Paylaş
Son günlerde başka kolay hedefler tespit ettim. Hedef göstermek gibi olmasın, işte aklıma gelenler.
Ayşe Özyılmazel: Garibim, magazin ikonu haline geldiğinden beri magazine çakmak isteyen herkesin menzilinde. Gerçi şikayetçiymiş gibi bir hali yok. Aksine, flaşların karşısında olmanın tadını çıkarıyor. Ama bu yine de “kolay hedef” olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Ertuğrul Özkök: Ona saldırmak entel camiaya giriş yeterlilik sınavı gibi. Malzeme vermekten kaçınmayan hali de buna niyetlenenleri tahrik ediyor. Ama modası geçmeyen entel faaliyetlerden birinin Özkök’e sallamak olduğunu söylesek herhalde başımız ağrımaz.
Hakan Şükür: Memleket meseleleri hakkında “ben bilmem, büyüklerimiz bilir” diyerek milletvekilliği sonrası kendisine saldırmak için pozisyon arayanlara pas verdi. Hem de “al da at dercesine” güzel bir pastı. İlker Yasin’in deyimiyle “kaçırmak daha kolaydı”. Kimse de kaçırmadı tabii.
Reklamcılar: Bendenizin de içinde bulunduğu yazar-çizer tayfası için kapitalizm eleştirisinin en kestirme yolu reklamcılara girişmektir. Çünkü reklamcının malı meydandadır ve kendilerini savunmaya pek tenezzül etmezler.
Ulusalcılar: Her yeni rejim eskisini kötüleyerek kendisini bulunmaz Hint kumaşı gibi göstermeye çalışır. Şimdiki rejim de ne kadar sol görüşlü, Kemalist, millici varsa hepsini “ulusalcı” olarak yaftalayıp kavanoza tıkmak istiyor. Gören, ‘demirperde’ ülkesiydik, özgürlüğe yeni kavuştuk sanır.
Fethullah Gülen: Allah için, hakkında bu kadar az şey bilinip de bu kadar çok şey söylenen fazla kişi yok. Zaten çok şey söylenmesi de bundan. Yeni rejime dair beğenmediğimiz her şeyi Gülen’e fatura etmek, muhalifler olarak en sevdiğimiz spor. Ne kadar haklıyız, zaman gösterecek.
Nuray Mert: “Kimseye yaranamayan aydın tipi” diye bir şey varsa Nuray en iyi örneği. AKP hakkında ılımlı konuşur ulusalcılardan işitmediği laf kalmaz. İktidarı eleştirecek olur Başbakan meydanlardan kükrer kendisine. Onun fikirlerinde herkesi tahrik eden bir seksapel olduğu muhakkak.
Acun ve Erdoğan
Bugünlerde ne zaman yabancı bir televizyoncuyla konuşsam laf iki kişiye geliyor: Tayyip Erdoğan ve Acun Ilıcalı.
Sahiden de son 10 yılın en merak edilesi iki ismi. Bir tarafta cezaevinden belediye başkanlığına, oradan başbakanlığa, en nihayet “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kuruculuğuna uzanan Erdoğan...
Diğer yanda magazin muhabirliğinden program yapımcılığına, oradan medyanın zirvesine koşan Acun...
Ayrıca, ikisinin de kadınlar tarafından beğenildiğini kabul etmek zorundayız. Şov dünyasında ve siyasette kadınlar sizi beğeniyorsa olay bitmiş demektir: Sırtınız yere gelmez.
tatlı Sözlük
BDP mantığı: “Doğu bize, batı hepimize”
Paylaş