Paylaş
Daha neler! Bu kadarı da fazlaydı. Cevabım rahmetli annemin ördüğü yün eldiveni suratına çarpmak oldu.
“Buna pişman olacaksın!” diye kükredi. Epeydir anne tokadı yememişti ne de olsa: “Silahları ve yeri sen seç!”
Ertesi gün Hürriyet binasının giriş katında kılıçlarımızı şakırdatıyor, bir taraftan da konuşuyorduk. “Hata ettin ahbap!” dedim, hamlesini savuştururken: “Deplasmanda kazanmayı aklından bile geçirme!”
“Dublaj Türkçesi konuşmayı bırak da kendini kolla gavat!” dedi: “Sen ciddi yazdığını sanırken de yeterince komiksin zaten!”
Konsantrasyonumu bozmayı amaçladığı belliydi. Bu oyuna gelmemeliydim.
Yaşından beklenmeyecek kadar çevikti. Üstelik çenesi de kılıcı kadar iyi çalışıyordu: “Biz Nâzım’la her gün idman yapıyoruz avanak! Kiminle dans ediyorsun!”
“Kimse bana mizah yazarı diyemez!” dedim, vahşi hamlesini son anda kesip: “Romantik geldim, romantik gideceğim!”
“Aman ne komik! Kolla kendini deyyus!”
Bu son laf o kadar ağrıma gitti ki, dikkatim dağılıverdi. Fırsat bu fırsat dayadı kılıcı boynuma: “İtiraf et, canını bağışlayayım!’”
Boğazıma batan sivri uç ikna ediciydi: “Tamam, kabul ediyorum. Mizah yazarıyım ben.”
“Ha şöyle...” dedi, sırıtarak: “İki dakika akıllı ol. Burada bekle, bir küçük su döküp geliyorum.”
O gidince etrafımı sarmış güvenlik görevlilerini fark ettim. Ellerini bellerine atmış, gazetenin orta yerinde dedemin Balkan Harbi’nden kalma kılıcıyla dikilen bana bakıyorlardı.
Sonra Enis Berberoğlu’nu gördüm. Güvenlikçilere sakin olmalarını işaret ederek yanıma geldi. Şu an odasındayız. Kendisi muhasebeye kadar gitti, neredeyse gelir.
Neyzen ise ortalarda görünmüyor. Ama kılıcı hâlâ bırakmadım. Ne olur ne olmaz.
Gönül şüpheler içinde
- Beren Saat ile Burcu Çetinkaya’nın kardeş olduğundan şüpheleniyorum.
- Egemen Bağış ile Selami Şahin’in kanka olduğundan şüpheleniyorum.
- Amy Winehouse ile Yıldız Tilbe’nin kuzen olduğundan şüpheleniyorum.
- Kayahan ile Nilüfer’in aynı kişi olduğundan şüpheleniyorum.
- Cem Yılmaz’a gülme yetimi kaybettiğimden şüpheleniyorum. Merak etme Cem, sorun sende değil, bende.
Yaşar Kemal’e kardeş tavsiyesi
Fransa, “Ermeni soykırımı yoktur” diyene biber sürmeyi kararlaştırırken, pirimizin orada nişan alması biraz talihsiz oldu.
Yorum yerine bir kardeş tavsiyesi: Üstat koysun o nişanı cebine, Silivri Cezaevi’ne gitsin.
Orada hayatını “Ermeni Soykırımı” iddiasının nasıl bir alicengiz olduğunu ispata adamış akademisyen Mehmet Perinçek’i bulsun.
Taksın nişanı bu pırıl pırıl gence.
Hem nişan bir işe yarasın hem de Yaşar Usta layık olduğu yerde kalsın: Nazım Hikmet ile Mehmet Akif’in katında!
tatlı Sözlük
2012: Maya’ların takvimle imtihanı.
Paylaş