Paylaş
Annen okulu basıp “sen misin kızımın konuştuğu çocuk?” diye sorduğunda.
16 yaşımda okulunda konser verdiğimiz zaman alemin en detone rock solisti olmama rağmen sesimi Bruce Dickinson’a benzettiğin zaman sevdim.
17 yaşımda beni mahallenden bir çocukla boynuzlayana kadar sevdim seni itinayla.
20 yaşımda Karadeniz Ereğlisi’ndeki iskelede bir sabah Enis Batur’un “Gri Divan” kitabını verdiğin zaman sevdim (artık bulamıyorum o baskıyı sahaflarda bile.)
23 yaşımda Sapho’da dans ederken karşılaştığım zaman, kimseyi takmadığını fark ettiğimde.
25 yaşımda yılbaşı gecesi elinde sepetle Kadıköy iskelesinde beklerken gördüğüm zaman sevdim. O kış kıyamette incecikti üstün başın...
27 yaşımda bana klasik müzik sevdirme konusundaki inadından dolayı sevdim...
29 yaşımda bir sabah çalıştığım şirketin orta yerinde bir uzaylı masumiyetiyle belirdiğin zaman...
33 yaşımda pencereden gösterip “o gemi ne zaman geçse seni hatırlayacağım” dediğinde.
37 yaşımda karşıma geçip “nihayet büyüdün galiba” diyerek kadehini dünyanın ve Tanrı’nın yalnızlığına kaldırdığında...
Sonunda anladım ki sen aslında hep aynı kadındın.
Aynı kusursuz, evrensel dişi.
Bense her defasında başka bir adamdım.
Her defasında zamana ve şartlara yenik düşüp değişmiş, bu yüzden kıymetini bilememiş ayrı bir salak.
Bunu anladığımda kadehini kaldırmış bana gülümsüyordun.
Fonda, Teoman çalıyordu. Zaman koca bir sarkaç gibi sallanıyordu içimde.
Pek bilinmeyen numaralar
Milletin sinirlerini test eden 118 33 reklamının en büyük başarısı, “bilinmeyen numaralar” olayına dikkat çekmesi oldu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun rakamlarına göre, 118 ile başlayan numaralara rehberlik servisi veren işletmecilerin 2010’daki toplam çağrı sayısı (sıkı durun) 13 milyon 600 bin 297 olmuş.
Sayıları 11’e varan bu işletmecilerin toplam geliri 17 milyon 334 bin liraya, toplam çalışan sayısıysa 858’e ulaşmış.
Pasta büyüyünce reklamlar da coşuyor tabii.
Bu kadar rekabet adama göbek de attırır, gerdan da kırdırır.
İnanmazsanız siyasetçilere sorun.
İncir Çekirdeği
Kadın cinayetleri erkekliğimizi her gün biraz daha öldürüyor.
Paylaş