Paylaş
BU sene iki solak lige büyük renk kattılar: Caner ve Olcan! Bir solak olarak beni mutlu ettiği kadar, eminim Fatih Hoca’yı da mutlu ediyordur bu durum.
Gücünü saçından alan kahraman Caner Erkin, saçlarını kestirmesine (ki bence bu model daha çok yakıştı kendisine) rağmen, çizgisi ve performansını hiç bozmadı. Caner’in skora etkisi bir tarafa, istikrarı da çok etkili uzun lig maratonunda. İddia ediyorum, ‘orta kalitesi’ olarak şu anda Avrupa’da baş üstü takımlarının oyuncuları dahil hiçbir kanat oyuncusunda olmadığı kadar iyi. Ayrıca bu sene Caner’in transfer senesi! Kafası karışsın istemem, en sağlıklı kararı ailesiyle birlikte verecektir. Ama kendisine gelecek yurtdışı teklifleri gibi aynı zamanda iç transferde de eli çok kuvvetli Caner Erkin’in!
Her hafta üstüne koyarak oynayan Olcan Adın kardeşim ise, takımının skor yükünü çekmesi bir tarafa, oynadığından keyif alır oldu.
Evet, belki kendi bildiği gibi oynuyor; belki Milli Takım’da hocasını daha çok dinlemeli ve sisteme ayak uydurmalı ancak ne olursa olsun, bu kadar çalkantılı bir sezon geçiren Karadeniz’in fırtınalı takımında Onur ile beraber lige damga vurdular. DEVAM OLCAN!
En istikrarsız hakem sezonu
NE yazık ki genel olarak hakemler istikrarsız bir sezon geçiriyor. Futbolun doğası içinde ‘makul’ sayılabilecek hatalardan ziyade, ‘bariz’ hatalar silsilesinin içinde kayboldular. İstisnasız bütün takımlara, gidişata, ligin kaderine etki eden hatalar yapıldı. Beşiktaş ve Kayserispor bu listede başı çeken, en çok canı yanan takımlar oldu. Beşiktaş için çalınan düdükler Galatasaray ve Fenerbahçe’ye oranla daha rahat çalınıyor nedense!
Görünen köy kılavuz istemez
UZUN seneler sonra ilk kez Üç Büyükler’in zirvede bu kadar yalnız kaldığı bir lig yaşıyoruz. Ligin bitimine 9 hafta kalmasına rağmen gidişat da sezonun böyle biteceğini gösteriyor. Zirvede yalnız kalan üç büyüklerin aksine; ligin 4.’sü Trabzonspor (37) ile ligin 17.si K.Erciyes arasındaki puan farkı ise sadece 12! Bu da demektir ki üst üste alınacak puan kayıpları takımların çehresi kadar puantajdaki yerlerini de haftadan haftaya değiştirebilir.
Tekrar ligin zirvesine bakarsak; lider Fenerbahçe’nin en yakın rakibi Galatasaray ile arasındaki 8 puanlık farkla sağladığı avantaj, şüphesiz kendisine özgüven kadar şevk de getirecektir kalan haftalarda. Ligin ikinci yarısında yaşadıkları ‘deplasman türbülansı’ bile an itibariyle önemini kaybetti. Deplasman kayıplarına rağmen kalan 9 haftaya; 2 mağlubiyet, 1 beraberlik ya da 4 beraberlik kredisiyle girmeyi başardı Ersun Hoca ve oyuncuları. Kaldı ki beraberlik kredilerini en yakın rakipleri Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında harcama lüksüne sahipler!
Evet, 9 hafta kısa bir zaman dilimi değil! Futbolda kısa sürede, birkaç haftada bile olası senaryolarla her şeyin değişme ihtimali her zaman vardır. Hayatın her alanında, sonucu yüzde 99 bilinen durumlarda bile böyle ihtimaller olur. Fakat diğer yandan mevcut durum itibariyle yaptığım her tür analiz ve değerlendirmeye göre artık görünen köy kılavuz istemiyor!
Fenerbahçe puan kayıpları yaşayabilir ama Galatasaray ve Beşiktaş da kalan tüm maçlarını kazanacakmış gibi durmuyorlar. İlginç ve dikkat çekilmesi gereken bir detay; bu haftaya kadar ligde bırakın 9’da 9 yapmayı, 6’da 6 yapan takım bile olmadı.
LiGiN ALTI Cadı kazanı
- ÇIKMADIK candan ümit kesilmez! Kayserispor, Bursa galibiyetiyle umudunu bir sonraki haftaya taşıdı ama işleri çok zor! Kalan 9 haftada sadece kazanmaları yetmiyor; rakipleri de puan kaybetmek zorunda.
- Erciyes ve Elazığ, ligin 2. yarısının en formda ve en çok puan toplayan ekipleri oldu. Belki son hafta ikisi de maçlarını kaybetti ama uzun maratonda, üstelik deplasmanda Fenerbahçe ve Eskişehir’e kaybetmeleri çok kabul edilebilir bir durum.
- Konya, iç sahada kazanamama sorununa bir çare bulamazsa Mesut Hoca ve oyuncularının kaderini kalan 9 haftadaki deplasman karnesi belirleyecek gibi duruyor.
- Antalya, Fuat Hoca ile anlaştı. Öncelikle hayırlı olsun dilerim Fuat Hocam’a! Kendisinden bu takıma şu ana kadar öngörülen ve dikte edilen kontra atak futbolunun dışında bir B planı ortaya koymasını bekliyorum. Aksi halde takımdaki o kaliteli ayaklara yazık olacak!
- Rizespor, ligin en ilginç takımlarından biri oldu bu sene. Büyük usta Şansal Büyüka, Gaziantep maçında, “Rize’ye Barcelona geldi de bizim mi haberimiz yok?”demişti. Sonrasındaki inişli çıkışlı grafikleri gerçekten şaşırttı hepimizi. Belki büyüklerden puan kopardılar ama kalan haftalarda Antalya’dan aldıkları 3 puan gibi ekstra puanlara ihtiyaç duyacaklar.
Bu maçlar çözer
27. haftada oynanacak Kayseri-Antalya, Kasımpaşa-Erciyes, Akhisar–Rize, Elazığ-Trabzon maçları kadar 28.hafta oynanacak olan K.Erciyes-Elazığ maçı düğümü çözecek gibi gözüküyor.
Alt tarafta can havlinde olan bütün takımlarımızın şimdi yapması gereken tek şey kalan haftalarda takım karakterlerini ortaya koymak! Gerek sezon başı yapılan kadrolar, gerek devre arası yapılan transferler hayatta kalabilmek adına yapıldı. Sezon sonunda hangi takım düşerse düşsün; “İyi kadrosu vardı yazık oldu” diyeceğiz mutlaka. Ama şunu göz ardı etmemek gerek; kağıt üzerinde ne kadar iyi kadrolar yapılırsa yapılsın, aynı oranda oyun kalitesini yakalayamazsanız başarılı olamazsınız.
Paylaş