DÜN manşetten verdiğimiz haberde "ulema"dan Süleyman Hoca’nın desteksiz atışlarını okumuşsunuzdur.
Arkadaşımız Fatma Aksu’nun haberini okumamış olanlar için olayı kısaca özetleyelim.
İlahiyat Profesörü Süleyman Uludağ,"Sufi Gözüyle Kadın" adlı kitabında bazı İslam büyüklerinin, şeyhlerin cinsel açıdan ne kadar güçlü olduklarını ballandıra ballandıra anlatıyor.
Çarpıcı örnekler de veriyor.
80 yaşında olan bir şeyhin bir gecede 60 kez ilişkiye girdiğini, 120 yaşında olan bir başkasının bir kızın bekáretini "izale" ettiğini yazıyor.
Kitabında bunun gibi pek çok örnekler veren Süleyman Hoca bizim arkadaşlarımıza "Bunları ben de başka kitaplardan aldım" demiş.
Anımsarsınız, Başbakan Erdoğan AİHM’nin verdiği bir türban kararından sonra çok kızmış "Sen buna karar veremezsin, ulema karar verir" demişti.
Eğer Erdoğan’ın karar vermesini istediği "ulema" da ilahiyat Profesörü Süleyman Uludağ gibi atıyorsa yandık demektir.
Biliyorsunuz Başbakan’ın "ulema" ile ilgili bu sözleri Başsavcı’nın iddianamesinde de yer aldı.
AKP savunmasında bu konuda şöyle deniliyor:
"Bu sözler, hukuk devletinde adil yargılamanın önemli bir unsuru olan ’bilirkişilik’ bağlamında değerlendirilmelidir."
Bu müthiş savunma için AKP hukukçularını gerçekten kutlamak gerekir.
* * *
"Uluma"dan neler çekiyoruz neler...
Beykoz Çavuşbaşı’nda Mahmut Hoca’nın villalarının resmini çekiyor diye Vatan Gazetesi muhabirleri az daha cemaat mensupları tarafından linç ediliyordu.
Gazetecileri döven saldırganlar yakalandı ancak savcı tarafından serbest bırakıldı.
Önceki günkü Vatan’da bu saldırganların fotoğrafları vardı.
O fotoğrafları Türkiye üzerinde durmadan ahkám kesip ileri geri konuşan Olli Rehn’in görmesi gerekirdi.
O zaman belki Türkiye’deki geriye gidiş konusunda beliren duyarlılık ve endişelerle ilgili olarak kafasında pırıltılar belirebilirdi.
Olli Rehn’e Türkiye hakkında akıl verenler kendisini Çarşamba’ya ve yeni yeni Çarşamba olma yolunda ilerleyen Çavuşbaşı’na götürseler de adam oraları bir görse.
Hepsi çember sakallı ve takkeli, saçları kısacık. Üzerlerinde uzun cüppeler, şalvar gibi bol pantolonlar var.
İçlerinden biri bu fotoğrafı çeken gazeteci arkadaşı tehdit ediyor:
"Yeter, artık fotoğraf çekmeyin.Arkadaşınızı dövenler işlerini tam olarak yapmamışlar.Dinimize, hocamıza saldıranların boğazlarını kesmeleri gerekirdi."
* * *
AKP iktidarında sosyal yaşamın uygarlık sınırlarının giderek daraldığı tartışma götürmez bir gerçek.
Örneğin bir istatistiğe göre Türkiye’de içki servisi yapan lokantaların sayısında yüzde 10’uk bir düşme olmuş.
Bu yüzdenin çok daha yüksek olduğunu sanıyorum.
Anadolu kentlerinde hemen hemen içki servisi yapan lokanta kalmadı gibi.
Bunun son tanığı da AKP iktidarını yürekten destekleyen Prof. Dr. Eser Karakaş dostumuz.
Konya’da yaşadıklarından sonra yazdığı yazıda karşılaştığı dayatmayı anlatırken "İnsanın kafası karışıyor" diyor.
Eminim Olli Rehn de biraz dolaşsa profesör dostumuz Eser Karakaş gibi onun da kafası karışır.