Çünkü "hukuk devleti kavramı" onlar için kutsaldır.
Üniversiteleri bilimsel kurumlar olarak görürler, gelecek nesilleri yetiştirecek olan bu kurumların tarikatlara teslim edilip medreselere dönüştürülmesine karşı çıkarlar.
Bilgi çağını yakalamanın tek yolunun çağdaş eğitimden geçtiğine inanırlar.
Toplumun her kesimiyle kavga etmezler, tersine onlara kucak açarlar.
Onlar herkesin milletvekili, bakanı, başbakanı, cumhurbaşkanı olmaya özen gösterirler.
Onlar tüm vatandaşları eşit görürler, kimseyi "benden, benden değil" diye ikiye bölmezler.
Onlar siyaset dünyamızın yalnız insanlarıdır.
Onurlarından kesinlikle ödün vermezler.
Ceylan derili turuncu koltuklar uğruna bütün geçmişlerini, kimliklerini feda etmezler.
Onlar saygın insanlardır.
Ne yazık ki onların sayıları bir elin parmakları kadar azdır.