Tarih yalan söylemez Vahdettin haindir

30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandı.

12 gün sonra 13 Kasım’da İtilaf Devletleri’nin Yunan gemileri de dahil 55 parçadan oluşan donanması İstanbul Boğazı’na demirledi.

Savaş gemileri toplarını Padişah Vahdettin’in oturduğu Dolmabahçe Sarayı’na çevirdi.

Önce Fransız askerleri sonra İngiliz askerleri karaya çıkarak fiili işgali başlattılar.

İstanbul’un işgali ülkede büyük infial yarattı.

Vahdettin ise tahtının derdine düşmüş, İngilizlere yaranmak için yollar arıyordu.

Bunun için gazeteci Sait Molla’yı kullanıyordu.

Sait Molla makalelerinde İngilizlere övgüler düzüyor, bir yandan da "İngilizleri Sevenler Derneği"ni kuruyordu.

Bu derneğin bir numaralı üyesi Padişah Vahdettin, bir süre sonra sadrazamlığa getireceği eniştesi Damat Ferit ise ikinci üyesi oluyordu.

24 Kasım’da Vahdettin İngiliz The Daily Mail gazetesine şu demeci veriyordu:

".... İngiliz milletine kuvvetli sevgi ve hayranlık duygularımı Kırım Harbi’nde İngilizlerin müttefiki olan babam Sultan Abdülmecit’ten miras aldım. Şimdi bu sebepten memleketim ile Büyük Britanya arasında öteden beri mevcut dostane münasebetleri yenileyip kuvvetlendirmek için elimden gelini yapacağım."

Padişah Vahdettin bu güvenceleri ülkesini işgal edenlere veriyor ve onlara olan bağlılığını gösteriyordu.

* * *

Vahdettin’in tek düşündüğü ülkesi değil, tahtıydı.

İngilizlerin Türkiye yönetimine el koymasını istiyordu. Bunu da onlara her fırsatta aracılarla iletiyordu.

Ancak İngilizler öteki müttefikleri tedirgin edeceği için Vahdettin’in bu önerilerine sıcak bakmıyordu.

Vahdettin son çare olarak İngiltere yanlısı olmakla tanınan eniştesi Damat Ferit’i sadrazamlığa getirdi.

30 Mart 1919 günü Sadrazam Damat Ferit’i İngiltere Yüksek Komiser yardımcısı Amiral Webb’e gönderdi.

Padişah, sadrazamı aracılığıyla İngilizlere bağlılığını ve onlara karşı duyduğu sevgiyi yineledi.

Sadrazam Damat Ferit, Amiral Webb’e Padişah’ın Türkiye’nin İngilizlere yenildiğini, bu nedenle Türkiye’nin yalnız İngiltere’ye biat ettiğini belirttiğini söyledi.

Daha sonra da cebinden çıkardığı Padişah’la birlikte hazırladıkları memerandumu Amiral Webb’e verdi.

Memerandumda 15 yıl boyunca İngiltere’nin Türkiye’yi yönetmesi isteniyordu.

Vahdettin’in ülkeyi İngilizlere teslim etme ihaneti Mustafa Kemal önderliğindeki Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanması sonucunda gerçekleşmedi.

Ve tarihler 17 Kasım 1922’yi gösterdiği gün Vahdettin İngiliz savaş gemisi Malaya’ya gizlice binerek ülkesinden kaçtı.

İşte Padişah Vahdettin budur.

* * *

Bugün Vahdettin’in adını vermeden onun ülkesine ihanet ettiğini ima eden bir ilkokul çocuğunun yazdığı kompozisyonu ülkenin valisi, kaymakamı sorguluyor.

Soruşturmalar açılıyor, harıl harıl suçlu aranıyor.

Ankara ise bu gelişmeleri seyrediyor.

Şimdi şu soruyu ülkesini seven herkese soruyorum:

"İşgalci kuvvetlere ülkesini peşkeş çeken, 15 yıl süreyle İngiliz boyunduruğunu kabul eden bir padişaha ’Hain’den başka hangi sıfat verilebilir?"

Tarih yalan söylemez.

Vahdettin bir vatan hainidir.
Yazarın Tüm Yazıları