Ulusal olmayandan hayır gelmez

Ulusal olmayan evrensel olamaz, derdi hocamız Lütfi Akad. Biz bunu hep “malumu ilâm” sandık.

Haberin Devamı

“Salıdan sonra çarşamba gelir” misali.
Sandık ki bu yüzden fazla söylenmez entel muhabbetlerde. Herkes zaten bildiği için. Yanılmışız, geç anladık.
Meğer artık telaffuz edilmemesinin nedeni klişe olması değil, unutulmasıymış. Daha doğrusu unutturulması.
Şimdi söylemeye kalktığınızda Çince konuşmuşsunuz gibi oluyor meclislerde.
Oysa batılı aydına söyleyin, “Evet biliyoruz, ne olmuş?” der.
“Ulusal olmayan evrensel olamaz” sözünün sessizce unutulmasının nedeni, kafalarımızın çorba olması.
Kemal Tahir’i, Sultan Galiyev’i ya da Oğuz Atay’ı nasıl unuttuysak, bu söz de öyle silinmiş hafızamızdan.
Kafa karıştığı zaman fazlalıkları ayıklayıp temele inmek esastır. Hadi öyle yapalım.
Hatırlayalım: Niye tedavülden kalktı ulusallık? Küresel güçler öyle buyurdu da ondan. Bizim ulusal bilincimizi kaybetmemiz, onların ulusal menfaatine olduğu için.
Bize “toplumsal macun” olarak ulusallık yerine dini önerdikleri için.
Sayelerinde artık “ulusal” sözcüğü bile başka şeyler çağrıştırıyor: Darbe, Ergenekon, Silivri, Balyoz...
Ne diyor Tayyip Erdoğan: “Türkiye’nin batısından da doğusundan da oy alan tek parti biziz.”
Alır tabii: Ulus bilinci olmayan bir toplumu yapıştıracak tek macun para ve din. Yani kapitalizm ve onun acılarını uyuşturan uhrevilik.
Uygarlık merdiveninde basamak atlamış toplumlarsa bunların yerine ulusal bilinci koyuyor. Ekmeklerini, namuslarını, kültürlerini bununla savunuyorlar.
Biz Atatürk Cumhuriyeti sayesinde oraya sıçrar gibi olmuştuk. Sonra dengemizi kaybedip birkaç basamak geri düştük. Şimdi bütün küresel heveslerimize rağmen evrensel olamayışımız işte bu yüzden.
Ama bu, evrensellik basamağına tekrar çıkamayız demek değil. Hele Allah’ın izniyle kafayı bir toplayalım, gerisi kolay.

Haberin Devamı

Ekaterina Klopicheva’nın çiğnenen onuru

Ekaterina Klopicheva, Türkiye’de yaşayan, finans uzmanı bir anne. Aynı zamanda kendi ifadesiyle “Rusya’da heykeli dikilen saygın bir kozmonotun kızı”.
Klopicheva yıllardır mahkemede onur savaşı veriyor: 2003’te çiçekçinin önündeki park yeri tartışmasında kendisine oğlunun yanında “Nataşa!” ve “Rus o...u!” diye hakaret eden işkadınından tazminat almayı kafaya koymuş.
Madem bu kadar yıl bir özür çok görülmüş kendisine, Klopicheva’yı desteklemek farz. Ama kozmonot babasından değil, o sözlere tanık olan küçük oğlundan dolayı.

Haberin Devamı

İncir  Çekirdeği

“Yılın en güzel albüm adı” ödülü izninizle Çiğdem Erken’e gidiyor: “Kız Kafası.”

Yazarın Tüm Yazıları