Türk işadamının girişimiyle Üsküp'te Güneydoğu Avrupa Zirvesi
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ÜSKÜP
DOKUZ ülkenin devlet başkanları, başbakanları, bakanları ya da milletvekilleriyle temsil edildiği Balkanlar için çok önemli olan bu zirve ilk kez yapılıyor.
Böyle bir zirvenin bir Türk işadamının girişimiyle gerçekleşmesi, Türkiye'nin bölgede, eğer istenirse ne kadar büyük ağırlığa sahip olduğunun göstergesidir.
Bu işadamı, Üsküp'te doğmuş olan Şarık Tara'dır.
Tara, 12 yaşına kadar bu kentte yaşamış, İkinci Dünya Savaşı'nın yarattığı sıkıntılar nedeniyle Türk diplomatları tarafından sağlanan bir Bulgar pasaportuyla Türkiye'ye göç etmiş.
Üsküp'te büyük varlığa sahip olan aile, mallarını mülklerini buralarda bırakmak zorunda kalınca Türkiye'de sıkıntılar içine düşmüş.
Genç Şarık, bir yandan okumak, bir yandan da çalışmak zorunda kalmış.
İstanbul Teknik Üniversitesi'ni bitirdikten sonra çeşitli yerlerde çalışmış, göçmen ruhunun yaşadığı yere tutunma hırsıyla müteahhitliğe soyunmuş.
Kız kardeşinin kocasıyla ENKA'yı (Enişte-Kayınbirader sözcüklerinin ilk iki harfinden oluşuyor) kurmuş ve gece gündüz çalışarak şirketini bir dünya şirketi haline getirmeyi başarmış.
Türkiye dışında büyük işler alan ve hepsini büyük başarıyla tamamlayan ENKA'nın ve Şarık Tara'nın Balkanlar'da büyük saygınlığı var.
* * *
Şarık Tara, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada çarpıcı mesajlar verdi:
‘Büyük kısmını yaşadığım 20'nci asır, dünya tarihinin en acımasız asrıdır. 140 milyon kişi öldürülmüştür. Güneydoğu Avrupa ise asrın başından asrın sonuna kadar bu olaylarla karşılaşmış, sayısız trajediler yaşamıştır.
Ben çocuklarım, torunlarım ve dünya için barış istiyorum.
Güneydoğu Avrupa'da 3-4 din, 40'a yakın farklı etnik grup vardır. Kişi başına milli gelir Avrupa'nın diğer bölgelerine göre on kat daha düşüktür.
Tarihten aldığımız derslerle geçmişte yaşanan olumsuz olayların tekrarını engelleyecek önlemlerin bu toplantıda açık açık konuşulması gerekir.’
Tara, bölge ülkelerinin Avrupa refahını yakalayabilmesi için kişi başına 4 ila 6 bin dolar altyapı yatırımı yapılması gerektiğine işaret etti.
Bunun için sadece 2 milyon insanın yaşadığı Makedonya'ya 10 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç olduğunu söyledi.
Bu kadar büyük parayı bölge ülkelerinin kendi imkánlarıyla sağlamasının olanaksız olduğunu vurguladı.
Tara, yerli ve yabancı sermaye sağlanmasını, uluslararası banka ve finans kuruluşları ile devletten devlete yardım mekanizmasının işletilmesini önerdi. Bunların ancak daha çok demokrasiyle gerçekleşebileceğini belirtti.
* * *
Makedonya küçücük bir ülke, hemen hemen bizim Trakya kadar.
Avrupa içindeki şanssız coğrafyanın küçük bir parçası. Öteki bölge ülkeleri gibi büyük acılar, trajediler yaşamış.
Bu yüzden de yoksul kalmış.
Öteki bölge ülkeleri gibi tek umutları, Avrupa Birliği'ne girebilmek.
Barışı, refahı, mutluluğu ancak bu hedefe vardıklarında yakalayabileceklerine inanıyorlar.
Türkiye, Balkanlar için çok önemli bir ülke. Buralarda Türkiye'nin yapacağı çok büyük işler var.
Ama yıllarca bizim yönetimimizde kalmış olan, atalarımızın bıraktığı izleri taşıyan bu coğrafyaya karşı nedense uzak duruyoruz.
Bazı işadamları gelmişler buralara gelmesine ama bu yeterli değil.