Babamın Lefter şiiri

3-1 kazanılan maçın coşkusu ve çocuk yaşının heyecanıyla, maçtan sonra bir şiir patlatır.
“Türk 11’i dizildi / Yeşil çimen sahaya / Lefter-Metin gol attı / Çok iş düştü Turgay’a!” diye başlayan. Gerisini maalesef hatırlayamadığım.
Bugün babama “Devamı nasıldı?” diye sorma şansım yok. Ama eminim kendisi cennette Lefter’i bulup bizzat okur. Sonuçta her şiir sahibine döner çünkü.

Güvercin tedirginliğimiz

Hrant Dink’in resmine ne zaman baksam, aklıma o eski Hollywood klişesi gelir.
Hani bir grup insan bir yerde mahsur kalır. Batan gemide, arızalı teleferikte, yerlilerin kovaladığı posta arabasında...
Üstelik birbirlerine hiç benzemezler. Hepsi başka kafadan, başka renkten, başka zümredendir.
Mahsur kaldıkları süre uzadıkça, aralarındaki çelişkiler açığa çıkar. Derken birbirlerini yemeğe başlarlar.
Dışarı çıkmak isterler, çıkamazlar. Birbirlerinden kurtulmak isterler, kurtulamazlar. Ayrı ayrı yaşarlar aynı güvercin tedirginliğini. Bu onları yer bitirir.
Ta ki bencilliklerinden vazgeçip kafa kafaya vermenin yolunu bulana kadar.
O zaman umut belirir işte. Birbirlerini tehdit değil çare olarak görmeye başladıklarında tedirginlik biter, kurtuluş başlar.
Bu tip filmlere “kapalı kutu” denir. Bütün hikâye kapalı bir mekânda geçtiğinden.
Biz Türkiye ahalisi, o filmlerdeki mahsur kalmış insanlar gibiyiz. Vatanımızda yaşıyoruz güvercin tedirginliğini. Birbirimizi tehdit olarak gördüğümüz için.
Başı açıklarla kapalılar, Türklerle Kürtler, “hepimiz Ermeni’yiz” diyenlerle demeyenler, Fenerlilerle Cimbomlular birbirini tehdit sanıyor.
Gazı fanatikler veriyor. Bundan ekmek yiyorlar çünkü. En tahammül edemedikleri ise Hrant gibi, bizi kafa kafaya vermeye çağıranlar. Filmin başında lafını kimseye dinletemeyen kahramanlar yani.
Onlar “birbirinizi tehdit değil, umut olarak görün” dedikleri için tehdit ediliyor, bazen de öldürülüyorlar.
Maksat kutu açılmasın. İçinde tedirgin güvercinler gibi yaşamaya devam edelim. Gagalayarak ha bire birbirimizi.

Megan ile sadece arkadaşız

Memleketimizi şereflendiren güzeller güzeli Megan Fox ile hakkımda söylenenlere inanmayınız.
Kimse bir şey söylemiyorsa, ona da inanmayınız. Kendisiyle arkadaşız çünkü. Ama sadece arkadaş.
Tek sorun, bundan Megan’ın haberinin olmaması. Yani tek taraflı bir muhabbetimiz var. Ama beni tanısa sever, bundan eminim.
Arayıp sormuyorsa, dedikodulara mani olmak içindir. Kalbimin dolu olduğunu duydu herhalde. Lütfen kızcağızın üstüne gitmeyin.

tatlı  Sözlük

Kış: İstanbul’a gelince şöhret olan kız.