Vibratörün ne işe yaradığı, Doktor Granville’in icadından sonra uzun zaman itiraf edilememiş.
Bu söylediğim 19. Yüzyıl sonları. Olay yeri İngiltere. Mastürbasyonun günah olduğu, kadın cinselliğinin külliyen inkâr edildiği zamanlar. Vibratör de ne yapsın, kadınların kas ve sinir hastalıklarına iyi gelen bir aparat kılığında sızmış hayatımıza: “Granville’in çekici” adıyla. Hak ettiği yere varana kadar da dünyanın yolunu tepmiş. “Şimdi nereden aklına geldi” derseniz hemen söyleyeyim, “Hysteria” filminin çekildiğini okudum. Vibratörün mucidine âşık kadının anlatıldığı filmde Maggie Gyllenhaal ve Jonathan Pryce gibi önemli isimler var. Boru değil yani.
***
Her şey 19. Yüzyıl fizikçilerinin kadınlardaki uykusuzluk ve asabiyetin bir nevi hastalık olduğunu kabul edip adına “histeri” demeleriyle başlıyor. Tabii kimse aptal olmadığı için, olayın cinsel tatminsizliklen kaynaklandığına uyanıyorlar hemen. Ama dönemin görenekleri kadının kadınlığını yaşamasına izin vermiyor. O zaman nasıl olacak bu iş? “Granville’in çekici” hızır gibi yetişip çözüyor sorunu: İcadın sinir hastalıklarına iyi gelen bir nevi “masaj aleti” olduğu kabul edilince mesele kalmıyor. Düşülen komik durum kalıyor sadece. Düşünsenize, alet almış yürümüş, ne işe yaradığını da aslında herkes biliyor ama raconu bozmamak için havalara bakıyorsunuz. Tutuculuk uğruna doğayı ve onun ayrılmaz parçası kendi doğamızı inkâr etmeye kalktığımızda sonumuz böyle oluyor işte: Bir asır sonra herifin teki köşesinde bizimle dalga geçme hakkını kendisinde bulabiliyor. Tanya Wenxler’in yönettiği “Hysteria” ise gösterime önümüzdeki yıl girecek. Göreceğiz artık, el mi yaman bey mi yaman.
Senaristlerimiz Hintli mi?
Yerli dizi senaristlerinin “yetti gayrı her hafta 90 dakika süren dizi yazmak zulmü” diyen haklı isyanını okuyunca Hint filmlerini hatırladım. Hint filmlerinin çok uzun olmasının nedeni, milletin fakirliğidir. Milyonlarca evsiz en ucuz eğlence sinemada kendilerini Muson yağmurlarından koruyacak bir dam ve acılarını uyuşturacak filmler bulur. Bu yüzden dünyanın normal kabul ettiği sürede biten filmler Hintliler tarafından fazla sevilmez. Bizim diziler de bu bakımdan Hint filmlerine benziyor: Bu yüzden bölümler dünyanın hiçbir yerinde olmayan uzunlukta.
Akıl sağlığımı koruma yolları
* Mahsun’la ağlayıp Recep İvedik’le gülen bir toplumda yaşadığımı bilmiyormuş gibi yapmak. * Bazı kişi ve olaylarla ilgili fikrim sorulduğunda “ilgilenmiyorum” demek. * Söz konusu kişi ve olaylarla gerçekten de ilgilenmemek. * Galatasaray’ın maçlarını izlememek. * Bol bol şiir okumak (bilhassa Oktay Rifat ve İlhan Berk). * İki kat fazla çalışmak. * İcabında Ahmet Kaya’ya sığınmak: Siz benim neler çektiğimi nereden bileceksiniz?