HER yıl coşku ve mutlulukla kutladığımız Cumhuriyet Bayramı’nı bu kez gözlerimiz yaşlı, yüreğimiz yana yana kutluyoruz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı boynumuz bükük.
Hem ülkemizin bütünlüğüne dönük bölücü terörü, hem de onun kurduğu laik demokratik cumhuriyete yönelik tehlikeleri önleyemedik.
Dünyanın en ünlü tarihçilerinden Prof. Halil İnalcık’ın "Atatürk ve Demokratik Türkiye" kitabını okurken bir kez daha Atatürk’e layık olamadığımızı gördüm ve bundan büyük hüzün duydum.
İnalcık kitabında Atatürk’ü, Türkiye toplumunu bir değişime, yenileşmeye, gelişim sürecine taşıyan büyük bir düşünür ve eşsiz bir yeniden yapılanmanın mimarı olarak tanımlıyor.
Ve şu hükme varıyor: "Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri, yeniden yapılanma ve değişim atılımlarına bakınca Atatürk’ün dehası çarpıcı bir hal almaktadır."
* * *
Ünlü bilim adamının derin incelemelerini içeren kitabından bazı çarpıcı bölümleri aktaralım.
Tarih 15 Mayıs 1919... Türk toplumu açısından tam bir felaket günü.
Yunanlılar emperyalistlerin garantörlüğünde İzmir’e çıktılar ve Anadolu işgalini başlattılar.
Amaç Türkleri Orta Asya’ya sürmekti.
4 gün sonra da Mustafa Kemal Anadolu ayaklanmasını başlatmak üzere Samsun’a çıktı.
16 Mart 1920 günü Türk milleti ikinci felaketi yaşadı.
İstanbul, müttefik kuvvetler tarafından işgal edildi. Okuyalım:
"İstanbul’un resmen işgali, bir yıl önce Yunanlıların İzmir’e çıkması üzerine kendini gösteren ayaklanma gibi bütün yurtta derin yankılar uyandırdı.Ve Anadolu’da Mustafa Kemal önderliğinde başlayan milli bağımsızlık hareketini güçlendirdi.İstanbul’da Meclis-i Mebusan ve sultan hükümeti işgal güçlerinin kontrolü altındaydı.Kaçabilen milletvekilleri Ankara’ya sığındılar.Seçilen yeni milletvekilleri İstanbul’dan gelenlerle beraber Ankara’da TBMM’ye vücut verdiler."
* * *
Prof. İnalcık, Atatürk ve Atatürk devriminin tarihini yazmada üç aşamayı işaret ediyor:
"Birinci aşama, kuşkusuz Mustafa Kemal’in milli direnci örgütleme, TBMM’yi açma ve Sakarya Zaferi’yle sonuçlanan aşamadır.
(...) Sakarya, Mustafa Kemal’in ve yeni Türk devletinin tarihinde kesin bir dönüm noktasıdır. Bu tarihten sonra Mustafa Kemal’in vatan kurtarıcı önderliğine kimse karşı gelememiştir."
İkinci aşama, Sakarya’dan Lozan Antlaşması’nın imzalanmasına kadar süren aşamadır. Bu dönem Mustafa Kemal idaresinde Yunan ordusuna karşı-saldırı hazırlıklarının yapıldığı, Büyük Taarruz ve Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin kazanıldığı, İzmir’in Yunan işgalinden kurtarıldığı ve düşmanın denize döküldüğü dönemdir.
Üçüncü aşama Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından cumhuriyetin ilanı ve hilafetin kaldırılmasına kadar geçen aşamadır. Bu aşamada Türk devleti, tüm dünyaca resmen kesin olarak tanınmıştır."
Atatürk’e, onun devrimlerine, ilkelerine karşı olanların ağızlarından düşürmedikleri Arif Nihat Asya’nın "Fetih Marşı" şiiri vardır.
"Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
Yürü, hálá ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!"
Eğer Mustafa Kemal’in önderliğinde Türk milleti Kurtuluş Savaşı’nı başarıya ulaştıramasaydı şimdi ne İstanbul kalırdı, ne Anadolu, ne de Türk milleti.