Türkiye’de dizel otomobillere olan ilgi her geçen gün artıyor. Düne kadar yüzde 3’lerde olan dizel otomobillerin pazar payı, bugün yüzde 30’ları zorluyor. Dizel otomobillerin pazar payının artması, motorin satışlarını da etkiliyor.
2005 yılında motorinin toplam akaryakıt pazarından aldığı payda da ciddi bir artış görülüyor. Buraya kadar herşey normal. Ancak, dizel otomobillerin sayısındaki artışla birlikte, akaryakıt istasyonlarında dizel otomobillere, motorin yerine yanlışlıkla benzin doldurma olayları da sıkça görülmeye başladı. Bu hataların yaşanmasının nedenleri arasında dizel otomobillerin deposuna, benzin tabancasının girebilmesi. Ancak, motorin tabancası ise benzinle çalışan otomobillerin deposuna uyumlu değil. Dolayısıyla, pompacılar yanlışlıkla motorin yerine benzin doldurabiliyorlar. Tüm akaryakıt istasyonlarında, bu tür yanlışlıkları önlemek için çalışanların eğitimine yönelik çalışmalar yapılıyor. Ancak, bu tür hataları sıfırlamak mümkün olmuyor. Bu yüzden istasyonlarda bu tür hatalardan kaynaklanan zararı karşılamak için sigorta yapılıyor. Bu sigorta deposuna yanlışlıkla benzin doldurulan otomobil sahibinin zararını karşılıyor. Ancak, zararın karşılanması deposuna yanlışlıkla benzin doldurulmuş otomobil sahibinin mağduriyetini önlemeye yetmiyor. Depoya yanlışlıkla benzin dolarsa
Dizel otomobilinizin deposuna yanlışlıkla motorin yerine benzin doldurulursa yapılacak ilk iş panik yapmamak. Yanlışlığı motoru çalıştırmadan fark ederseniz şanslısınız ve işiniz daha kolay. Çünkü, depodaki benzini şamandıranın bulunduğu bağlantı borusundan boşaltmak, ardından 2-3 litre motorin koyup, sonra tekrar boşaltma işlemi yaparak depoyu temizlemek mümkün. Ancak motor, depoya benzin koyulduğu fark edilmeden çalıştırılır ve benzin motora ulaşırsa, o zaman motoru da temizlemek gerekiyor. Aracı tekrar çalıştırmak için harcanan zaman ve para artıyor. Böyle bir durumla karşılaşmamak için, pompacıya aracın dizel olduğunu üzerine basa basa söylemek gerekiyor. Hatta, pompacının doğru pompayı alıp almadığını izlemek en iyi yöntem.
Afrika yolları mı yoksa bizimkiler mi daha kötü
Beyin kilometresini sıfırlamak için çıktığım tatilde, otomobille güneye doğru yaklaşık 2 bin kilometre yapıp, tekrar geri döndüm. İstanbul’dan güneye inen otoyollar ve yapılmakta olan duble yolların neredeyse tamamından geçtim. Yolların halini görünce aklıma yıllar önce Toyota’nın Adapazarı fabrikasında üreteceği modelin, Türkiye’deki yollara uygun hale getirilmesi için çalışmalar yapan mühendislerin sözleri geldi. Toyota mühendisleri, dünyadaki tüm yolları inceleyip, o ülkenin şartlarına göre otomobillerin amortisör ve süspansiyonlarında değişiklikler yapıyordu. O tarihte Türkiye’yi de dolaşan Toyota mühendisleri, Türkiye yollarını Afrika yollarıyla karşılaştırmışlardı. Aradan geçen 10 yıla rağmen, yollarda değişen hiçbir şey olmamış. Yeni yapılan duble yolların malzeme kalitesi, eski yolların ise durumu hala içler acısı. Yolculuk sonrasında sürücü ve yolcular, asfaltın sesinden ve bozuk yolun sarsıntısından, dayak yemiş gibi oluyorlar. Bu durum, sürücüyü yorduğu gibi dikkatini de dağıtıyor. Trafik kazalarına ortam hazırlıyor. Kazasız belasız eve döndükten sonra, bir daha otomobille güneye seyahat etmemeye yemin ettim.