Umut hep Kaf Dağı’nın ardında olacak değil ya...

POPSTAR Alaturka yarışmasını kazanan Hasret’in sözleri hem hüznü, hem de sevinci içeriyordu.

Kanallar arasında dolaşırken final gecesi yanık sesiyle söylediği parçayı dinlemiştim.

Ertesi gün birinci olduğunu öğrendim.

Yarışmadan birkaç gün sonra çıkan o söyleşide, çok küçük yaşlarda babasız kaldığı, annesi ve ablasıyla yoksulluk içinde yaşadığı anlatılıyordu.

100 bin YTL kazanmıştı. Bu para, yaşamları boyunca ellerine geçmesi olanaksız bir servetti.

"Bu para, bazılarının gözünde çok küçük olabilir, ama bizim gibi insanların gözünde büyük bir umut ışığı. Bir ev alacağız, gerisini de eğitimime harcayacağım" diyordu.

Gazetenin başlığı gibi, "Popstar Hasret’in yaşam öyküsü, Yeşilçam filmlerini aratmıyor".

Hasret artık yoksulların Sinderella’sı (Prensle evlenen yoksul bir masal kahramanı).

Bugün ülkemizde milyonlarca yoksul gepgenç insan, Hasret olabilmenin umuduyla yaşıyor.

* * *

Sinderella’
lar yalnız bizim toplumumuza özgü değil.

Hasret olayından sonra televizyonda Sinderella Adam adlı filmi izledim.

Film, Amerika’daki 1929 krizinin hemen sonrasında geçiyordu.

İşsizlik, açlık ve sefaletin perişan ettiği milyonların yanında bir eli yağda bir eli balda görkemli yaşam sürenlerin duyarsızlığı, acımasızlığı çarpıcı bir şekilde anlatılıyordu.

Film, boksör Jimmy J. Braddock’un yaşamıydı.

Boksörü ünlü aktör Russell Crowe canlandırıyor.

O karanlık, o acı dönemde Braddock, karısı ve üç çocuğu ile yoksulluğun içine yuvarlanıyor.

Bir maçta eli kırılıyor, ama eve ekmek götürebilmek için bunu gizliyor ve maç yapıyor.

Kaçamak dövüştüğü için maç yapması yasaklanıyor. Çaresiz doklarda hamallık yapıyor. Ancak o kadar az para kazanıyor ki, çocuklarını doyuramıyor.

Faturaları ödeyemediği için oturduğu bodrum katının gaz ve elektriği kesiliyor.

Açlığa bir de dondurucu soğuk eklenince çaresiz kalan onurlu ve gururlu Braddock, kahrolarak boks dünyasındaki arkadaşlarından ihtiyacı olan 44 doları dileniyor.

* * *

Ancak toplaya toplaya üç beş dolar toplayabiliyor. Sonra parayı bir arkadaşı tamamlıyor.

Bir gün mucize oluyor ve bir organizatör onun dövüşmesi için izin çıkarıyor.

Aslında organizatör de perişan durumdadır. Braddock onun da son umududur.

Braddock yaşama karşı duyduğu öfkeyle güçlü rakibine saldırıyor ve onu perişan ediyor.

İçindeki öfkenin balyoz haline getirdiği yumruklarıyla önüne çıkanı yere seriyor.

Bu inanılmaz başarılar, Braddock’u milyonlarca yoksul ve aç insanın umudu haline getiriyor.

Bütün yoksul insanlar, radyo başında ona dua ediyorlar.

Sonunda mucize gerçekleşiyor ve Braddock, boks otoritelerinin bir raunt bile dayanamaz dedikleri dünya şampiyonunu yenip yeni dünya şampiyonu oluyor.
Yazarın Tüm Yazıları