Tufan Türenç: Tek ilaç daha çok demokrasi

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

İsmet Paşa çok partili demokrasiye geçme kararını verirken ‘‘Milli Şef’’liği bırakmak zorunda kalacağını çok iyi biliyordu.

Kurtuluş Savaşı'nın muzaffer komutanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı ve Atatürk'ün silah arkadaşı olarak başına gelecekleri de...

Demokrat Parti'nin iktidara gelmek için laik cumhuriyet karşıtlarına ödün üstüne ödün vereceğine adı gibi emindi.

Bunların hepsini biliyordu İsmet Paşa...

Ayrıca bu kararından vazgeçmesi için kendisine yoğun baskı yapıyordu.

Ama Paşa kararından dönmedi ve çok partili dönemi başlattı.

Çünkü biliyordu ki Türkiye bunu yapmak, bunu başarmak zorunda.

Yoksa uygar dünyadan kopar, demokrasiden uzaklaşırdı.

Paşa bunun için seve seve iktidarı bıraktı.

Çok partili demokratik sisteme geçildikten sonra beklenen bütün olumsuzluklar aynen gerçekleşti.

Paşa çok zor günler geçirdi.

Muhalefetine tahammül edemeyen DP iktidarı onu Uşak'ta, Kayseri'de ve İstanbul Topkapı'da linç ettirmeye bile kalktı.

DP iktidarının giderek kontrolü yitirmesi üzerine 27 Mayıs oldu.

Askerler yönetime el koydu. Genç demokrasi henüz emekleme çağında ağır yara aldı.

Ondan sonraki yıllarda siviller ne zaman bocalasalar askerler ihtilal yapar oldu.

Türkiye bugün hálá ihtilal korkuları içinde yaşamıyor mu?

* * *

Türkiye'yi yönetenler Paşa'nın 1946'da attığı büyük demokrasi adımının bir benzerini atmak zorunda.

Özgürlüklerin, hukuk devletinin önündeki engeller hızla kaldırılmalı.

Türk toplumunu bu çağda baskılarla, dayatmalarla yönetme olanağı artık kalmamıştır.

Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un konuşmasını orasından burasından çekiştirip saptıracağımıza söylediği doğrularda buluşmalıyız.

Yanlışları tartışarak zaman yitirmenin bir yararı yok.

İçimizde hálá polis devletinin gerekliliğini savunanlar var.

Bu kafayla polisin içindeki işkencecileri temizleyemezsiniz.

Emniyet müdürlüklerinde 14-15 yaşındaki çocuklara işkence yapılmasını önleyemezsiniz.

İçişleri bakanının iyi niyetli talimatlarını işine geldiği gibi yorumlayıp turistik bölgelerde yaşamı sınırlayan işgüzarları durduramazsınız.

Örneğin Yeşilköy'de başka iş kalmamış gibi bazı kraldan fazla kralcı polis müdürleri türer ve balık lokantalarının yıllardan beri sürdürdükleri düzeni yasaklar.

Dünyanın birçok kentinde bazı semtlerde lokantalar sokaklara taşarlar.

Dünyayı gezenler bilir. Bunlar o tip kentlerin hoş özellikleridir.

Hangisinde polis müdürü emrediyor diye masalar kaldırılır?

Bu kafanın FP'li belediyelerin çağdışı dayatmacılığından ne farkı var?

Polise ‘‘vur’’ derseniz, onun içindeki faşist eğilimliler vurmaz ‘‘öldürür’’.

* * *

Daha çok demokrasiden korkmamalıyız.

Devlet sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklıkları kurutmalıdır.

Ancak o zaman irtica tehlike olmaktan çıkar.

Siz adamların her türlü illegal örgütlenmesine göz yumarsanız çok geçmeden demokrasiyi tehdit eden canavarlarla karşılaşırsınız.

Bol bol din okulları açıp onları denetlemezseniz oralarda demokrasiye bağlı nesiller yetişmesini beklemeye hakkınız olamaz.

Ondan sonra istediğiniz kadar sokaklarda sarık, çarşaf, başörtüsü mücadelesi yapın.

Önleyemezsiniz.

Eksiksiz demokraside yasaları ödün vermeden uygularsanız toplum inanılmaz bir hızla gelişir, fanatizmi aşar.

Bugün bizi bunaltan sıkıntıların tek ilacı var:

Daha çok demokrasi.



Yazarın Tüm Yazıları