Paylaş
Aynı gösteriye iki gün önce annesiyle gitmeyi tercih eden oğlum bunu duyunca güldü: “İnşallah çok sıkılmazsınız.”
Sonuçta pazar akşamı buluşup tuttuk Abdi İpekçi’nin yolunu. Eşi Ayçin İnci ve kızı Ayşe, derbi seyretmek yerine kendileriyle sirke gelen Ahmet’le haklı olarak gurur duydular.
Ayrıca, arabasız gitmekle tabii ki akıllılık ediyorduk. Park derdimiz olmayacaktı.
Girişte aldığımız eşantiyonlar için torba vermediler. Torbaya koyarsak ürünleri diğer potansiyel müşteriler göremezmiş. Ahmet “Ben bu sirki Kanada menşeli sanıyordum, meğer Kayseriliymiş” dedi ama satıcı espriyi anlamadı.
Yerimiz sahneye ne yakın ne de uzaktı. Akrobatların seyirciyle samimiyeti zorlayan ilişkiler kurduğunu duyduğumuzdan, buna sevindik. Nitekim başımıza tek gelen palyaçonun Ayşe’nin şapkasını mıncıklaması oldu.
Oyunculuğunun yanı sıra tiyatro rejisörü olan Ahmet, gösteri boyunca sahne tasarımı ve neyin nasıl yapıldığı konusunda beni aydınlattı. Pandomimciler çıktığındaysa ikimiz de uyukladık.
Gösterinin geri kalanı güzeldi bence: Yani çoğunluğun aksine Sirkdösoley uzmanı olmadığımızdan mıdır nedir, adamlar olayı şişirdiyse bile anlamadık biz.
Ama asıl sürpriz çıkışta bekliyordu: Pis pis yapan bir yağmur, soğuk ve izdiham yüzünden taksi bulmanın imkânsızlığı.
Tam kızlar üşümeye başlamıştı ki, Ahmet’i televizyondan tanıyan bir Dia Market minibüsü durağa bırakmayı teklif etti. Hatta domates sandıklarını sağa sola itip yer bile açtı Kayserili arkadaşlar.
Yakınlarda taksi durağı olmadığı için bu nazik insanlarla yolculuğumuz yarım saat kadar sürdü.
Sonunda Sirkdösoley rüzgârından nasiplenmiş ve biraz domates kokarak ulaştık mahallemize. “Aklında ne kaldı?” diye sorarsanız, önce trapezci Marioa derim. Sahiden uçuyor kız.
Klipte canlı performans modası
ZAZ grubunun “Les Passants” klibi büyük beğeni topluyor internette.
Klip dediğim, arkadaşlar sokakta çalıp söylemiş ve canlı canlı kaydetmişler. Ama hiçbir stüdyo kaydının olamayacağı kadar samimi ve güzel.
Müzik dünyasında bir süredir böyle bir trend var: Bileğine güvenen meşhurlar kliplerinde canlı çalıp söylüyor.
Stüdyo kayıtlarının sterilliğinden bıkmış dinleyici de mest oluyor.
Bizde bakalım bunu yapmaya ilk kim cesaret edecek.
Libya Libyalılarındır
Kaddafi’nin “Libya’yı Türklere ve İtalyanlara bırakmayacağız” sözü milli meselemiz haline geldi.
Hadi İtalyanları anladık da bizim ne gibi bir emelimiz olabilir, anlamak mümkün değil.
Muammer Bey’e seslenmek istiyorum: Tamam, zor günler yaşıyorsunuz ve “dış mihrak” muhabbetine ihtiyacınız var ama lütfen bizi karıştırmayın. Derdimiz bize yeter.
İncir Çekirdeği
Yalnız hisseden kadın kadar ulaşılmaz bir şey yoktur.
Paylaş