İmkânsızlıklar detektifi Uğur Bey

Çocukluk hayalim, “Atlantis” çizgi-romanını filme çekmek ve başrolde Uğur Dündar’ı oynatmaktı. Çünkü çizgi romanın kahramanı Martin Mystere, Uğur Bey’e ikizi kadar benziyordu.

Haberin Devamı

Ayrıca, Uğur Dündar televizyonda imkânsız görünen haberleri kovaladığı için, “imkânsızlıklar detektifi” Martin Mystere ile özdeşleşmişti kopil zihnimde. Martin Mystere gizli tarikatların komplolarını önlüyor, Uğur Dündar da milleti kekleyenlerin karşısına dikiliyordu. Diğer oyuncular da kafamda hazırdı: Martin’in sadık yardımcısı, “neandertal adam Java” rolünü Yeşilçam emekçisi Yadigar Ejder’e teklif edecektim.
Gönül tahtımıza Kemal Sunal filmlerindeki dev olarak kurulmuş Yadigar Abi, herhalde beni kırmazdı. Martin’in güzel ve kıskanç sevgilisi Diana’yı da Itır Esen’e oynatacaktım.
İşte böyle emellerim vardı Uğur Bey hakkında. Çünkü ona da en az Martin Mystere’ye olduğu kadar hayrandım. İkisine de babam gibi güvenirdim.
Belki gerçekten dünyayı kurtarmıyorlardı ama dünyamı kurtarıyorlardı. Kahramanlara olan inancımı koruyarak.
Sonra biz büyüdük ve kirlendi dünya. Zamanla Martin Mystere’nin tipi bile hafif yamuldu, çizer değiştiği için.
Uğur Dündar ise çocukluğumuzun bugünkü kadar havalı olmayan ama daha renkli Türkiye’sinin simgesi gibi çıktı her akşam karşımıza. Üstelik Martin’in aksine, yakışıklılığından bir şey kaybetmeden.
Sonra aynı fanteziyi kurmuş Martin Mystere hayranı yaşıtlarımla karşılaştım. Onlar da Uğur Dündar’ı tek geçiyordu.
Hatta olayı ciddi ciddi projelendirip Uğur Dündar resimleriyle beraber Spielberg’e yollayan bile vardı. İşte biraz da onlar adına yazdım bu yazıyı. Tarafsız gazeteciliğin alameti farikası Uğur Bey’e geç bir teşekkür için. “Kara Adamlar” çatlasın.

Behzat’ın en iyi bölümü

Haberin Devamı

Seni Kalbime Gömdüm’ü beraber izlediğimiz Behzat Ç. uzmanı arkadaşım “dizinin en iyi bölümünü çekmişler!” dedi.
Haliyle, bana halt yemek düştü. Cemaati çoktan hazır ve ona göre üretilmiş bir film hakkında ne denilebilir?
Sadece dizinin fanatiklerinin çözebileceği kodlar, anlayabileceği espriler, varabileceği tatlar var filmde. Tabii bir de sinemanın getirdiği özgürlük var.
“Peki 10 yıl sonra da izlenir mi?” diye sorarsanız, tereddütsüz “evet” derim. Ne de olsa yönetmeni Serdar Akar. Artık olsun o kadar.

tatlı  Sözlük

Haberin Devamı

Yeis: Van’ın yavaş yavaş unutulacak olması.

Yazarın Tüm Yazıları