Başbakan trafik sorununa AB yolculuğu gibi bakmalı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bayram tatilleri deyince, herkesin aklına trafik kazaları gelir. Ölümlü trafik kazaları bayram tatili öncesinde başlar.
Özellikle, tatilden dönüş yolunda ise zirveye tırmanır. Bu her bayram yaşanır. Yüzlerce insan hayatını kaybeder, yüzlercesi yaralanır, sakat kalır. Yapılan tüm uyarılar, tüm önlemler yetersiz kalır. Bu bayramda olduğu gibi...
Ancak bu sefer trafik kazalarının önlenmesi konusunda umudum arttı. Umudumun artmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bayramda yaptığı bir konuşmada, trafik konusuna değinmesi etkili oldu. Başımızdaki trafik belasının çözülmesinde bir lidere ihtiyaç var. Bu lider Türkiye’nin bir numaralı insanı olursa, daha etkili olur. Başbakan trafik sorununu, Avrupa Birliği (AB) gibi iş listesinin ilk sıralarına alırsa, bu konuda yol alınır.
Bayram dönüşünde her yıl yaşanan trafik kazaları konusunda halkı uyaran Erdoğan ‘Ne olur bayram dönüşlerini bizlere hüzün dönüşleri haline getirmeyin’ diye seslendi. Erdoğan, şu uyarılarda bulundu: ‘Bayram dönüşlerimiz hep çok acılı olur. Ne olur trafik kurallarına uyun. Lütfen uykusuz yola çıkmayın, gece yolculuğunu tercih etmeyin. ‘Kaza bende başlar, bende biter’ yanlışından hareket etmeyin. Karşınızdaki insanın hata yapabileceğini, kazaya açık olduğunu hiçbir zaman unutmayın.’
Trafik kazalarını bir sorun olarak gören ve bu konuda uyarılarda bulunan Başbakanın yaptığı uyarıların sadece sözde kalmamasını, bunun kanunlarla desteklenmesini diliyorum.
Bayram trafiğinin sorumlusu matematik
Bu bayramda köprüler ve otoyol geçişleri bedavaydı. Daha bayram tatili başlamadan arife gününden itibaren yollar tıkanmaya başladı. 4-5 kilometrelik kuyruklar oluştu. Köprülerdeki tıkanıklığı görünce, ‘Herkes bedava diye köprüye hücüm ediyor’ diye düşündüm. Ancak, İstanbul Trafik Şube Denetleme Müdürü Ali Kemal Hanlı ile konuşunca, trafik yoğunluğunun nedeninin farklı olduğunu anladım. Hanlı, köprülerdeki tıkanıklığı matematiğe bağlıyor. Bu konuyu daha sonra geniş geniş konuşuruz diye, bayram sonrasına randevulaştık. Çünkü Hanlı’nın trafik sorununu rahatlacak önerileri var.
Bu aslında çok basit. Normal günlerde OGS’si olmayan otomobiller, gişelerde ücreti ödemek için ortalama 6-10 saniye duruyor. Ancak, köprü geçişi bedava olduğunda ise kimse gişelerde durmuyor. Bütün araçlar aynı anda gişelerden geçiyor. Böylece, gişelerden geçen otomobil sayısı, normal günlerden daha fazla oluyor. Yol, köprü üzerinde 15 şeritten 4 şeride inince otomatik olarak tıkanıklık başlıyor. Köprü üzerindeki tıkanıklık, köprü öncesi ve sonrasına kadar uzuyor. İnsanlar, karşıdan karşıya geçmek için saatler harcıyor. Sonuç olarak, her iyi niyetle alınan karar, iyi sonuçlar vermiyor.
Emniyet kemerini takmayanlar uyarı sinyalini bile söktürüyor
Otoyaşam okuru Barış Mermercioğlu, elektronik posta göndermiş. Emniyet kemeri hayat kurtarır sloganını daha sık kullanmamı isteyen Mermercioğlu, emniyet kemerini takmayan bazı sürücülerin, sesli uyarı sistemlerini bloke etme yöntemlerini anlatmış. Buna göre, bazı ‘uyanık’ sürücüler emniyet kemeri takılmaması halinde, yüksek sesle sinyal veren uyarı sistemini etkisiz hale getirmek için, emniyet kemerinin tokasını yuvasına takıyor. Böylece ses kesiliyor. (Ses deyip geçmeyin, bazı otomobillerde bu ses o kadar fazla ki bir süre sonra otomobilde durmak imkansızlaşıyor.) Sonrasında ise emniyet kemerinin üzerine oturuyor. Bu benim de şahit olduğum, sıkça yapılan bir uygulama. Ancak okuyucumuz, bazı sürücülerin bununla yetinmeyip emniyet kemeri uyarı sistemini bile söktürdüklerini söylüyor.
Söyleyecek bir söz bulamıyorum. Türkler zekalarını daha yararlı işler yaparak kullansalar, sanırım, Türkiye bugün dünyanın bir numaralı ülkesi olurdu.