Paylaş
1950 seçimlerini kazanan Demokrat Parti, Meclis’te büyük çoğunluk elde etmişti.
Buna güvenerek “Her istediğimi yaparım, ülkeyi dilediğim gibi yönetirim” havasına girmişti.
Haksız İktisap Yasa Tasarısı’nı hazırlayıp Meclis’e getirmişti.
DP’nin amacı muhalefet partisi CHP’nin tüm mallarına el koymaktı.
Yasa görüşülmeye başlayınca CHP Genel Başkanı İsmet İnönü kürsüye çıktı ve yasayı eleştirmeye başladı.
DP milletvekilleri Paşa’nın konuşmasını protesto etmek amacıyla bağırıp çağırıyorlar, sıra kapaklarına vuruyorlardı.
Paşa’yı konuşturmamak için sürekli sataşıyorlardı.
İsmet Paşa birden konuşmasını kesti ve DP’lileri izlemeye başladı.
DP milletvekilleri de şaşırıp sustu.
O zaman Paşa mikrofona yaklaşıp şöyle dedi:
“Tarih kürsüsünden halinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz. Işıktan korkuyorsunuz.”
Sonra da kürsüden inip salondan çıktı gitti.
CHP grubu da Paşa’yı izledi.
* * *
Bugün Türkiye’de milyonlarca insan her gün olup biteni tarih kürsüsünden değil ama televizyon ekranlarından izliyor.
Ve sağduyulu herkes şunu görüyor:
AKP’liler suçluların telaşı içinde büyük bir panik yaşıyorlar.
Anayasa’yı değiştirip yargı bağımsızlığını yok etmek için çırpınıp duruyorlar.
Çünkü yargılanmaktan korkuyorlar.
Başbakan önceki gün partisinin Yerel Yönetim Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada şöyle dedi:
“Anayasa değişikliklerini hazırlayıp bunu bir hap gibi milletin huzuruna getiriyoruz.”
Böylece Başbakan Anayasa değişikliklerini referanduma toptan sunarak halka hapı yutturacaklarını itiraf etmiş oldu.
AKP iktidarı ülke yönetirken hukuk devletini, kuvvetler ayrılığını ve bağımsız yargıyı ayak bağı gibi görüyor.
Demokrasinin bu olmazlarının kendi iktidarını sınırladığına inanıyor.
Onun için hukuk devletini askıya almak, yasama ve yargıya egemen olmak ve kapanmaktan korunmak amacıyla kendi başına Anayasa’yı değiştirmeye çalışıyor.
Oysa anayasa milletin yazgısını belirleyen bir toplumsal sözleşmedir.
Bu sözleşme ancak ve ancak toplumun her kesiminin onaylayacağı bir uzlaşmayla gerçekleştirilebilir.
Geniş bir uzlaşmayla yapılmayan anayasaların uzun ömürlü olması olanaksızdır.
Çünkü onlar milletin anayasası olmaz, hazırlayan partinin anayasası olur.
AKP anayasası da bir iktidar değişimi kadar bir ömre sahip olacaktır.
Bu değişiklik sürecinde AKP bir uzlaşma değil bir dayatma anlayışıyla hareket etti.
Daha da düşündürücü olan AKP kendisi için yaşamsal gördüğü üç maddeyi geçirebilmek için bir sürü tuzak maddeleri soktu değişim paketine.
Onlarla paketi bir hap gibi halka yutturmak istiyor.
Bunu da demokrasi adına yapıyor.
İşin esas acı yanı, yandaş gazete ve yazarların bunun dev bir demokratik adım olduğu yolunda yemin billah ederek halkı kandırmaları.
Bunu yaparak hem kendilerini, hem de mesleklerini karalıyorlar.
Paylaş