Paylaş
Adı İlhan Aslan. Elektrikçi. Esenyurt'taki küçücük dükkánında çoluğunun çocuğunun nafakasını çıkarmak için namusuyla, çalışan küçük bir esnaf.
Telefonda ağlamaklı, anlatmaya çalışıyor:
‘‘Sabah erkenden sandığa gittim. Kapalı bölmeye geçtiğimde Baykal'a öfke doluydum. Mührü ‘Altı ok'un altına basarken Baykal'a ‘Bu oyu hak etmedin ama kerhen veriyorum. Ne yapayım elim başka yere gitmiyor' dedim.’’
Sonra orada burada oyalanmış ama içi hiç de rahat değilmiş. Ters bir şeyler olacağına dair gün boyu yüreğinde bir kuşku varmış.
Akşam eve gidip televizyonun karşısına geçmiş.
‘‘Gözümü kırpmadan sabaha kadar bekledik TV'nin karşısında. İçim kan ağlayarak CHP'nin yıkılışını izledim. Sabah korktuğum başıma geldi. Perişan oldum. Duramadım evde, fırladım sokağa.’’
Doğru belediyenin önüne gitmiş. Bakmış ki orada kalabalık var. Belediyeyi kazandıklarını anlamış .
Ama sevinememiş. Herkesin elinde ‘‘Altı ok’’lu bayraklar, hüzünlü bir kutlama varmış.
Biraz sonra Gürbüz Çapan çıkmış balkona. O da üzgün. Onun da ağzını bıçak açmıyor, yeniden seçilmesine bile sevinemiyor.
Hepsine teşekkür etmiş. O sırada çocuklardan biri meydandaki Atatürk heykeline tırmanıp elindeki ‘‘Altı ok’’lu bayrağı oraya asmış.
‘‘Bu manzarayı görünce kendimizi tutamadık. Gözyaşlarımızı koyverdik gitti.’’
* * *
Seçimin ertesi günü...
İzmir CHP il merkezinde ölüm sessizliği var.
İl Başkanı Selçuk Ayhan arkadaşlarıyla oturmuş seçim sonuçlarını değerlendiriyor.
Odada büyük bir hüzün yaşanıyor.
Hepsi dededen, babadan partili olan bu insanlar Atatürk'ün, İnönü'nün emanetini koruyamamanın ezikliği ve yıkılmışlığı içindeler.
Tam bu sırada odanın kapısı açılıyor ve içeri genç bir kız giriyor.
Kararlı bir sesle, ‘‘Adım Özlem Demirtaş. 25 yaşındayım. CHP'ye üye olmak istiyorum’’ diyor.
Odadakiler şaşırıyor.
Hayretle genç kızın suratına bakıyorlar. O devam ediyor:
‘‘Barajı aşıp aşmamak önemli değil... CHP benim partim. Ölünceye kadar da CHP'li kalacağım.’’
Selçuk Ayhan'la birlikte odada bulunanlar genç kızın bu sözleri karşısında gözyaşlarını tutamıyorlar.
Neden sonra İl Başkanı kendini topluyor, ayağa kalkıp genç kızın yakasına ‘‘Altı ok’’lu rozeti takıyor ve kaydını yaptırıyor.
Genç kız mutlu bir şekilde partiden ayrılıyor.
* * *
CHP Genel Merkezi... Günlerden perşembe...
Parti Meclisi 11.45'te toplanıyor. Genel Başkan Baykal'ın yeri boş.
Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi elindeki káğıdı açıp üzüntülü bir ses tonuyla okuyor:
‘‘CHP Genel Sekreterliğine,
CHP Genel Başkanlığından istifa ediyorum. Gereğinin yapılmasını bilgilerinize sunarım.
Deniz Baykal.’’
Selvi, istifanın yürürlüğe konduğunu üyelere duyuruyor.
Haber genel merkeze yayılıyor.
Personel ve Deniz Baykal'ın yıllardan beri şoförlüğünü yapan Mehmet Çakırgöl gözyaşlarını tutamayarak ağlıyor.
Ne dersiniz,
‘‘Laikliği ödünsüz savunan ve hiçbir zaman din tüccarlığı yapmayan, cumhuriyet ilkelerinin koruyucusu, demokratik rejimin güvencesi olan...’’
CHP'ye yazık olmadı mı?
Paylaş