HEM toplum, hem de bireyler olarak "ortak akıl"ı kullanmayı sevmiyoruz.
Ondan yararlanmayı da beceremiyoruz.
Onun için kalkınmış ülkeler ligine yükselemiyoruz.
Türkiye uçağını tam kalkış durumuna getiriyoruz ama bir türlü uçuramıyoruz.
Ya lastik patlıyor, ya da pilotlar son hareketi yapamıyorlar.
Bu yüzden yıllardır kalkınmakta olan ülkeler sınıfından kurtulamıyoruz.
Atatürk’ün gösterdiği uygarlık savaşını kazanamıyoruz.
Kazanamıyoruz çünkü "ortak akıl"da buluşamadığımız için bilgi çağında dinci bir partiyi iktidara getiriyoruz.
Ülkenin yönetimini tarikatlara bırakıyoruz.
* * *
Bunları, Türkiye’nin ünlü sanayicilerinden Kamil Yazıcı’nın "Ortak Akıl" adlı kitabında topladığı anılarını okurken düşündüm.
Kamil Yazıcı, babasının bakkal dükkánında çırak olarak başladığı iş yaşamında "ortak akıl"ı kullanarak zirveye çıkmış.
Şöyle diyor ünlü işadamı:
"1950 yılında ortak akıl, iş hayatımın rehberi oldu.Değerli ortağım Sayın İzzet Özilhan’la kurduğumuz iş ortaklığı, yarım asır boyunca ’ortak akıl’la yönetildi ve bugünkü noktaya geldi."
* * *
Ben, Kamil Yazıcı’yı tanımam. Bir kez ortak bir dostumuzun evindeki yemekte birkaç dakika sohbet ettik. Hepsi o kadar.
Ama Kamil Yazıcı’yı dürüst, yürekli, mert, sözünün eri, saygın bir insan olarak bilirim.
O nedenle kendisine uzaktan da olsa büyük yakınlık duyarım.
Yıllar önce iktidar, sert muhalefet yapan Cumhuriyet Gazetesi’ne ilan vermemeleri için işadamlarına baskı yapar.
Kamil Yazıcı bu baskılara aldırmaz ve Cumhuriyet’e "Okuduğum gazetenin ölmesini istemem diyerek" ilan vermeye devam eder.
Turgut Özal 1983 yılında iktidara gelir gelmez bira satışına bazı yasaklar getirir.
Bu, Efes’in sahibi olan Anadolu Grubu’nu zor duruma sokar. Çünkü akılda hayalde böyle bir yasaklama kararı yoktur.
Grup, bira için dev yatırımlara girişmiş ve bankalardan büyük krediler almıştır.
Yasakla birlikte satışlar düşünce bankalara yapılması gereken ödemeler aksar.
Grup zor durumda kalır. Kamil Yazıcı yöneticilere şu talimatı verir:
"Bana, sadece geçinecek kadar para kalsın.Ama borçlarımız ödensin."
Kamil Yazıcı o zor günlerde ortağı İzzet Özilhan’la birlikte mali işler koordinatörüne de şu talimatı verir:
"Bizim için namus esastır.Her şeyi satabilirsiniz.Hatta Erciyas Biracılık’ı bile satabilirsiniz.Yeter ki itibarımızı koruyalım."
Grup bu krizden küçülerek çıkar. Sonra yeniden daha hızlı büyür.
Kamil Yazıcı bugün geldikleri noktayı şöyle özetliyor:
"Yurtiçi ve yurtdışı bira operasyonlarında Balkanlar’dan Kafkasya’ya ve Orta Asya’ya kadar olan Avrasya coğrafyasında ’Efes’ adını dünya markası yaptık."
İşte "Ortak Akıl" kitabından seçtiklerimiz böyle.
İş dünyasında ve dostları arasında "Kamil Ağa" olarak anılan ünlü işadamı, bu unvanı fazlasıyla hak etmiş, "ortak aklı" kullanmayı beceren, hoşgörülü, gönlü zengin bir insandır.
Bu anılar, saygın bir insanın yaşam felsefesinin özünü içeriyor.
Gençlere rehberlik ediyor, onlara başarı yollarını gösteriyor.
Hepsinden önemlisi de, gençlerden bu ülkenin çocuğu olmanın yükümlülüğünü yerine getirmelerini istiyor.