan'ın Türkiye'ye ne kadar benzediğini anlatmak istiyorum. Gerçekten de, Yunanistan'da gördüğüm yollar, insanlar, trafiğin yoğunluğu, otomobiller nedeniyle yabancılık çekmedim. Sanki yabancı bir ülkede değil, İstanbul'daydım.

Yunanlıların otomotiv tercihleri de bize benziyor. Yunanistan'da otomobil tercihini fiyat belirliyor. Yunanlılar, otomobil satın alırken önce fiyata, daha sonra konfor, güvenlik gibi özelliklere dikkat ediyorlar. Car of The Year'ın Yunan jüri üyesi arkadaşım Costas Cavathas'ın söyledikleri de bunları doğruluyor. Bir süre önceye kadar en çok satan otomobiler sıralamasında bir numara olan Lada'nın yerini bugünler de Hyundai marka otomobiller almış. Cavathas'a göre Hyundai en çok Arnavutluk'tan gelen göçmenler tarafından tercih ediliyor.

Hatırlayacağınız gibi bir dönem Türkiye'de Lada en çok satan otomobiller arasında ilk sırada yer alıyordu. Şimdi her ne kadar bu tablo değişse de, Türk tüketiciler otomobil satın alırken, önce fiyata, sonra konfora, son olarak da güvenlik donanımlarına dikkat ediyorlar.

Tabii Yunanistan'la Türkiye arasında önemli farklarda var. Yunanistan'da bin kişiye düşen otomobil sayısı 244 iken, Türkiye'de bu oran 67... Yani Türkiye'nin önünde daha çok yol var.

Köprüde yama çalışması faciaya neden oluyordu...

İstanbul'da bu yıl kış sert geçti... Kar, çamur derken çok farkında olmadığımız çukurlar bir anda ortaya çıktı. Çukurlar, ara yolları, ana yolları ve otoyolları off-road parkuruna çevirdi. Bunların bir kısmı yerel yönetim seçimleri sırasında onarıldı. Ancak otoyollarda bulunan çukurlar hálá duruyor. Haksızlık etmeyelim, otoyollardan sorumlu Karayolları onarım ve bakım çalışmaları yapıyor. Karayolları'nın yaptığı çalışmaların az ya da çok olmasından söz etmeyeceğim. Her gün Anadolu-Avrupa arasında otomobil kullanan birisi olarak, bakım çalışmaları sırasında yapılan yanlışlardan söz etmek istiyorum.

Geçenlerde Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne geldiğimde, hızla akan trafiğin aniden durduğunu gördüm. Herkes panik fren yapıp, sağa sola kendisini attı. Birçok otomobil kılpayı önündeki araca çarpmaktan kurtuldu. Köprü üstünde kaza olduğunu düşünürken, acı gerçekle karşılaştık. Karayolları, köprünün orta şeridinde bir çukuru kapatmak için yama çalışması yapıyor. Ancak, bir görevli yolun ortasında otomobillere eliyle yavaşla işareti yapıyor. Bunun dışında ne bir uyarı, ne bir başka önlem alınmış... Yetkilileri, bu konuda biraz daha duyarlı olmaya çağırıyoruz. Herhangi bir facia yaşanmadan, önlemini alalım...

Türk otomotiv pazarı AB'nin neresinde

Otomobil Distribütörleri Derneği'nin (ODD) faaliyet raporunda birbirinden ilginç verilere yer verilmiş. Bunlardan en ilginci, Avrupa Birliği ülkelerinin binek otomobil satışlarıyla, Avrupa Birliği'ne girmeye çalışan Türkiye'nin binek otomobil satışlarının karşılaştırılması oldu. Tabii ortaya ilginç bir sonuç çıkmış. 2003 yılında en fazla otomobil satışı 3.2 milyon adetle Almanya'da gerçekleşmiş. Almanya'yı 2.5 milyon adetle İngiltere, 2.2 milyon adetle İtalya izlemiş. Türkiye 227 bin 276 adetlik otomobil satışıyla AB üyesi Portekiz, Finlandiya, İrlanda, Danimarka ve Lüksemburg'u geçmiş. Nüfusa göre bakıldığında, Türk otomobil pazarının AB üyesi ülkelere göre oldukça dar bir pazar olduğunu söylemek mümkün. Ancak nüfus, pazar gelişimi gibi faktörlere bakıldığında, uzun vadede sektörün büyük bir büyüme potansiyeli olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Yazarın Tüm Yazıları