Gazetecilere her yıl çeşitli dallarda verilen Pulitzer Ödül'ünü bu yıl ‘‘eleştiri’’ dalında Los Angeles Times gazetesinin otomotiv yazarı Dan Neil aldı. Dan Neil Pulitzer Ödülü'nü alan ilk otomobil eleştirmeni oldu.
Meslektaşım Neil'in bu başarısı otomotiv gazetecilerin de önünü açmış oldu. Bu sonuçtan yola çıkarak gelecek yıl ben de Pulitzer Ödülü'ne aday olmaya karar verdim. Tabii bu bir şaka... Pulitzer'le falan bir ilgim yok. Sadece bir otomotiv yazarının Pulitzer kazanması ilginç. Bu ödül otomotiv gazeteciliğinin önemini ve günümüzde geldiği noktayı gösteriyor.
Dan Neil, ilginç yorumlarıyla tanınan bir eleştirmen. Otomobiller konusunda yaptığı yorumlar, okuyucular tarafından esprili ve sıradışı bulunuyor. Nissan Pathfinder Armada SUV (sport utility vehicle) hakkında ‘‘Bu bir tasarım değil, bu bir pornografi’’ diyen. Bir başka 4x4 marka aracın testinde, otomobilin iç mekanının genişliğini anlatırken, aracın arka koltuklarında nasıl seks yapılacağını anlatan Neil, ilginç yorumlarıyla tanınıyor. Zaten Neil, bu ödüle otomobiller üzerine yazdığı yazılarda teknik uzmanlığını alışılmamış mizah anlayışı ve zekice yaptığı kültürel gözlemlerle harmanlamasıyla layık görülmüş.
2004 Trafik yılı lafta kaldı
2004 trafik yılı olarak ilan edildi. Dördüncü aya geldik ancak, trafik yılı ile ilgili yapılan ortada somut bir şey henüz yok. Trafik yılı ile ilgili yapılanlar sadece afişlerde kalmış. Sağ da solda 2004 Trafik yılı ile ilgili afişler görüyorum. Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'nün bu afişleri, sürücüleri trafikte dikkatli olmaları için uyarıyor. Eğer bugüne kadar uyarılar işe yarasaydı, Türkiye trafik kazalarında dünya şampiyonu olmazdı.
Bazı otomotiv firmaları da ‘‘trafik yılına’’ destek veren çalışmalar yapıyor. Çeşitli kampanyalara düzenleyip, sürücüleri bilgilendirmeye çalışıyorlar. Ancak bunlar afişlerden ibaret. Somut, gerek sürücüleri gerekse yayaları bilinçlendiren, trafik kültürünü, trafikte saygıyı işleyen bir kampanya henüz ortada yok. Trafik yılı mı o da ne?
300 bininci Doblo gururu
2000'li yıllar Türk otomotiv sanayiinin kökten değiştiği bir dönem olarak tarihe geçecek. Geçmişte bir modelin üretimi uzun yıllar sonra 100 bin adetlere ulaştığı dönemler artık geride kaldı. Şimdi çok kısa sürede bir modelin üretimi 100 binlere 300 binlere ulaşıyor. Bunlardan biri de Türkiye'nin gururu olan Doblo... Sadece Türkiye'de Bursa Tofaş tesislerinde üretilen Doblo'nun 300 binincisi geçtiğimiz günlerde banttan indi. Doblo üretime başladığı günden bu yana geçen 40 ayda 300 bin adete ulaştı.
Tofaş Ticari Grup Direktörü Müfit Ataseven, 300 bininci Doblo'nun banttan inişini kutladıklarını belirterek, ‘‘Doblo'nun 40 ay gibi kısa bir sürede 300 bininci üretim miktarına erişmiş olması. Baktığımızda, içinde bulunduğumuz aşamalar, bunun otomotiv sanayinde yarattığı ivme, Bursamızın istihdamına ve sanayi dokusunun gelişmesine verdiğimiz destek, bizler için gurur vesilesi’’ dedi.
Bir başka gururu ise Megane II Sedan ve Clio Symbol'de yaşıyoruz. Sadece Oyak Renault fabrikasında üretilen Megena II Sedan ve Clio Symbol'ün yılın ilk 3 ayındaki üretimleri 48 bin 353 adete ulaştı. Sadece Mart ayında 18 bin 805 adet üretim yapan Oyak Renault, hem kendi üretim rekorunu hem de sektörün üretim rekorunu kırdı. Oyak Renault, ürettiminin yüzde 70'ini 5 kıtaya ihraç etti.
Sinyal vermeyen sürücünün cezası var mı
Trafikte en sinir olduğum ve sıkça karşılaştığım sorunlardan birisi; sinyal vermeyen sürücüler. Sinyal vermeden sağa ve sola dönen, ya da aniden yolda duran sürücüler, trafiği aksattıklarını ya da diğer sürücüleri tehlikeye attıklarından bihaberler... Sinyal vermeyen sürücülerin, sağa ve sola döneceğini ancak, otomobilin hareketlerinden anlamak ya da müneccim olmak lazım... Hatta bazı sürücüler, en zorunu yapıp ellerini dışarı çıkarıp döneceği yönü gösteriyor. Sinyal vermek daha kolayken niye el kol kullanılır bilen varsa lütfen söylesin. Trafik kurallarında sinyal vermeyenlerle ilgili bir ceza maddesi var. Merak ediyorum, bugüne kadar hiçbir sürücüye sinyal vermediği diye ceza kesildi mi?