Paylaş
Elektrikli bir yaz günüydü. Küçük bir anlaşmazlık büyümüş, kıvılcım yangına dönmüştü. Gittikçe yükseliyordu voltaj.
Adam bunalmıştı, arabayı durdurmasını istedi kadından. Kadın frene bastı, adam çarptı kapıyı, vurdu kendini bayıra.
Elini cebine sokup sinirli sinirli yürümeye başladı.
Birkaç dakika sonra bir de baktı, kadın peşinden geliyor. İçi zafer duygusuyla doldu. Demek hanımefendi hatasını anlamıştı.
Oysa yanına gelip “Şunu kafana sok” dedi: “Kadın olan benim, erkek olan sensin. Kapıyı çarpıp gitmek benim, arkadan koşup özür dilemek senin işin!”
Adam “Ama arabayı sen kullanıyorsun...” diyecek oldu, kadın yapıştırdı cevabı: “Sorun da bu zaten! Senin kullanman lazım!”
Bunları söyledi ve yine geldiği gibi, sert adımlarla arabaya döndü kadın. Çarptı kapıyı, oturdu sürücü koltuğuna.
Kollarını kavuşturup ufka doğru bakmaya başladı.
Ufukta çözüm görünmüştü: Kapıyı adamın yüzüne çarpıp dünyanın geri kalanından çıkmıştı kadın. Erkeğe peşinden gelip kendisini kazanması için bir şans veriyordu.
Allah’tan erkek akıllıydı: Çıkardı elini cebinden, gitti arabanın yanına. Kadından yan koltuğa geçmesini istedi.
Biraz nazlandıktan sonra kabul etti kadın. Adam çalıştırdı arabayı, yeniden
yola çıktılar.
Kadının gönlünü alması saatler sürdü. Gidecekleri şehre vardılar.
Aslında başka bir yere daha varmışlardı: En hayırlısının doğanın lafını dinlemek olduğu fikrine.
Doğa kadına ve erkeğe rolünü biçmiş. Bizler “modern” olmak uğruna işleri karıştırıyoruz. İlişkiler bu yüzden gümlüyor, kabul etmek istemesek de.
Etrafınıza bir bakın: Sorunun kadının erkekleşmesi, erkeğin de kadınlaşması olduğunu göreceksiniz.
Oysa herkes rolünü bildiği sürece aşkı kemiremiyor, tek dişi kalmış hiçbir canavar.
Okur dediğin egoist olur
Sayım Çınar, pek sevdiğim “Egoist Okur” dergisini çıkaran Gülenay Börekçi ile röportaj yapmış. Medyatava için.
“Dergi” diyorum ama Egoist Okur internet sitesi. Tıpkı Medyatava gibi. Hatta bir blog. Üstelik, Hürriyet’in verdiği “en çalışkan blog” ödülünün sahibi.
Okurların egoist isteklerine sesleniyor: Yazarlar ve kitaplar hakkında her şey.
Edebiyat tartışmalarından dedikodulara.
Bakmayın siz Gülenay’ın “Egoist Okur dergi değil” demesine.
Aslında bugünün dergisi böyle olur. İki kere iki dört.
Fanatik hayran işbaşında
Fanatik hayranım vazgeçmiyor: Evet, hani şu gazeteci, televizyoncu ve Twitter prensi olan!
Bu sefer de adıma sahte Twitter hesabı açmış. Ağzımdan sağa-sola laf atıyormuş. Tövbe yarabbi!
Ruhundaki karmaşayı gider-mesine yardımcı olacaksa yapsın tabii; ama benim merak ettiğim şey başka.
Ünlü ve başarılı bir insan böyle boş işlere nasıl zaman bulur? Kendini neden bu hallere düşürür? Aşk bu mu? Sevda bu mu? Twitter bu mu?
tatlı Sözlük
Aşk: Büyük bir iyimserlik.
Paylaş