Normalleşen İstanbul’dan sosyal hayat izlenimleri

İstanbul’da neler oluyor

Evet, karantina sonrası üstüne bir de cehennem sıcakları bastırınca İstanbullular olarak kendimizi dışarılara attık.
Ne var ki “sosyalleşmeye aç” kalabalık keskin bir çizgiyle ikiye ayrılmış durumda; “bilinçliler” ve “bilinçsizler” olarak...
Bilinçliler çantalarında dezenfektan, yüzlerinde maske ile gezmeye devam ediyor.
“Bilinçsizler” ise makus talihi kendilerinin yazdıklarından bihaber, maske ve sosyal mesafe hak getire dolanıp duruyorlar. Resmen hastalığa davetiye çıkarıyorlar.
İşin kötüsü ikinci grup yüzünden ilk gruptakilerin de risk oranı her geçen gün yükseliyor. İkinci gruptakilere Allah’tan akıl fikir, ilk gruptakiler ve sağlık çalışanlarına da sabır diliyorum.

Boğaz’da bir duayen

Geçen hafta Zehra ile röportaj için Bebek sahilindeki Pulihoz Grand House’da buluştuk. Defalarca önünden geçmeme ve merak etmeme rağmen görmek anca kısmet oldu.
İşletmeciliğini magazin basınının önemli isimlerinden Tayyar Işıksaçan’ın yaptığı, geniş bir bahçeye sahip Pulihoz’un Türk ve dünya mutfağından oluşan zengin bir menüsü var. Özellikle serpme kahvaltısı pek meşhurmuş, geç de olsa öğrendim.
Hafta sonları kahvaltı için mutlaka rezervasyon gerekli, zira hayli yoğun oluyormuş, benden söylemesi...

İstanbul Balıkçıları

Rumelikavağı’ndaki Kahraman ve Yeniköy’deki Arnavutköy Balıkçısı yıllardır müdavimi olduğum mekanlardı. Listeye uzun zaman önce müzik camiasının yakından tanıdığı Örfi Bilgin’in sahibi olduğu Arnavutköy’deki Barboon by Atlas Balık da eklendi.
Atlas Balık öylesine popüler ki, ne zaman gitseniz bir ünlü ile karşılaşıyorsunuz. Müdavimleri arasında Ajda Pekkan, Seda Sayan, Demet Akalın, Alişan, Bülent Ersoy, Kenan Doğulu, Orhan Gencebay gibi birçok sanatçı var.
Namını hak ediyor mu; bana sorarsanız hiç şüphesiz “evet” derim.
Ekibi profesyonel, hijyeni kusursuz, mutfağı damak çatlatan cinsten... “Ekmek mi, mersi ben almayayım” diyenleri bile yoldan çıkaran, mekanın kendi fırınından çıkma zeytinli ekmek ve tavada mısır ekmeği diyeti unutturuveriyor insana.
Başlangıçlar bir balıkçıdan bekleyeceğiniz çeşitlilik ve lezzette. Ara sıcaklarda favorim levrek dolması. Ana yemek olarak şiddetle tavsiye edeceğimse tuzda balık. Yer kalırsa mekanın kendine özel tatlıları da mutlaka denenmeli.

Yenilenen yüzüyle Bebek Otel

İş görüşmelerini yapmak için hem havadar, hem nezih hem de temiz bir ortam arayanlara da bir öneri gelsin. Benim yıllardan beri tercihim Bebek Oteli’nin terası.
Ne var ki rezervasyon yaptırmadan gittiğiniz takdirde sıkıntı yaşamanız garanti. Özellikle akşam saatlerinde çok yoğun oluyor.
Geçen hafta yine bir iş görüşmesi için Bebek’teydim. Karantina sonrası semt eski hareketli günlerine kesin dönüş yapmış.
Sanırım Lucca’nın henüz açılmamış olmasından dolayı da Bebek Oteli’ne talep iyiden iyiye artmış.
Rezervasyon yapmamama rağmen yardımcı olmak için ellerinden geleni yapan ekibi, terasın çok yoğun olduğunu ama arzu ettiğim takdirde Rooftop’ta misafir edebileceklerini söylediler.
Otelin üst katındaki Rooftop muhteşem ambiyans ve manzarasıyla gerçekten İstanbul âşıklarının görmesi gereken bir yer.
Ama gelin görün ki çıkışta keyfe gölge düştü. Güvenlik personelinin nezaketten uzak tavrı gözümden kaçmadı. Ve maalesef bu tutumu mekanın kalitesine yakıştıramadım.
Her detayla birebir ilgilenen patron Muzaffer Yıldırım’ın bu konuyla da ilgileneceğini umuyorum.

Elindeki çekirdeği yavaşça eve bırak

Olacağı buydu... Çöpünü sokağa fırlatmakta sakınca görmeyenler yüzünden, sahilde çekirdek yasağını da gördük, hayırlı uğurlu olsun.
Özellikle hafta sonları çekirdeğini kapıp sahildeki banklara sıralanan, geride çekirdek dağları bırakanlarla bir türlü başa çıkamayan Üsküdar Belediyesi, kirliliğe “dur” dedi, yasak getirdi. Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, sosyal medya paylaşımıyla Harem’den Küçüksu’ya kadar olan sahil hattında çekirdek yemenin artık resmen yasak olduğunu duyurdu.
Çevre kirliliği konusunda yaşadığımız duyarsızlık bakalım bize daha ne gibi ilginç yasaklar gösterecek.