Paylaş
Halkımız pazar günü sandık başına giderek özgür iradesiyle dilediği partiye, oyunu verecek.
Bu seçimden siyasi istikrar çıkarmayı başarabilecek miyiz acaba?
Bu soruya olumlu yanıt vermek zor.
Çünkü siyasi yelpazenin 20 parçaya bölündüğü bir ortamdan istikrar çıkarmak için mucize gerekiyor.
Bu nedenle bir ya da iki yıl içinde Türkiye'nin yeni bir seçime daha gitmesi gereği uzak olasılık değil.
Seçime giren 20 siyasi partinin içinde birçoğu tek kişilik partiler.
Vatandaş birçoğunun adını sanını bile duymamış.
Bu dağınıklık bize 1960'ların başlarında yaşadığımız ‘‘Fıstıkçı Cahit’’ olayını anımsattı.
Sarıyer'de fıstık satarak geçimini sağlayan Cahit Topgülle adlı bir gariban, ‘‘Hür Sosyalist Partisi’’ adlı bir parti kurdu.
Biriktirdiği üç beş kuruşla parti çalışmalarına başlayan Topgülle, genel merkez tutacak parası olmadığı için partisinin adını tahta üzerine yazıp bunu bir elektrik direğine astı.
Cahit Topgülle, boş bulduğu her yerde ama daha çok Saraçhanebaşı'nda sık sık miting yapardı.
O zamanlar Saraçhanebaşı'ndaki parkların yeri boş alandı. Fatih tarafındaki boşlukta da uyduruk bir futbol sahası vardı.
Topgülle, partisinin bez afişini kale direğine gerer, hemen önüne yerleştirdiği büyük varilin üzerine çıkıp konuşmasını yapardı.
* * *
Çevresine toplananların dalga geçmesine aldırmadan yazılı konuşmasını inatla sonuna kadar okurdu.
Bazen kendisine limonata, gazoz ikram edenler çıkardı. Onlara teşekkür eder ve ikram edilenleri içerdi.
Bir seferinde konuşmasının en heyecanlı yerinde biri kıymalı börek uzattı.
Cahit Topgülle buna çok kızdı, adama sunturlu bir küfür sallayarak mitingi yarıda kesti.
Kale direğine astığı bez afişi yırtarcasına indirdi ve ‘‘Bu millet adam olmaz’’ diyerek çekip gitti.
14 Haziran'da kurduğu partisini inatla 1964 Ağustosu'na kadar yaşattı.
Ama bir tek üye bile kaydedemedi.
Bu süre içinde defalarca polis soruşturmasına uğradı.
Karakollara düştü, adli tıbba sevk edildi.
Bir keresinde Bakırköy Akıl Hastanesi'ne bile gönderildi.
Ama yapılan muayenelerde aklının sağlıklı olduğu belirlendi.
* * *
Bir gün tepesi attı. Sarıyer'deki direğe tırmanarak partisinin tabelasını indirdi ve denize fırlattı.
Aynı gün basına yaptığı açıklamada, ‘‘Bugüne kadar bana yapılan baskılar, fikirlerimin ne kadar kıymetli olduğunu gösterir. Partimi parasızlıktan kapatıyorum’’ dedi.
Cahit Topgülle, parti macerasının kendisine dört bin liraya mal olduğunu, beş parası kalmadığını, tekrar fıstık satmaya başlayacağını sözlerine ekledi.
Sarıyerliler tekrar fıstıkçılığa dönmesi için ona yardım ettiler.
Ondan sonra da Cahit Topgülle, Türk siyasal yaşamında bir daha görünmedi.
O dönemde sık sık en büyük gazetelerin birinci sayfalarına bile giren Cahit Topgülle adlı gariban politikacının öyküsü işte böyle.
Bugün de Cahit Topgülle gibi liderler, onun partisi gibi tek kişilik partiler var.
Üstelik bunların birçoğu seçime de giriyor.
İstikrarı yakalamanın tek koşulu, partiler arasında ciddi bir ayıklama yapmaktır.
Paylaş