Paylaş
Geçenlerde Ataköy Marina’da Yat Kulübü’nün davetine katıldım.
Davet hem kulübün başkanı hem de Ataköy Marina’nın genel müdürü ve yönetim kurulu başkanı Sedat Altunay ve eşinden geldi.
Gece boyunca karadaki yaşama kendilerini uydurmaya çalışan denizcilerle birlikte oldum. Çok farklı bir dünyada soluk aldım. İyot kokusunu ciğerlerimde hissettim. Kulaklarımda dalgaların sesi yankılandı.
Denizciler bir başka türden insanlar. Zarafet ve nezaket sanki vazgeçilmez bir yanları. Bunu biraz da düzen ve disiplin duygusuyla pekiştirmişler. Çünkü deniz dıştan bakıldığında ne kadar sessiz ve sakin görünürse görünsün, aslında sert ve acımasız olabileceğini en iyi denizciler biliyor. O yüzden tedbiri asla elden bırakmıyorlar, disiplin ve düzeni hayatlarının ayrılmaz bir ilkesine dönüştürüyorlar. Böylece ortaya müthiş zarif, çok iyi eğitilmiş, ama aynı ölçüde de disiplinli insanlar çıkıyor.
Daha davetin başlangıcında dikkatimi çeken şey, marina girişindeki görevlilerin ciddiyeti, intizamı, güleryüzü ve yardımcı olmaya çalışmalarındaki candan tutumdu. Aynı güleryüzü ve içten ilgiyi davetin verildiği binanın girişinden itibaren de görmek mümkündü. İşin etkileyici yanı şu: Onlar bu tutumlarında inanılmaz bir doğallık sergiliyorlar.
Davetteki tanıdıklar
Davette kimseyi tanımadığımı sanmam hata olmuş. Doluca Şaraplarının genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi Murat Oral eşiyle birlikte ilk gözüme çarpanlardı. Karşılaşmamızı birer kadeh şarapla kutladık. Meğer Murat Bey’in uzun bir denizcilik geçmişi varmış ve Ataköy Marina’da bir teknesi bağlıymış.
O sırada yanıma tanıdık bir başkasının yaklaştığını görünce çok sevindim. Park Kemer Marina’nın genel müdürü Hasan Kaçmaz kışları demek İstanbul’a gelmeyi ihmal etmiyor.
Tanıdık başka simalar ararken birden Oramiral Nejat Tümer’i gördüm. Çevresinde denizciler toplanmıştı. Başı elbette Donanma Komutanı Oramiral İlhami Erdil çekiyordu. İlhami Paşa’nın yanısıra Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Yalçın Ertuna, Mayın Filosu Komutanı Tümamiral Mustafa Özbey, Hücumbot Filosu Komutanı Tümamiral Taner Ezgü, Gölcük Deniz Ana Üs. Komutanı Tuğamiral Taner Balkış, Gölcük Tersanesi Komutanı Tuğamiral Ersin Güler ve Kd. Deniz Kurmay Albay Yavuz Kiper geceye Deniz Kuvvetleri’nden katılanlar arasındaydı.
Suşi ve Saşimiler
Kokteylden yemeğe geçilince büyük bir sürprizle karşılaştım. Sofraya suşi ve saşimiler konmuştu. Sedat Altunay Hürriyet’teki Japon mutfağı üzerine yazımı okuduktan sonra mönüye bunların eklenmesini istemiş.
İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden genç bir bilim adamımız, Bülent Topaloğlu da bu hazırlığı üstlenmiş. Topaloğlu bana suşi ve saşimi yapımını Japonya’da kaldığı yıllarda öğrendiğini ve her iki yemeği de çok sevdiğini anlattı. Bu da yaptığı suşi ve saşimilerin güzelliğinden belliydi.
Yeri gelmişken yemeğin çok lezzetli olduğunu söyleyeyim. Çin böreği harikaydı. Ama ben yine de denizcilerin toplantısında sunulan balığın denizin yalınlığını gösterecek bir biçimde olmasını tercih ederdim. O karmaşık soslar, rokoko garnitürler daha çok kara insanlarına özgü ayrıntılar.
TÜDAV ve Deniztemiz
Bu arada gözüm Devrim Burçak’a takıldı. Sordum, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’ndaki çalışmalarını söylediler. Vakıf zaten neredeyse tam kadro davetteydi.
Deniztemiz derneğinden Yılmaz Dağcı da davette rastladıklarım arasındaydı. Yılmaz Bey beni görünce, 'bizim sesimizi duyurun' dedi. Böyle bir faaliyet nasıl olur da duyurulmaz Yılmaz Bey?
Davetin bir nedeni de, yeni üyelerin tekris töreniydi. Ferit Ferhangil, Murat Oral, Kemal Ayata, Ali Arman (komşum, sütundaşım Ayşe Arman’ın amcası) ve bir çift, Nazlı Nilüfer ve Veli Ergin İmre çifti, Ataköy Marina Yacht Club’e üye olarak kabul edildiler.
Bu tür törenlere çok katıldım. Yine de yapılışındaki törensel yan beni etkiledi.
Uzaklar‘dan haberler
Masada yanımda Uzaklar teknesinin sahipleri Zuhal ve Osman Atasoy vardı. Osman Atasoy dünyanın dört bir yanındaki maceralarını tatlı tatlı anlattı. Tam yerinde bir haber: Zuhal ve Osman Atasoy Uzaklar ile çok yakında 'vira bismillah' diyecekler. Dünyayı bir kere daha çepeçevre dolaşmaya kararlılar. Ben galiba bunun nedenini de anladım. Çünkü Osman Atasoy karada sallanıp durduğunu söylüyor. Yani ayakları karaya sağlam basmıyor. Üstelik geceleri de deniz yatağını beşik gibi sallamazsa rahat uyuyamıyormuş. Şaka değil, ciddi!
Denizcilerin Zarafeti
Yazının başında denizcilerin zarafetinden söz etmiştim. Onun bir örneğini davetin sonunda gözledim. Davet boyunca yemekleri harika bir müzik eşliğinde yedik. Bütün komutanlar ise çıkışta tek tek müzisyenlere teşekkür etti. Bunun sanatçıları ne kadar sevindirdiğini gözlerindeki pırıltıdan anladım
Paylaş