ÜNLÜ hukukçu Avukat Turgut Kazan, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e benim de altına imza atacağım bir dilekçe gönderdi.
Yıllarca İstanbul Barosu Başkanlığı yapan Kazan şöyle diyor:
"8 aydır ucu açık tutulan soruşturmada, Ceza Mahkemesi Kanunu’nun ifadeye çağırma, zorla getirme, yakalama ve aramaya ilişkin 145, 146, 98, 116, 118. maddelerini çiğneyerek, toplumda büyük korku ve dehşete yol açan, özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkında soruşturma açılması gerekir."
Kazan söz konusu maddelerin savcılık tarafından da aynen uygulanmasının zorunlu olduğunu hatırlatıyor ve şöyle diyor:
"Konutlarda, işyerlerinde ’gece vakti arama yapılamayacağı’ kuralı temel kuraldır. 118. maddenin 2. fıkrası ’istisnaları’ göstermiştir. İstisnaların keyfi biçimde genişletilip ana kurala dönüştürülmesi mümkün değildir."
Kazan maddeleri de şöyle açıyor:
İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır, çağırma nedeni açıkça belirtilir, gelmezse zorla getirileceği yazılır. (Md. 145)
Hakkında tutuklama emri kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya 145. maddeye göre çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir. (Md. 146/1)
Aşağıda belirtilen hallerde, herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilir.
a) Kişiye suçu işlerken rastlanması.
b) Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması. (Md. 90/1)
Soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, savcının istemi üzerine ... yakalama emri düzenlenebilir. (Md. 98/1)
Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa, şüphelinin... eşyası, konutu,... aranabilir. (Md. 116)
Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz. (Md. 118/1)
Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerle yakalanmış veya gözaltına alınmış olup da firar eden kişi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalarda, birinci fıkra hükmü uygulanmaz (Md. 118/2)
Evet, yasal kurallar bunlardır. Ama son olayda hepsi çiğnenmiştir. İlhan Selçuk’la yaşanan somut örnek, yasanın hiçe sayıldığını gösteriyor...
* * *
Sayın Bakan,
Çok iyi bilirsiniz ki, yargılama yasaları herkes için, özellikle suçsuzlar için güvencedir. Son olay bu güvenceyi yıktı. ’Geceleyin kapı çalınınca, sütçü gelmiştir diye uyanma hakkımız’ öldürüldü. Böyle demokrasi olmaz. Böyle hukuk devleti olmaz.
12 Eylül macerasında müşterek korkularımız oldu. Ama son uygulamada yaratılan dehşet 12 Eylül örneklerini aşmıştır. Bu nedenle (İlhan Selçuk için değil) şahsım ve yaşananlardan dehşete kapılmış insanlar için, size başvurmayı görev saydım.
Soruşturmanın 8 aydır ucu açık tutulması ve toplumsal olaylara denk dalga operasyonlara başvurulması, bu yönüyle makul sürenin aşılması ve adil yargılanma hakkının yaralanması bir yana, 160/2. madde uyarınca şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğunu unutan ve temel kurallara aykırı davranan, özel yetkili savcı Zekeriya Öz hakkında, 2802 sayılı yasanın 82. maddesi uyarınca, soruşturma açılması gerektiğini düşünüyorum.
Yasal güvencelerin (halen) geçerli olduğu inancını tekrar canlandırabilmenin ve yaratılan korkuyu dağıtabilmenin başka yolu kalmadığını belirtiyor, durumu takdirlerinize sunuyorum."