Türkiye’de kimse kimseyi sevmez oldu

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün cımbızla bulup seçtiği YÖK Başkanı tam anlamıyla eksantrik bir insan.

Kimliğine bakarsanız profesör.

Yani bilim adamı.

Anayasa değişikliğinin ilk gününde üniversite rektörlerini, yani meslektaşlarını düpedüz tehdit eden bir bilim adamı.

Prof. Yusuf Ziya Özcan yaptığı açıklamada rektörlere şu uyarılarda bulundu:

"Cumhuriyetin temel nitelikleri kişi hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına gerekçe gösterilemez... Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kararlarına dayanarak uygulama yapmayın."

YÖK Başkanı bu açıklamasıyla Cumhuriyet ilkelerini takmadığını, hukuku yok saydığını ortaya koydu.

Bu açıklama için ne diyeceksiniz?

Söz burada bitiyor.

Cumhuriyet’in temel niteliklerini ve hukuku bir kenara iten ve bunlara uyan rektörleri suçlu sayacağını söyleyen bir YÖK başkanı...

İşte Cumhurbaşkanı’nın ve AKP’nin üniversitelerin başına seçtiği kişi.

Maliye Bakanı Unakıtan "YÖK Başkanı çok güzel şeyler söylüyor" diyen bürokratına boşuna "İsterse söylemesin" demedi.

* * *

Bu hükümet her konuda olduğu gibi türban olayını da yüzüne gözüne bulaştırmayı başardı.

Devletin sadece nutuk atarak yönetilemeyeceğini belki bir gün öğrenecekler.

Ama o zamana kadar da devleti perişan edecekler.

Anayasa’yı değiştirilemeyecek maddelerine aldırmadan değiştiriyorsun ama hangi kıyafetlerle üniversitelere girilebileceğini kanunla belirlemiyorsun.

Sorun ortada kalıyor.

Sonra da YÖK Başkanı’na "Rektörlere baskı yap, türbanlı öğrencileri içeri alsın" diye emir veriyorsun.

Adam da bilim adamlığını filan bir kenara bırakıyor, "Emredersiniz" diyor ve rektörlere emirler yağdırıyor.

Onlardan Cumhuriyet’in temel niteliklerini göz ardı etmelerini, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamalarını istiyor.

* * *

Şimdi rektörler YÖK Başkanı’na uysa ve kapıları arkasına kadar açsalar neler olabileceğini düşünebiliyor musunuz?

Bugün, anayasa değişikliğine göre isteyen istediği kıyafetle üniversitelere girebilir.

Yani çarşaflısı, peçelisi, burkalısı, sarıklısı, mini eteklisi, şortlusu, hatta mayolusu...

İsterlerse üniversiteye girebilir mi?

Bal gibi girer.

Çünkü anayasa değişikliğine göre, giyim kuşamı nedeniyle kimsenin eğitim hakkı engellenemez.

Hiç kuşkunuz olmasın ki üniversitelerdeki huzur sona erecek. Bilim kurumlarımızda kavgalı günlere yeniden dönülecek.

Kamplara ayrılan öğrenciler birbirlerinin boğazına sarılacak.

İşte bu kafayla ülkeyi yönetirseniz, "bizim sözümüzden çıkmayan bir YÖK başkanı" arayıp bulursanız, bu tür gelişmeler kaçınılmaz olur.

Bilim yuvalarını terör yuvaları haline getirirsiniz.

Biz meslek yaşamımızda bunları defalarca yaşadık.

Acı ve düşündürücü olan şu:

AKP iktidarında Türkiye "onlar" ve "biz" diye ikiye bölündü, kimse kimseyi sevmez hale getirildi.
Yazarın Tüm Yazıları