Kadın haklı beyler

Özetle diyor ki: “Cumhuriyet böyle olsun diye mi kuruldu? O bu haldeyken hangi yüzle kutluyorsun?”
Mutlu’yu okurken aklımda 13 yaşındaki kıza tecavüz edenlere uygulanan ceza indirimi vardı. Hani “kızın da rızası var canım, o kadar da tecavüz sayılmaz” demeye getiren indirim.
Sonra kız kardeşim aradı: “Böyle şey olmaz! Bu karara karşı bir şeyler yapılması lazım!”
Birden Mutlu gözüme süper haklı gözüktü.
Bu haldeyken biz aslında Cumhuriyet’i kutlamayı falan hak etmiyorduk.
Cumhuriyetlerine ve kadınların hayatını değiştiren devrimlerine sahip çıkan insanların ülkesinde el kadar çocuklara böyle şey reva görülmezdi.
Kadınlara bu kadar çok şiddet uygulanmaz, kadın cinayetlerine neredeyse her gün bir yenisi eklenmezdi.
Bir taraftan “mutaassıp” partiye oy yağdırıp diğer yandan bir çocuğun ırzını mahkemede tenzilat konusu yapacak kadar riyakâr insanlar olamazdık.
Cumhuriyet, özgür ve onurlu bireyler olalım diye kurulmuştu. Mesele sapıklık olunca “önce kadınlar ve çocuklar!” diyelim diye değil.
Şu durumda Cumhuriyet’i kutlamak, ona ve kurucularına neredeyse hakaret oluyordu.
Belki de ölmekte olan bir toplumduk.
Maneviyatımız ölüyor, değerlerimiz ölüyor, gönül bağlarımız, yaşama sevincimiz can çekişiyordu.
Yirminci kattan düşen adama benziyorduk. Her katı geçtiğimizde “buraya kadar her şey yolunda” diyerek kandırıyorduk kendimizi.
Aslında “yolcudur Abbas, bağlasan durmaz” noktasındaydık yani. Başımızda bir imam olması son derece mantıklıydı.

Alternatif Carvahal efsaneleri

- Beşiktaş’ın hocasının anne tarafı uzaylıymış. İstanbul’a Yıldırım Demirören’i ışınlamak için gelmiş.
- Bebekliğinden beri Beşiktaşlıymış. Hatta konuşmaya “Baba Hakkı” diyerek başlamış.
- Aslında ajanmış. Portekiz Gizli Servisi için Q7 ve çetesini örgütlüyormuş.
- Gizli din taşıyormuş. Kendisi bile yeni öğrenmiş. Öğrenir öğrenmez de namaza başlamış.
- Aslında İzzet Yıldızhan’mış. Her sabah plastik makyajla Carvahal’a dönüşüyormuş.

tatlı  Sözlük

Van: Sahipsiz olmayan şehir.