Paylaş
Gençler hatırlamaz; “Hürriyet ve Anayasa Bayramı”, 12 Eylül sonrası yasaklanmıştı.
Muhtemelen “hürriyet” ve “anayasa” sözcüklerinin aynı cümlede bulunması saçma gelmişti Kenan Paşa’ya.
Yerine “Bildiri ve Sıkıyönetim Bayramı” gibi bir şey koyamadığı için de, 27 Mayıs bayramsız kaldı.
Ama madem şimdi Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, güncelliyoruz milli bayramları...
Madem bu arada 12 Eylül ile de hesaplaşıyoruz...
Madem darbe yapanları yargılamaya niyetliyiz...
Madem ‘ileri demokrasi’ için yanıp tutuşuyor bu aziz millet...
O zaman 12 Eylül’ün iptal ettiği bayram da geri gelsin. Hazır yeni ve “özgürlükçü” bir anayasa hazırlanırken.
“Biz darbe gününü bayram diye kutlamayız!” diyenleri duyar gibiyim.
Tabii “Menderes ve arkadaşlarının asılmasına yol açan gün bayram değil yas günüdür!” diyenleri de.
O zaman önce “özgürlük” adına yakışır bir anayasa yapalım. Şöyle 61 anayasası gibi bir şey mesela.
Sonra da onu ilan edeceğimiz günü kutlayalım. Artık mayıs mı olur, Teşrinievvel mi, çıkmaz ayın son perşembesi mi bilmem.
En fazla “belirli günler ve haftalar” takvimine bir gün daha eklemiş oluruz.
Yeter ki basın baskı görmesin, mahpusta aydın olmasın, kadına ve çocuklara yönelik şiddet adam gibi cezalandırılsın.
“Benim gibi düşünmeyen batsın!” kafası, “Benim gibi giyinmeyen yansın!” mantığı bitsin gayrı.
Var mısınız ağalar-beyler?
Gençliğe ve spora meraklı olmadığımız belli. Bari anayasaya ve özgürlüğe sahiden meraklı mıyız?
Rojin’in seyir defteri
Kimliklerinin bedelini ödeyen bir sanatçı Rojin. Tehditler, hakaretler, hor görülmeler...
Buna rağmen kurban rolü oynamaz, kimliklerinden vazgeçmez, sanatından geri kalmaz.
Çok da iyi eder: Yeni albümü “Çu Çu”, son yıllarda yaşadıklarının seyir defteri.
Sadece Türkçe ve Kürtçe şarkılar yok. Farsça ve Ermenice de var.
Farsça’ya zaafımdan mıdır nedir, en çok o şarkıya bayıldım. Albüm de son derece özenli. Rojin acıyı bal eylemiş.
Aldırma Ceylan aldırma
Nuri Bilge’nin filminin Oscar adayları arasına girememesi bendeniz için de sürpriz oldu.
Kendisinin fanı değilim, entel şakşakçılarından da hazzetmem ama şaşırdım yine de.
Galiba Cannes ve Oscar farklı formatlardan hoşlanıyor.
İlkinde görsellik prim yapıyor, ikincisinde hikâyenin gücü.
Nuri Bilge olmadığına göre, favorimiz artık İranlı Asghar Farhadi’nin şaheseri “Bir Ayrılık”. Komşu kazanırsa biz de biraz kazanmış sayılırız belki.
tatlı Sözlük
Aşk: Hep ilk kez görmüş gibi davrandığımız.
Paylaş