Dikiz Aynası köşesi, değerli Otoyaşam okurlarının katkısıyla interaktif bir tartışma platformuna döndü. Okuyucularımızın görüşlerini, önerilerini bizlerle paylaşması sevindirici bir gelişme. Bu hafta da, trafik ve emniyet şeridi ile ilgili okuyucularımızın görüşlerini biraz kısaltarak, sizlerle paylaşıyorum. Okuyucumuz Naci Yılmaz, emniyet şeridinin acil durumlarda nasıl hayat kurtardığını, yaşayarak görmüş. Emniyet şeridini gereksiz yere kullananlar, Yılmaz’ın yaşadıklarını okuyunca bu yazıdan ders çıkarabilirler: ‘Geçtiğimiz kurban bayramının ikinci günüydü. Bursa’dan dönüyorduk. TEM gişelerini geçtiğimiz sırada eşim korkunç bir baş ağrısı ile kıvranmaya başladı. TEM’den FSM Köprüsü yönüne girerek eve veya bir hastaneye ulaşmayı düşündüm. Bağlantı yoluna girdiğimde inanılmaz bir trafik vardı. Emniyet şeridi dahil kapatılmıştı. İçinde bulunduğum durumumuzu tarif edemiyorum. Aklıma 155’i aramak geldi. Telefona çıkan memur arkadaşımız arabamı ve plaka numaramı kayıt aldıktan sonra dörtlü ikaz lambalarımı yakarak emniyet şeridini kullanabileceğimi söyledi. Ancak ne mümkün, neredeyse yol kenarındaki kanallar bile araçlar tarafından kapatılmıştı. Tam bu sırada arkamızdan gelen Trafik ekip otosuna durumu anlattım. Memur arkadaşlar telsiz anonsunu duymuş olacaklar ki, ‘peşimden gel’ diyerek beni Çamlıca kavşağına kadar getirdiler, oradan sonra emniyet şeridi açıktı ve kısa zamanda köprüyü geçtim ve doktora ulaşabildim. Neyse ki eşimin çok önemli bir sorunu yokmuş iğne ve serumlardan sonra eve döndük. İşte size küçük gerçek bir emniyet şeridi hikayesi. Tüm sürücü arkadaşlarıma sizin kanalınızla seslenmek istiyorum. Lüüütfeeen emniyet şeridine girmeden önce bir kere daha düşünün, sizin peşinizden gelecek diğer sürücüler sonucunda emniyet şeridi de tıkandığında, kalp krizi geçiren bir insan nasıl hastaneye ulaşabilir. Unutmayın ki bu hasta siz veya bir yakınınız da olabilir. Emniyet şeridi bazen bir hayat kurtarır. Ama birkaç dakika size hiçbir şey kaybettirmez.’TRAFİK HATA KALDIRMAZ Bir başka okuyucumuz Necil Toktay da trafik kurallarıyla ilgili görüşlerini bizle paylaşmış:‘Kurallara gönüllü uyum, kolay bir şey değil. Amerika’da bile ancak 1950’lerin sonuna doğru sabit kurallar konmuş ve uygulamalara geçilebilmiştir. Kanaatimce 2-3 nesilde ancak insanlar kuralları gönüllü benimseyebiliyorlar. Ancak ceza uygulamalarından kesinlikle taviz verilmemeli. Türkiye’de trafik polisinin ceza yazabilme kabiliyeti var olmasına rağmen, kullanılmıyor. 1982 yılında Hamburg’da, yeşil ışığı Alman bir arkadaşım hiç yavaşlamadan 80 kilometre hızla geçerken, ‘Biraz yavaşla, ya yan yoldan çıkan olursa demiştim’. Arkadaşım, ‘Olmaz, çıkamaz. Çıkarsa polis o kişiyi hayatından bezdirecek kadar ağır ceza ve uygulamalara sokar. Onun için kimse böyle bir şey yapmaya cesaret edemez’ demişti. Bizde bu gibi hatalar, çok daha basit bir ceza yöntemi ile geçiştiriliyor.Trafik, kötü niyet olmaksızın dahi yapılsa, yanlışlıkları kaldırmaz. Çünkü işin ucunda hayatın yok olması vardır. Onun için kurallar kesin değerler olarak kabul edilmeli ve gereken ceza yöntemi ile cezalandırılmalıdır. Kurallar hayatı kolaylaştırmak ve yaşamı durdurmamak içindir.’Otoyaşam’da F1 özel dosyasıOtomotiv dünyasının yanı sıra motorsporlarındaki tüm gelişmeleri yakından takip eden ve aktaran gazeteniz Otoyaşam, şimdi de Formula 1 özel sayfalarıyla da karşınızda olacak. Bu haftadan itibaren 21 Ağustos İstanbul Grand Prix’ine kadar, Formula 1 dünyasındaki gelişmeleri, bilinmeyenleri, perde arkası yaşananları F1 özel sayfalarında bulabileceksiniz. Bu özel sayfalarda, F1 kurallarını ve F1’i izlerken bilmeniz gerekenleri de öğrenebileceksiniz.