Paylaş
Bu süreçte kantarın topuzu kaçtı.
Hakaretleşme safhası bile aşıldı, artık küfür kıyamet gırla gidiyor.
Savunulan ne, neyi protesto ediyorduk arada unutuldu sanki. Acilen çözüme ulaşması gereken bu önemli konu da politize edildi çünkü.
Örnek, TÜRGEV Başkanı Fatmanur Altun’un yaşadıkları...
İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olduğunu açıkladığı günden beri sosyal medyada resmen linç ediliyor.
Düşüncelerine katılırsınız ya da katılmazsınız, fark etmez... Sonuçta hiçbir şey bu tür bir lincin bahanesi olamaz.
Medenice karşı çıkar, itiraz eder, tartışırsınız. Ama olay bir karalama kampanyasına dönüştüğünde, küfür yağdıranlara, hakaret edenlere sorarlar; bu sizin yaptığınız da bir tür şiddet değil mi?
“Şiddet sadece benim gibi düşünenlere uygulandığında suçtur” denebilir mi?
Karalama kampanyası
Bayramda Ukraynalı Daria Kyryliuk’un Çeşme’deki bir beach’te yaşadığı olayın detayları tartışılmaya devam ediyor. Kim suçlu kim suçsuz ortaya çıkar elbet.
Öte yandan Kyryliuk’un yaptığı sosyal medya paylaşımları, dış medyada yer bulur bulmaz Türkiye aleyhine bir karalama kampanyasına dönüştü bile.
Turist beklediğimiz zamanlarda bu tür olaylara ekstra dikkat etmemiz gerekiyor.
Ancak Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un ve ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in kadına şiddete yönelik sosyal medyada verdikleri mesajlar takdire şayandı.
Kadına şiddete karşı kararlı duruşları için alkışı hak ediyorlar.
Dünya markaları
Geçenlerde bir esnaf arkadaşımız yine isyanlardaydı...
Neymiş, Türkiye’ye giren yabancı markaların reklamı çok fazla yapılıyormuş, aslında Türk sermayesi ile açılan mekanlar ön plana çıkarılmalıymış.
Bu görüşe katılmam mümkün değil.
Neden derseniz, bu sene Bodrum’da açılan Novikov, Villa Azur gibi markalar Türkiye’nin turizm açısından bilinirliğini, popülaritesini artıracak, dolayısıyla daha üst segment turist gelecektir ülkemize.
Ben bu markaları ülkemize getirenlere, getirilmesine katkı sağlayanlara teşekkür edilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Gelelim İstanbul’daki dünya markalarına...
Onlardan biri Nişantaşı’ndaki The St. Regis İstanbul’un teras katında yer alan, iki Michelin yıldızlı dünyaca ünlü şef Wolfgang Puck’ın ikonik restoranı Spago...
Mekan bu yaz da popülerliğini koruyor.
Ben de bayramın ikinci günü oradaydım.
İçeri ateş ölçümünün ardından alındım.
Masalar arasında en az 2’şer metre bırakılmıştı, her birinde dezenfektan vardı ve tüm personel maskeliydi.
Çatal, bıçak, peçete, tuz, karabiber tek kullanımlık poşetlerde ve kağıt zarf içinde servis edildi. Menü dijital ortamda incelenebilse de isteyene tek kullanımlık geri dönüşümlü kağıt menü de veriliyordu.Yeni şef Bahadır Abul’un Spago misafirlerine özel oluşturduğu yaratıcı menüye gelince...
Wolfgang Puck’ın imzasını taşıyan füme somon pizzasından buharda Hong Kong levreğine, ızgara
kuzu sırttan baked Alaska’ya birçok lezzet var listede.
Suşi sevenler için de bir not düşeyim; suşi barı müthiş başarılı.
Tabii bu başarıda konuklarını en iyi şekilde ağırlayan Spago Genel Müdürü Deniz Zengin’in payı büyük.
Kibarlığı, efendiliği, misafirlerine gösterdiği ilgi ile alkışı hak ediyor.
Ayrıca terasta pazartesi hariç her gün canlı müzik mevcut, tabii pandemi önlemleri gereği limitli rezervasyonla.
Paylaş