Paylaş
GEÇENLERDE bir öğle yemeğinde Hıncal Uluç’la buluştuk. Sohbet yemek üzerine gelişti. Hıncal bu konuda sabıkalı. Paris’in en lüks restoranında çok pişmiş ızgara et ve yanında da kola istediği anlatılır. Bir kere bana misafir olduğunda unutup yemeklerin tümünü -aklımca ikram olsun diye- deniz ürünlerinden yapmıştım da yıllarca bunu acı bir biçimde hatırlatıp durdu. Bundan hala vazgeçmiş de değil. Ama öyle iyi, öyle altın kalpli ve gerçek bir dostttur ki, hiçbir eleştirisi bende alınganlığa yol açmaz. Hıncal’ı tanımış ve onun dostları arasına katılmış olmayı hayatımın en güzel rastlantılarından biri sayarım.
Biraz da bu duyguların etkisiyle, bana restoran önermesini garipsemedim. Söylediği yer, Kilisli diye bir lokanta. Neredeyse İstanbul’un dışında bir yer. Tarif etti, çıkartamadım. Üstelik o zaman arabam da yok. 'Cumartesi gelip seni alayım, beraber gidelim' dedi.
Geldi, beni aldı ve gittik. Daha doğrusu, Julius Sezar’ı taklit ederek söyleyecek olursak, 'gittik, yedik, keyiften kendimizden geçtik.' Bundan iyisi de can sağlığı!
Müthiş Yemekler
Kapıda müthiş bir karşılama. Herkes çevremizde pervane. Masada Hıncal’ın dostları var. Cümbür cemaat yemeklere giriştik. Sipariş falan hak getire. Hıncal herşeyden getirilmesini istiyor. Azar azar tadıyoruz ama, yolun yarısında şişmeye başladım. Karım duymasın ama, yine de sonuna kadar her şeyden tattım.
Kilisli’nin güzel yanı, sadece kebap yapmaması. Kebabın alası da var. Ancak asıl ağırlık ev işi tencere yemeklerinde. Bir ara beni patron aşağıya mutfağa götürdü. Her yer pırıl pırıl. Bir yerde kebapçılar çalışıyor. Öte tarafta ise ev kadınları başlarını çatmışlar, maltız üzerindeki tencerelere kepçe sallamaktalar.
Hıncal, Kilis’in il olmasından bu yana, 'Antepliyim' demeyi kesmiş. Şimdi memleketini adlı adınca söylüyor, 'Kilisliyim' diyor. Gerçekten de bu iki kent arasında, coğrafi yakınlığa rağmen, en azından mutfak açısından ciddi farklar var. Kilis yemekleri bir harika.
Teşekkür ve Öneri
Bu restoranı kurup işletmeyi öneren Hıncal’a, bu fikre sarılan ve hayata geçiren patron Mehmet Şahiner’e ve bu projeyi canla başla çalışarak yürüten bütün mutfak ve servis personeline binlerce teşekkür.
Kilisliler, bu yere sahip çıkmak önce size düşüyor. Sonra da sözüm ağzının tadını bilen kişiler olarak etrafta salınan İstanbullulara. Burayı mutlaka keşfedilecek yerler listesine alın. İnanın asla pişman olmayacaksınız.
Toprakbank'tan açıklama
SANAT Turu başlıklı yazınızda Toprakbank Sanat Galerisi'nin hafta sonları, cumartesi ve pazar günü, açık olmamasını haklı olarak eleştirmektesiniz. daha önce de bu konuda aldığımız tepkiler nedeniyle galerimizi cumartesi günleri saat 10.00 ila 13.00 arasında açık tutma kararını almış ve nisan ayında uygulamaya geçmiş bulunmaktayız. Eylül ayından itibaren cumartesi tam gün açık olacaktır.
Galerimiz Toprak Grubu şirketlerin bulunduğu iş yerinde yer aldığından ve güvenlik gerekçesiyle kısa bir süre için pazar günleri sanatsever dostlarımızın ziyaretine açamıyoruz. Ancak, yakın bir tarihte alacağımız yeni önlemlerle kapılarınızı pazar günleri açık tutma olanağına kavuşacağız.
İlgi, katkı ve uyarılarınız için teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.
Paylaş