Şeriat referandumu

Diyelim günün birinde Ak Parti gücünde ama bambaşka bir parti geldi ve dedi ki: “Hey millet, biz şeriatın süper bir şey olduğunu fark ettik. Bunun için referandum yapacağız, okey mi?”

Haberin Devamı

Herhalde propaganda faslı renkli geçerdi. Hele bu hayali partinin lideri güçlü ve karizmatikse, oyları “evet” yönünde etkilerdi.
Sinan Çetin kampanyanın yaratıcı kısmını yapar, şeriatı tanısak çok seveceğimizi anlatırdı.
Ahmet Altan Kemalizm’e inecek son darbeden duyduğu heyecanı saklamaz, coşkulu yazılar yazardı.
Engin Ardıç retoriğin belini kırar ve millet iradesine karşı çıkmanın milliyetçilik olacağına milleti ikna ederdi.
Her ihtimale karşı başörtülü fotoğraflar çektirirdi Seda Sayan.
Angela Merkel Avrupa Birliği sürecinin badem olduğunu zevkle açıklardı. Sarkozy gerine gerine “ben demiştim” derdi.
Hillary Clinton “sonuç ne olursa olsun iki ülke ilişkilerinin etkilenmeyeceğini” mutlaka araya sıkıştırırdı.
“That’s The Way Aha-Aha! That’s The Way I Like It!” şarkısıyla meydanları inletirdi “evet” cephesi. 
Tabii referandumun “hayır” cephesi de olurdu: Onlar “Atatürk”, “müdafaa-i hukuk”, “sosyal adalet” falan der ama duyuramazdı: Hem rüzgâr tersten estiği hem de kampanyaları “hip” olmadığı için.
Sonuç ne olurdu peki?
Muhtemelen sürprizler yaşanırdı. Ama The Guardian’ın terbiyesizlik edip “ender kitap okuyan, kadınları ikinci sınıf gören ve demokrasi konusunda ters duyguları olan sosyal-muhafazakâr insanlar” şeklinde karalamaya çalıştığı aziz milletimiz, onları utandıracak kadar sağduyulu bir karara imza atardı mutlaka.
Ama biz yine de dua edelim, başımızda öyle bir parti olmadığına.

Haberin Devamı

Ah ne güzel ketenhelvam

“Yaşın oldu Travolta, hâlâ arada özel hayatınla ilgili haber çıkıyor, ne iş?” diye soran dostları cümleten cevaplayayım.
Ne zaman “sivri” laflar etsem mutlaka iktidar yanlısı bir gazete durumdan vazife çıkarır ve hakkımda böyle haberler yapar.
Bu eskiden de böyleydi, sadece bağlantıları kurup mekanizmanın derinliğini görmem zaman aldı.
“Yeni Türkiye” sahiplerinin kendilerinden olmayanlara ayar için “kişiye özel” çözümleri var.
Ben fakirin payına da bu düşmüş. Ustam Edip’in dediği gibi, “Ne gelir elimizden insan olmaktan başka?”

İncir  Çekirdeği

Dizilerde niye bol gözyaşı olduğunu senaristlere değil, kazaya bakmak için yavaşlayan sürücülere soralım.

Yazarın Tüm Yazıları