Paylaş
◊ Müzik efsanesinin oğlusunuz. Sanat dünyasında Selami Şahin’in ayak izlerini ne kadar takip ettiniz, “Babasının oğlu” oldunuz mu?
- Hem de en büyük oğluyum. (Gülüyor) Senelerce onunla çalışma fırsatı buldum. 30 sene aynı evde yaşadım. 3 sene menajerliğini yaptım, 8 sene sahnede back vokal olarak kendisine eşlik ettim. Hem iş hem de ev arkadaşıydık. Aslında biz hep arkadaş gibiydik.
◊ Otoriter değil miydi?
- Çok öğretici bir babaydı... Ama küstürmeden... Doğru yolu bizi hiçbir zaman hayallerimize küstürmeden gösterdi.
◊ Hangi konularda fikrine önem verirsiniz?
- Öncelikle müzik konuları tabii ama onun dışında da birçok konuyu babama danışır, “Ne yapmalıyım” diye sorarım.
◊ Bir nevi bilirkişi...
- Yani... Neticede 50 yıllık bir müzik kariyeri var. Tecrübeleri bizim için çok kıymetli, çok önemli. Diğer yandan ondan aldıklarım özümü oluştursa bile kendi yolumu çizmem gerektiğini öğrendim.
DAHA MODERN BİR SELAMİ ŞAHİN
◊ Müzik çalışmalarınızı eleştirdiği oluyor mu?
- 10-12 senedir söz yazarlığı ve bestecilik de yapıyorum. Bitirdiğim her şarkıyı önce babamın beğenisine sunar, “Nasıl buldun?” diye sorarım. O da “Şu kelimenin yerine bunu mu kullansan, melodiyi böyle mi değiştirsen” diye önerilerde bulunup beni yönlendirir.
◊ “İstediğim tür” dediniz. Babanızın tarzından tamamen uzaklaştınız mı?
- Yine bu toprakların enstrümanlarını kullanıyorum ama daha modernize ve akustik altyapılarla sunuyorum. Yeni şarkımda da ud kullandım mesela. Daha modern bir Selami Şahin diye düşünebiliriz bir bakıma.
ANNEME BAKIP “YENİ SEVGİLİN Mİ” DİYE SORAN OLDU
◊ Muhtemelen anneniz Didem Hanım’la da öyledir çünkü yaş farkınız çok az...
- Evet, çok genç anne olmuş. 1970’te, daha 15’indeyken beni, 17 yaşında kardeşim Emirhan’ı doğurmuş. Ben şimdi 35’im, annemle beraber büyüdük sayılır. O yüzden gerçekten arkadaş gibiyiz. Hâlâ bir mekanda “anne” diye seslendiğimde, insanlar “nasıl yani” ifadesiyle dönüp bakıyor. (Gülüyor) Bazen beraber yemeğe çıkıyoruz, koluma takıp geziyorum, “Yeni sevgilin mi?” diye soran oluyor.
İREM’LE ÇOK GÜZEL BİR BİRLİKTELİĞİMİZ OLDU
◊ Son yıllarda özel hayatınızla çok gündeme geldiniz. Kız arkadaşlarınız da ünlü olduğundan mı?
- Ben hayatıma giren insanları ünlü ya da ünsüz olarak görmüyorum. Öyle bir şey yok.
◊ Bazı ünlüler özellikle “Sevgilim bu camiadan olmasın” der ya...
- Hiç öyle önyargılarım yok benim. Ünlü ya da ünsüz diye düşünmem, kalbime, gönlüme uygun insanla bir şeyler paylaşmak isterim.
◊ İrem Derici desem şimdi...
- İrem her şeyden önce çok iyi bir arkadaş. Ben yaşadığım ilişkileri zaten öncelikle arkadaşlık üzerine kuruyorum. Önce iyi arkadaş olmalı, birbirimizi iyi dinlemeli, birbirimize emek vermeliyiz. İrem de böyle bir kadın. Onunla çok güzel bir birlikteliğimiz oldu.
◊ Ne kadar sürmüştü beraberliğiniz?
- 1 sene kadar sürdü diye hatırlıyorum. Güzel zamanlarımız oldu, güzel hatırlıyoruz birbirimizi.
DİDEM’LE HÂLÂ GÖRÜŞÜYORUZ
◊ Sonrasında Didem Soydan...
- Evet, Didem’le 6-7 ay süren beraberliğimiz oldu. Onunla da dostane bir şekilde yollarımızı ayırdık. Hâlâ görüşüyoruz. Dostluğumuz bakidir. Bir şey olsa hemen yardımına koşarım.
◊ O da aynı şeyi düşünüyor mudur acaba...
- Evet, başıma bir şey gelse onun da yardıma koşacağından eminim.
◊ Onlar hakkında konuşmak sizi rahatsız etmiyor, değil mi?
- Hayır. İkisi de dünya tatlısı. İkisi de bir dönem güzel zamanlarımı kapsayan insanlar.
◊ Lider Şahin’in başını ne döndürür?
- Dürüst olması, içinden geçen neyse dile getirmesi, yani samimiyet... Öncelikle bunları ararım ilişkide, bunlar etkiler beni. İlişkimi dostluk ve arkadaşlık temeli üzerine kurmayı tercih ediyorum. Bu daha samimi geliyor.
◊ E o zaman aşk olmuyor ki...
- Olur olur.
◊ Özetle, sizin dikkatinizi çekmek isteyen birinin önce dostluğunuzu kazanması lazım.
- Aynen öyle. Benim için süreç o şekilde ilerliyor.
“BU SIRALAMAYA GÖRE ŞİMDİ EMİRHAN’LA ÇIKMAN LAZIM”
◊ “Güzellik önemli değil” demeyin şimdi...
- İnsan güzellik arar, güzellik ister tabii ki. Ama ben daha çok insanların kişiliğine, yüreğine sarılan, oradan duygusal bağ kuran bir insanım. Göreceli kavramlara o kadar da bağlı değilimdir.
◊ 3 yıldır Çeşme’de Cove adlı bir mekan işletiyorsunuz. Kardeşlerinizlesiniz değil mi?
- Evet. Biz üç kardeşiz. Emirhan, Meryem İrem ve ben. Hepimiz buradayız. Bir de ortağımız var; Gökhan Kali.
◊ Kardeşlerinizle aranız nasıl?
- Çok iyi. Styling’imi Meryem İrem yapar ama kendisi aslında gastronomi mezunu ve şu anda Cove mutfağı da ondan soruluyor.
◊ Annenizin adı Didem... Didem Soydan’la beraberlik yaşamıştınız. Kız kardeşinizin adı İrem. O da İrem Derici’yi aklıma getirdi.
- Büyük tesadüf. Bu konuyla ilgili bir tweet’e rastlamıştım, “Bu sıralamaya göre şimdi Emirhan’la çıkması lazım” demişler.
EVLİLİK ODAKLI DEĞİLİM
◊ Evlenmeyi düşünmüyor musunuz?
- Bu her şeyden önce kısmet işi ama gencim, daha yapacak çok işim var. Haftanın 5-6 günü gece en geç 11-12’de yatar, sabah erkenden kalkar, 7 gibi sporumu yapıp sonra işletmeyse işletmeye ya da stüdyoya giderim. Yani iş odaklı bir hayatım var. En azından şu an için evlilik odaklı değilim.
◊ Doğru kadın karşınıza çıkıverirse...
- Bilmem ki, karşıma öyle biri çıkar ki bir anda kararım değişebilir yani. Ama şu ana kadar çıkmadı. Çok da o enerjiyi yaymıyor olabilirim. Ya da o enerjiyi bekliyorumdur. (Gülüyor)
HEMEN HEMEN HER GÜN DENETİMDEN GEÇİYORUZ
◊ Çeşme çok kalabalık ve korona unutulmuş görünüyor...
- Cove adına konuşayım, her gün zabıta ve polis ekipleri geliyor. Her gün denetimdeyiz.
◊ Bu denetim sıklığından rahatsızlık duyuyor musunuz?
- Niye rahatsızlık duyalım ki? Ayrıca biz açıldığımız 1 Temmuz tarihinden beri denetimle ilgili sıkıntı yaşamadık, denetime takılmadık. Tedbirlerle ilgili herhangi bir taviz verilmesi söz konusu olamaz.
O yüzden de denetime geliyorlar, teşekkür edip gidiyorlar her defasında.
Hatta İzmir Emniyet Müdürümüz bizzat denetime geldi, denetimden sonra teşekkür edip gitti.
Bizim avantajımız, tesisimiz büyük ve insanları belli aralıklarda misafir edebiliyoruz. Ama bazı küçük işletmeler, diyelim ki 250 kişilik yerler, sezon iyice kısaldığı için yükleme yapabiliyor, “Alayım bütün misafirleri” diyebiliyor.
◊ Geçen sene Cove’un içinde Gala adlı bir canlı müzik mekanı da vardı. Şu pandemi kabusundan uyanabilirsek, o projeyi yeniden hayata geçirmeyi düşünüyor musunuz?
- Ben fuarlarda, kulislerde büyüdüm. Fuar ve gazino dönemlerini yaşadığım için hep “İleride inşallah böyle bir marka yaratırız” diyordum.
Cove hayatımıza girdikten sonra Emirhan’la konuştuk, “Niye böyle bir açık hava gazinosu yapmıyoruz” dedik.
Ve geçen sene Cove’un içinde Gala Aya Yorgi isminde bir yer açıp 13 haftalık bir konser serisi yaptık. Gala ömrünü tamamlamış bir iş değil, sadece pandemi bizi durdurdu. Ama önümüzdeki sezonla ilgili sürprizlerimiz var, Gala’yı İstanbul’a açmak gibi.
BABAMIN PLAKLARINI TEMİZLEYEREK BÜYÜDÜM
◊ İlk gençliğinizde babanızdan başka sanatçı dinler miydiniz?
- Babamın müthiş bir müzik arşivi var. Verdiği her şarkıyı, şarkısının olduğu her plağı alıp saklamış. O plakları topladık, sentetik fırçalarla temizleyip kılıflarına koyduk. Arşivle birebir ilgilenen de bendim. Plakları temizleyerek büyüdüm. Temizlerken bir yandan da dinliyordum. Bülent Ersoy’u, ardından Allah rahmet eylesin Adnan Şenses’i, Ferdi Özbeğen’i, Kibariye’yi.
◊ Peki en beğendiğiniz ses hangisiydi? Selami Şahin dışında...
- Gülistan Okan var, bilir misiniz? 80’lerde birkaç plak çıkardı, üç-dört tane 45’liği var sadece ama onun sesi bana büyüleyici gelirdi. Şimdi Bodrum-Bitez’de yaşıyor. 3 sene önce Bodrum’a geldiğimde tanıştım. Onun dışında Kibariye’nin sesi çok etkilerdi beni.
◊ İrem Derici...
- O yeni... O çok yeni. (Gülüyor)
◊ O müziklerden, 80’lerden ne kadar etkilendiniz?
- Müziğime yansıyor bunlar tabii. Gözümün önünde “Özledim”ler yazıldı, “Ben Sevdalı Sen Belalı”lar yazıldı.
◊ “Özledim” nasıl bir şarkıdır ama...
- Özleyince yazıyorsun işte.
◊ Kime yazılmış o şarkı?
- Anneme. Bir gün tartışmış, yatakları ayırmışlar. Babam diyor ki “Sabah bir kalktım, annen yanımda değil”, o an öyle kötü olmuş ki hemen başlamış yazmaya.
Paylaş