Paylaş
Daha doğrusu, Ayşe Özyılmazel Taran. Yoksa Ayşe Taran mı? Bizim Ayşe işte canım, anlayın.
Köşesine “karışık” bir yazıyla uğradı Ayşe. Hem de ne uğrayış!
İtiraf edeyim, epeydir bu kadar “kadın” ve “cesur” bir yazı okumadıydım. Bir nevi ruhsal striptiz!
Hem kendi kariyerini hem de köşe yazarlığı müessesesini masaya yatırmış. Şöhretini, hatalarını, geçmişini, hayatın içindeki savruluşlarını da yatırmış aynı masaya.
Masa da masaymış ha: O kadar lafı yemiş ama maşallah bana mısın dememiş.
“Bugüne kadar aklım neredeydi bilmiyorum” diyor: “Yazıyordum, medya-magazin sitelerinde yazım çıkıyordu, alkışlanıyordum, tartışılıyordum, herkes memnundu. Ama insan başına gelmeden anlamıyor işte. Köşe yazarlığının gideri, birilerini parçalamak.”
Boşuna dememişler “şeytan, empatinin yokluğunda gizlidir” diye. Keşke birbirimizin hissiyatını hesaba katabilsek.
Bu yüzden her köşe yazarı, köşe yazısına meze olmayı tatmalı bence. En az bir kez acımasızca eleştirilmeli, yerden yere vurulmalı, linç edilmeli.
Hepimiz haksızlığa uğramanın, yargısız infazın, özel hayatımızın vahşice parçalanmasının tadına bakmalıyız.
İnsanoğlu ders almadan büyümüyor. Başkalarıyla empati kuramıyor. Hele köşe yazarlığı, bazen insanı çocuklaştıran bir iş.
Büyümek ise ancak mecbur kalınca içtiğimiz mavi hap. O da yanımızda acı reçeteyi yazacak biri varsa. Biri bizi içimizdeki çocuktan kurtarmışsa yani.
Sezen Aksu’nun “Küçüğüm” diye bir şarkısı vardır. Ne güzel anlatır bu halleri.
Hoş geldin Ayşe Özyılmazel Taran. Büyümek sana yakışacak. Her iki anlamda da.
Ermeni’yi düşünen yok
Sarkozy kurnaz adam. Fransızlar ekonomik sıkıntılara isyan etmesin diye onlara bir öcü göstermek istiyor.
Aslında İslam alemini komple öcü yapmak isterdi ama yemiyor: Mağribi çocuklar Paris’i yakar valla.
O yüzden Fransızlara öcülük etmek biz Türklere kalıyor.
Sarkozy de Avrupa’yı Türklerden koruyan cengâver havalarında.
Yani mösyönün aslında Ermenileri falan düşündüğü yok. 100 yıl önce Rus Çarı Nikolay’ın düşünmediği gibi.
Bir küresel ısınma vardı
Soğuktan takırdadıkça millet birbirine soruyor: Sahiden, bir küresel ısınma vardı, ne oldu ona?
Sofya -25 dereceyi gördü. Bırakın küresel ısınmayı, yeni bir buzul çağının yaklaştığını söylüyor uzmanlar!
Yani Ömer Madra yıllarca boşuna mu çırpındı? Ozon tabakası için boş yere mi dertlendik?
Demek ki ne yaparsak yapalım doğa bildiğini okuyor işte. Bize de ne kadar aciz olduğumuzu idrak etmek kalıyor.
tatlı Sözlük
Sessizlik: Derin ruhların gıdası.
Paylaş