Bir taraftan AB’ye uyum için mevzuat çalışmaları yaparken, diğer taraftan yapılan yeni düzenlemelerle AB’den uzaklaşıyoruz.
Bunun en son örneğini hafif ticari araçların binek araç sınıfına sokularak Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarının yüzde 10 civarından, yüzde 60’a çıkarılmasıyla yaşadık.
AB’de bir aracın hafif ticari araç olarak kabul edilmesiyle ilgili olarak standartlar bulunuyor. Hafif ticari araçlar, koltuk sayısı, yükleme alanıyla, otomobillerden farklı vergilendiriliyor. Bu tanımlamaya göre, hafif ticari araçların vergisi binek otomobil vergisinden ayrılıyor. Türkiye’de de yapılacak tek şey, AB’nin hafif ticari araç tanımlamasını ve vergi oranlarını örnek almak. İleride bir şekilde Türkiye’nin önüne bu tanımlamanın yapılması bir zorunluluk olarak gelecek. Yani AB’yi yeniden keşfetmeye gerek yok.
UNVAN TEHLİKEDE
Ticari araçları binek otomobil gibi vergilendirilmesi, Avrupa’nın hafif ticari araç üretim üssü olan Türkiye’nin bu unvanını tehlikeye sokacak gibi gözüküyor. Ford Otosan, Tofaş, Karsan hafif ticari araç üretip, üretimin çoğunu ihraç ediyor. Her ne kadar üretimin çoğu ihraç edilse de, uluslararası firmalar iç pazarı olmayan bir ülkeye yatırım yapmak istemiyor. Bu nedenle, bu gelişme hem mevcut yatırımların geleceğini hem de yeni yatırımları olumsuz etkileyecek gibi görünüyor.
BÜYÜK HATA
Hükümet, dış açığı kapatmak için ithalatı önlemeye çalışıyorsa, hafif ticari araçları binek otomobil gibi vergilendirmeyle büyük bir hata yapıyor. Çünkü, hafif ticari araç pazarında ithalatın payı yüzde 48. Bu oran binek otomobillerde yüzde 70’ler civarında. Yani, hafif ticari araçlarda dış açığı artıracak bir durum yok. ÖTV’nin yükseltilmesi, en çok yerli üreticilerin durumunu zorlaştıracak.
Her yol navigasyonla Roma’ya çıkar
Yabancı bir ülke ya da şehirdeyseniz, otomobille bir yerden bir yere gitmek kabus gibidir. Kaybolmadan gideceğiniz adresi bulmak mümkün değildir. Ama navigasyonunuz varsa, zorlanmadan gideceğiniz yere en kısa yoldan ulaşabilirsiniz. Geçen hafta Tivoli’den Roma’nın merkezine navigasyon sayesinde kaybolmadan gittim. İtalyanlara dert anlatmak zorunda kalmadım. Her ne kadar navigasyon yönlendirmeyi İtalyanca yapsa da yolu bulabildim. Navigasyon olmasaydı işim çok zordu. ‘Her yol Roma’ya çıkar’ sözünü bundan sonra ‘Her yol navigasyonla Roma’ya çıkar’ olarak değiştirmeyi öneriyorum.