Erkek ruhundan anlayan kadın

Kadınlar bile anlayamazken birbirinin ruhunu, bunu yapabilen erkekler olduğuna ciddi ciddi inandık.
Hatta bazı adamlara unvanlar bağışladık. Tabii onlar da hiç bozmadılar. Kadın ruhundan anlıyormuş gibi yaptılar.
Oysa asıl erkeğin ruhuydu anlaşılmaya muhtaç, düşünemedik.
Şehirleşemeyen tarım toplumunda erkekliğin ne pis bir iş olduğu aklımıza gelmedi.
Erkeklerin ömürlerini törpüleyen özgüven problemleriyle nasıl boğuştuğunu anlamak istemedik.
¡¡¡
Oysa yüzlerce yıldır kadınlar tarafından anlaşılmayı bekliyor bu diyarın erkekleri.
Üstelik kolay: Erkeğin ruh haritası kadınınki gibi karmaşık ve engebeli değil.
Kadının erkeği için yapması gereken: Büyümesine izin vermek.
Oğlan çocuğu olmaktan çıkıp özgüvenli, sorumluluk sahibi bir erkeğe dönüşmesine mani olmamak. Arada takılırsa da çaktırmadan ittirmek.
¡¡¡
Büyümesi engellenmiş erkeklerin dünyasında yaşıyoruz.
Aileleri tarafından, gelenekler tarafından, feodalite ya da tüketim kültürünün ideolojisi tarafından...
Bütün kitapları okumuş, bütün kadınları sevmiş, bütün hataları yapmış yazarınız diyor ki: Erkeklerin hayatlarını zehir eden ego ve özgüven sorunlarını aşabilmek için kadınların desteğine ihtiyacı var.
Sevgisine, muhabbetine, yoldaşlığına ihtiyacımız var kadınların.
Bunu yapmak da ancak erkek ruhunu biraz olsun anlamış, esaslı kadınların harcı.

Yaprak Dökümü’nde neler olacak

? Bir ailenin başına gelebilecek bütün felaketler tükenmiş olduğundan, yeni sezonda ikili ve üçlü felaket kombinasyonları üzerinde durulacak.
? Her bölümde en az 9 kez “bu da geçer komşu” ve “Allah beterinden saklasın” cümlesi sarf edilecek.
? Ali Rıza bey 11 kez kalp krizinin eşiğine gelecek 3 tanesinde kriz gerçekleşecek. Dizinin yönetmeni “kriz yönetimi” dalında ödüle layık görülecek.
? Her bölümün ortalama 12 dakikası hastanede, 9 dakikası cezaevinde geçecek.
? Sezonun 4. bölümünde yanlışlıkla karakterlerden birinin başına iyi bir şey gelmesi üzerine reytinglerde görülen düşüş, Ay Yapım’a zor anlar yaşatacak.�
? Herkes ağladığı için çarşambayı sel alacak.

Sanat memat meselesi

Daha gençken sorsaydınız “sanatçıların politik görüş belirtmesi hakkında ne düşünüyorsun?” diye, yapıştırırdım cevabı: “Sanatçı çağının tanığı, toplumunun vicdanıdır; tabii ki beyan edecek görüş!”
Şimdiyse Sezen Aksu’ya ya da Fazıl Say’a yapılanlara bakıyorum da, sanatçıların itiş-kakış içine girmesi içimi sızlatıyor.
Mazide Cem Karaca ve Ahmet Kaya’nın politika yüzünden çektikleri geliyor aklıma. Bir yanım diyor ki “yazıktır sanatçının hassas kalbine, girmesinler siyasetin dikenli yollarına”.
Ama diğer yanım kalmıyor geri: “Belki de besliyordur onları böyle itiş-kakışlar.”
Sonuçta siyaset rüzgârı sertleştiğinde bundan sanatçılar da nasibini alıyor.

İncir  Çekirdeği

Dev adamların tek eksiği: Alen Markaryan.