Üç büyükler küme düşer mi?

Olmaz öyle şey dediğinizi duyar gibiyim.

Haberin Devamı

Ama Allah bilir geçen yıl bu vakitler “Anadolu’dan yeni şampiyon çıkar mı?” diye sorsalar aynı cevabı verirdik.
Hatta yaz başı “ligin ilk yarısı biterken ilk üç sırayı Anadolu takımları parseller mi?” sorusuna da...
Bu yüzden, Galatasaray duayenlerinden Hayrettin Kozak’ın bayram öncesi “yeter ki küme düşmeyelim” deyişi bana sadece Adnan Polat’a sitem gibi gelmedi.
Samimi bir endişeydi. Çünkü siyaseti İstanbul burjuvazisinin elinden kapan Anadolu kaplanları, futbola da göstere göstere talip.
Bu gidişle önümüzdeki 10 yıl içinde İstanbullu büyüklerden birinin küme düşme tehlikesi yaşaması muhtemeldir.
Tıpkı, CHP’nin vaktiyle barajı aşamayıp parlamento dışında kalması gibi.
¡¡¡
Mesele, piyangonun kime çıkacağı: Avrupa’nın en delikanlı taraftarına sahip olmasına rağmen ekolünü yaratamayan Beşiktaş’a mı...
UEFA Kupası’ndan sonra uluslararası marka olma şansını tepip maziyi mumla arayan Cimbom’a mı...
Yoksa yapısal bakımdan çağ atlasa da uzun vadeli sportif planlar yerine günü kurtarmaya bakan Fenerbahçe’ye mi...
Düşme stresini belki hemen yarın yaşamayacak İstanbul devleri...
Şahane olduklarından değil, ligde bol miktarda bulunan asansör takımlardan sıra gelmeyeceği için...
Ama memleket sosyo-ekonomisinin, az buçuk da siyasetin gittiği yere bakarsak, ilk üçe girmelerinin “başarı” sayılacağı bir ligin doğmakta olduğu belli.
“Sonrası, Allah kerim” deyip koyalım noktayı, kimsenin morali daha fazla bozulmasın. Nasılsa spor medyası bunu yakında hararetle tartışacak.

Huzurlarınızda Jane Bond

Haberin Devamı

Gümbürtüye gitmesinden korktuğum film: Sean Penn ve Naomi Watts’ın karşılıklı döktürdükleri “Fair Game”. Bush’un Irak petrolü uğruna çevirdiği dolapları açığa çıkaran Valerie Plame-Joe Wilson çiftinin mücadelesi.
Diplomat kocasının “Jane Bond” diye çağırdığı CIA ajanı Valerie, “Saddam kimyasal silah yapmak için Afrika’dan uranyum aldı” muhabbetinin Bush’un palavrası olduğunu 2004’te ilan etmişti.
Bu yüzden CIA’den kovulmuş ve tehdit edilmişti. Hikaye de zaten olayın fitilini yakan Joe Wilson’un yazdıklarından hareketle şekillenmiş.
Başta biraz dağınık ilerlese de, parçalar yerine oturdukça olay Henri Verneuil’un unutulmaz “Ikarus”unu hatırlatan bir derin devlet entrikasına dönüşüyor.
“Sam Shepard bile var” diyeyim, gerisini siz anlayın.

Ayrılırken adam tanımak

Haberin Devamı

Seren Serengil albüm yapmış, adı da “Ben Adamı Ayrılırken Tanırım”. Gayet başarılı bir isim. Hatta bunun üzerinden çeşitlemeler yapılabilir. Mesela: “Ben Diziyi Yayınına Son Verilirken İzlerim.”
Ya da “Ben Rakibi Oyundan Alınırken Marke Ederim.” Bir başka örnek de “Ben Partiye Sandıklar Açılırken Oy Veririm” olabilir. “Ben Dersi Hoca Çıkarken Dinlerim” de fena değil.
Bir “geçti Etiler pazarı, sür cipini Levent’e...” hissiyatı yani... Zamanlama hataları üzerine duygusal salınımlar. Son derece dokunaklı, evet.

İncir  Çekirdeği

Gerçek çiftler, en az bir kez adet gününde sevişmeye teşebbüs edenlerdir.

Yazarın Tüm Yazıları